Yarın Dünya Tiyatro Günü. Bu vesileyle oyuncusundan yazarına, yapımcısından kostümcüsüne tiyatroya farklı alanlarda emek veren 20 isme sorduk: Seyirciye hangi oyunu, neden önerirsiniz? Tüm zorluklarına inat; dünya tiyatroyla, oyunla ve yeni nefeslerle, sürprizlerle dönmeye devam etsin diye… Yaşasın tiyatro!
Tiyatrocular için hayat, hiçbir dönemde olmadığı gibi, şimdilerde de güllük gülistanlık değil… Pandemi darbesinin üstüne ekonomik koşullar, tiyatronun bir ‘kamu hizmeti’ olarak görülmemesi, aylarca kapalı kalan mekânlar için ödenmek zorunda kalınan kiralar, yetersiz devlet ve yerel yönetim destekleri, ‘ödenmeyen/ödenmeyecek olan’ kabarık faturalar (örneğin Moda Sahnesi’nin sürdürdüğü elektrik faturası direnişi) derken Türkiye’de tiyatro yapmak, hele ki ‘bağımsız tiyatro yapmak’ tam anlamıyla bir inat meselesine dönmüş durumda…
Biz yine de her zaman olduğu gibi yüzümüzü güneşe çevirelim istiyoruz; 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü vesile edip hayatın durmayan nabzını, umudu, neşeyi, heyecanı ve sahnede can bulan yaratım gücünü anımsamaktan yana duruyoruz… Tiyatronun ve hayatın tatlı, hikâyeci, oyunbaz, sürprizli yüzünden yana olan herkese selam vererek bu güzel günü kutluyoruz… Tiyatroya emek veren 20 isme, seyirciye önerdikleri oyunları sorduk. Bu hafta bir oyun seyredin diye…
Zerrin Tekindor’un harika performansı
Şebnem Bozoklu, oyuncu: Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun harika metni ve Zerrin Tekindor’un nefis performansıyla Hira Tekindor’un temiz rejisini görebileceğiniz ‘Toz’u öneririm. Serkan Altunorak’ın şahane oynadığı, Çağ Çalışkur rejisiyle ‘Dalgakıran’ tavsiye listemde. Bir de Kadıköy Boa Sahne’de izleyeceğim ‘Misket’ için heyecanlanıyorum. Güzel şeyler duydum oyunla ilgili. ‘Sırça’ da izlenecekler listemde. İpek Bilgin’i izlemek için sabırsızlanıyorum. İbrahim Çiçek’in rejisini çok merak ediyorum.
Cesur ve taze bir uyarlama
Selen Uçer, oyuncu: Tiyatro BeReZe’den ‘Macbeth/İki Kişilik Kâbus’ tekrar sahnede… İnanılmaz cesur ve taze bir uyarlama. İzleyicinin bakış açısını değiştirecek cinsten. Zeki bir mizah, incelikli hikâye, müthiş oyuncu performansları, çok iyi bir Shakespeare, hatta hayat yorumu…
Ülkenin ruh halini resmediyor
Ümit Erlim, oyuncu: Pandeminin etkisinin azalmasını dilediğimiz bu zamanlarda iki oyun önermek isterim. DasDas yapımı olan, Peter Lund’dan ‘Ben Varım’, müzikal tiyatro sevenler için kaçırılmaması gereken bir prodüksiyon.
Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazıp yönettiği ‘Istırap Korosu’ sade tasarımıyla hikâyeyi ve oyuncuları sahnede seyirciyle baş başa bırakarak, ülkenin bir apartmana sıkışmış ruh halini başarılı bir şekilde resmediyor. Listemde Yolcu Tiyatro’dan ‘Gomidas’ ve Studio Oyuncuları’ndan ‘Aşınma’ da ön sıralardalar.
Nefes aldıran bir oyunculuk
Hilal Polat, kostüm ve dekor tasarımcısı: Yönetmen, çevirmen Sarp Doğa Çelik’in elinden çıkan ‘Yok Olma Çağı’… İnsana nefes aldıran, içinde kaybolduğunuz bir performans. Queer dünyaya başka bir yerinden bakmak… Güzel oyun.
Gücünü sadeliğinden alıyor
Ceren Ercan, yazar: Mek’an Sahne yapımı ‘Dansöz’… Gücünü sadeliğinden alıyor. Sezen Keser’in oyunculuğunun, oyunun dışına bir an bile çıkarmayan bir gücü var. Oyunculukta ve metinde; teknik maharet ve gerçeklik hissi veren bir doğallık iç içe. Yönetmen ve oyuncu arasındaki ortak bakış hissediliyor. Belli ki sert bir kadın hikâyesini mağdur dili kurmadan anlatmanın yolunu birlikte keşfetmişler.
Temposu hiç düşmüyor
Tilbe Saran, oyuncu: Kadir Has Tiyatro Bölümü’nden ‘Punk Rock’… Sahneye koyan, Kerem Arslanoğlu… Düşmeyen bir tempoyla oynadıkları, her bir repliklerine hayata sarılır gibi sahip çıktıkları ve pandemi koşullarına teslim olmadıkları için…
Camın ardındaki kadının hikâyesi
Pınar Yıldırım, oyuncu-yapımcı: Melek Ceylan’ın performansı, Salih Usta’nın yönetimiyle ‘On İkinci Ev’. Bir camın ardından sesini duyurmaya çalışan bir kadının hikâyesi… Melek Ceylan seyir alanımızı da değiştirerek nefis bir varlık anlatısı sunuyor.
Salise kopmayan bir bağ kuruyor
Yiğit Sertdemir, oyuncu-yönetmen-yazar: Kadıköy Emek Tiyatrosu’ndan ‘Herkes Kocama Benziyor’; sahici temas, salise kopmayan bir bağ, içeriden bir hikâye, sade bir sahneleme…
Benzersiz dil, şairane atmosfer
Barış Gönenen, oyuncu: Ahmet Sami Özbudak’ın, Yolcu Tiyatro yapımı ‘Gomidas’ın benzersiz hikâyesini anlatmak için seçtiği dil, oyunu
sahneye koyarken yarattığı şairane atmosfer ve Fehmi Karaarslan’ın başarılı performansıyla ‘Gomidas’ kaçırılmaması gereken oyunlardan.
Kurgu, izleyeni içine çekiyor
Serdar Biliş, yönetmen: Talimhane Tiyatrosu’nun ‘Harika Şeyler Listesi’ oyunu. Buruk bir komedi denebilecek bu oyunda Bora Akkaş’ın seyirciyle kurduğu geçirgen ilişkiyi deneyimlemenizi tavsiye ederim. İzleyenleri oyunun tam da içine çeken bu interaktif kurguyu Lerzan Pamir zarafetle yönetmiş.
Evrensel meseleye yerel kodlarla bakıyor
Murat Mahmutyazıcıoğlu, yazar-yönetmen: Kadıköy Boa Sahnesi yapımı ‘Misket’… Yazan Turgay Korkmaz, yöneten Kayhan Berkin. Hem iyi bir yazarla tanışmak hem de evrensel bir meseleyi yerel kodlarla ve seyirciye bir şey öğretme kaygısı olmadan eğlenceli bir şekilde anlattığı için, 2010’larda alternatif sahnelerde hissettiğim cesaret ve coşkuyu hissettirdiği için herkese tavsiye ederim.
İyi ve özgün bir metin sunuyor
Nergis Öztürk, oyuncu: Kadıköy Boa Sahne’den ‘Misket’. İyi ve özgün bir metin sebebiyle şahane bir oyun.
Gerçek anlamda bir virtüoz
Leman Yılmaz, DasDas Proje Direktörü: Studio Oyuncuları’ndan ‘Aşınma’… Şahika Tekand’ın yazıp yönettiği, yeniden kurguladığı,
Yiğit Özşener’in oyunculuğuyla zirveye ulaştığı ‘Aşınma’, aslında Tekand’ın 2008’de yazıp yönettiği ‘Karanlık Korkusu’nun devamı niteliğinde.
Kurallar ve yönergeler arasına sıkışmış insanın hayatta kalma, nefes alma çabası. Öyle ki oyunun belli anlarında kendi yaşamımla izdüşümleri bulduğumda bir anda nefes almanın bile zorlaştığı, tıkanıp kaldığım duygusuna kapıldım. Uzun yıllardır Şahika’nın birçok oyununda birlikte çalıştığı Yiğit Özşener ise bu tek kişilik performansıyla gerçek anlamda bir virtüoz olarak karşımıza çıkıyor.
Bir kadının varoluş kavgasına tanıklık edin
Özen Yula, yazar-yönetmen: İstanbul Şehir Tiyatrosu oyunu ‘Yaftalı Tabut’ bence sezonda seyredilmesi gereken bir oyun. Öncelikle siyasi tarihimizden silinmeye çalışılmış bir yazarı tanımak, bir kadının siyasal savaşımına ve varoluş kavgasına tanıklık etmek için. Onun dışında iyi bir takım oyunculuğu, güzel bir reji ve sağlam metin takip etmek için.
İki zıt kardeşin eğlenceli öyküsü
Nisan Ceren, yapımcı: Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu’ndan ‘Timsah Ateşi’. The Guardian’ın ‘Feminist Tarantino gibi’ diye tarif ettiği Meghan Tyler’ın yazdığı, Kuzey İrlanda meselesini iki zıt kardeş üzerinden anlatan Mehmet Ergen oyunu. Funda Eryiğit ve Hazar Ergüçlü’nün güçlü ve komik performanslarını izlemek çok zevkliydi. Sadece eğlenmek için oyun izlemek de caizdir dedirten prodüksiyon. İzlediğimiz ve ürettiğimiz oyunlara türler bilgisi ışığında bakmak önemli; ‘Timsah Ateşi’ olduğu haliyle çok keyifliydi, fazlasına da gerek yoktu.
Yalın anlatımı akıp gidiyor
Funda Eryiğit, oyuncu: Tiyatro Hemhâl’den ‘Sevgili Arsız Ölüm-Dirmit’. Çok yalın bir anlatımla ve yine çok yalın, incelikli, bizi hemen kendine çeken bir oyunculukla akıp giden, çok güzel bir oyun.
Mevzu gereği mutlaka görülmeli
Seda Türkmen, oyuncu: İstanbul Şehir Tiyatrosu’ndan ‘Yaftalı Tabut’. Dönemin edebiyatla ilişkili sosyalist devrimci hareketini kadın direnişi üzerinden okuyan bu epey ciddi metni öyle incelikli, öyle ironik ve öyle keyifli işlemişler ki… Hem seyir zevki hem de mevzu gereği mutlaka izlenmeli diye düşünüyorum… Üstelik ablam (Selin Türkmen) oynuyor!
Daha gitmeden favorim
Sezin Akbaşoğulları, oyuncu: Pandemi sonrası tiyatro sezonu harika başlamadı mı? Tam tiyatroyla hasret gidermelik zamanlar. Benim de birkaç harika oyun seyretme fırsatım oldu ama bu oyunu henüz görmemiş olmama rağmen şimdiden favorim ilan ediyorum. En sevdiğim Tennessee Williams oyunu, en bayıldığım yönetmen ve oyuncular eşliğinde sahnelenmekte. ‘Sırça’yı sezon boyunca Maximum Uniq Hall’da izleyebilirsiniz. Sakın kaçırmayın derim.
Klasik izlemek iyi geldi
Damla Sönmez, oyuncu: Sezonun yenilerinden ‘Sırça’… Güzel bir prodüksiyon, tatlı oyunculuklar… Klasik izlemek de çok iyi geldi.
Titiz bir araştırma ürünü
Firuze Engin, yazar-oyuncu: İstanbul Şehir Tiyatrosu’ndan ‘Yaftalı Tabut’. Komünist faaliyet suçlamalarıyla yıllarca cezaevinde yatan devrimci kadın oyun yazarı Fatma Nudiye Yalçı’nın yaşamöyküsü. Oyunun dramaturgu Gökhan Aktemur’un Fatma Nudiye’ye ve dönemin atmosferine dair müthiş titiz araştırmasını, yönetmen Yelda Baskın’ın seyirlik mantığıyla kurduğu rejisini çok beğendim.