[Cumhuriyet Gazetesi’nden Emrah Kolukısa’nın oyuncu Cengiz Bozkurt ile yaptığı röportajı okuyucularımızla paylaşıyoruz]
Yarattığı karakterlerle sevilen oyunculardan biri olan Cengiz Bozkurt şu sıralar bazı kanallarda farklı projelerle gündemde. Oyuncu şimdilerde “Orta, Kafa, Aşk” ile değişik bir tipi canlandırıyor.
Şu günlerde nereye baksak onu görüyoruz sanki. Aynı anda üç dizide üç farklı karakterle karşımıza çıkan Cengiz Bozkurt, bir oyuncunun en çok hayal ettiği şeyi başarmış biri; çünkü hayranları onu magazin sayfalarından ya da sivri çıkışlar yaptığı sosyal medyadan değil, hafızalarımıza kazıdığı karakterlerle anımsıyor.
Sohbetimize tam da oradan başlıyoruz.
– Yeni sezonu özel bir platformda izleyiciyle buluşan “Orta, Kafa, Aşk” benzerine rastlamadığımız bir format aslında. Bu projede sizi çeken ne oldu oyuncu olarak?
Tam da dediğiniz gibi, sıradışı bir proje olması ve bugüne kadar görmediğimiz türden bir format olması benim için “Orta, Kafa, Aşk”ın en büyük cazibesiydi. Engin’le de çok iyi partner olduk, gerisi geldi.
– Canlandırdığınız futbol yorumcusu karakteri için belli birini model aldınız mı?
Bir tek insan yok ama futbol analiz programlarını izleyip jargona hâkim olmaya çalıştım. Bir de maçı canlı yayımlayamayıp stüdyoda sanki radyo yorumcusu gibi sunanları izledim; en çok onlar işime yaradı.
– Futbolla aranız nasıl?
Beşiktaşlıyım ama fanatik değilim. Stadyuma 2-3 kez gitmişimdir; o da önemli Beşiktaş maçlarına. Sette çalışmıyorsam milli maçları ve banttan da olsa Beşiktaş maçlarını mutlaka izlerim.
– Başka bir dizide, sizin aslında efsaneleşmiş bir karakter haline getirdiğiniz Erdal Bakkal’ı canlandırıyorsunuz. Sizce o neden bu kadar seviliyor?
Kaybedilen mahalle kültürünü ve onun kilit noktasındaki bakkal gerçeğini çok farklı bir dille ele alıp, komedinin sınırlarını zorlamamız, seyircinin, özellikle genç seyircinin ve kafaca genç kalan seyircinin çok hoşuna gitti ve kült bir hayran kitlesi yarattı.
– Yarattığınız karakterlerle duygusal bağ kuran bir oyuncu musunuz? Örneğin en sevdiğiniz karakter hangisi?
Yok canım, hayır. Kostüm gibi bir şey. İşim bittiğinde sette bırakıp tabii ki kendi hayatıma dönüyorum. Ama işimi yaparken sezgilerime ve hissiyatıma güvenir, iç sesimin söylediğini uygularım. Yer aldığım çoğu projeyi ve karakteri sevdiğim, oynamak istediğim için kabul ediyorum. O yüzden en sevdiğim gibi bir şey söylemek istemem ama Erdal Bakkal’ın yeri seyirci gözünde de farklı sanırım.
– Hayatta nelere değer verirsiniz? Oyunculuk dışında neler ya da kimler var hiç vazgeçmem diyeceğiniz?
Ailem, çocuklarım ve yakın arkadaşlarım.(Röportajın devamı için buraya tıklayınız…)