Yaşam Kaya
Kaan Müjdeci’nin uyarlayıp yönettiği Gain’de yayınlanan ‘Hamlet’ dizisini yeni bitirdim. Erdal Beşikçioğlu, Elit İşcan, Şebnem Bozuklu, Hatice Aslan, Cihat Tamer ve Murat Kılıç’ın rol aldığı diziyi 3. bölümle beraber neredeyse izlemek işkenceye döndü. Shakespeare’ in dünyada en fazla sahnelenen oyunu olma özelliğini taşıyan Hamlet, Danimarka Krallığı’nda dönen pis iktidar oyununun Hamlet tarafından nasıl bozulduğunu, sırf gücü eline almak isteyen insanların nasıl hayvanlaştığını tüm çıplaklığıyla suratımıza çarpan bir şaheser. Fakat Gain’de yayına giren Hamlet dizisi için aynı şeyi söylemek tam anlamıyla delilik olur.
Kaan Müjdeci elbette farklı bir çalışma yapmak İçin yola koyulmuş, ama bir kardeş katili benzetmesi dışında konuya Hamlet tarzında hiçbir şey katamamış. Klasik Türk dizilerindeki sansür olgusunu pas geçmesi, ortalıkta edilen küfürler, garip öpüşme ve sevişme sahnesi izlediğimiz diziyi diğerlerinden ayrı tutuyor. Dizinin isminin afili biçimde ‘Hamlet’ olması sizi yanıltmasın, ortalıktaki konuda boğulmamak mümkün değil. Büyük Ada’daki faytonların kaldırılması, atların ortalıktan çekilmesi hikayesiyle başlayan dizi, katharsise uymayan bir cinayet örgüsü ve akabinde Shakespeare vari bir takım tiradlar ile adeta beyin yakıyor. Erdal Beşikçioğlu ve Hatice Aslan dışında oyuncuların kendi psikorol analizlerini yapamadıkları o kadar bariz belli ki, sözde Hamlet’i oynayan, yani babasının katilinin peşine düşen kız, Elit İşcan rolünün tam olarak altında eziliyor. Dünyada bu tarz rolleri oynayan oyuncuların karakter canlandırmadaki ustalıklarına bakılır ve genç Hamlet rolünü oynayanlar hafızalara kazınır. Elit İşcan için bunları söylemem mümkün değil. Tamam bu bir uyarlama; ama dizinin adı Hamlet olunca işte rolün yapısı bambaşka bir mecraya evriliyor! Erdal Beşikçioğlu böyle bir projede kariyerini gölgelemiş. Yani nasıl olur da, Hamlet diye isim verilen bir dizide, Claudius rolüyle eş değer bir rol bu kadar kötü anlatılabilir? Senaryo nereden tutsak elimizde kalıyor.
Kaan Müjdeci atları gemiyle getirme sahnesindeki etkili girişi dizide asla yakalayamamış. Özellikle büyücüye giden kızın babasının katilini aradığı sahnede bir rüya bölümü var ki, evlere şenlik! Diziye öyle şaşalı bir giriş yapmak yerine, keşke o rüya sahnesini beynimize işleyen kurşun gibi çekseydi, işte o zaman Hamlet adına yakışır bir noktaya adım adım gidebilirdik. Cinsel temalar zaten dizi içinde çok fazla uyumsuz. Tüm bunların dışında kadrodaki isimlerin de dizideki karakterlerle bütünleşemediğini açıkça belirtmeliyim. Adını duyduğumda heyecanlandığım, sonrasında afişinin yarattığı sansasyonel ile ‘acaba?’ sorusunu sorduğum, dizinin tamamını izleyince büyük hayal kırıklığına uğradığım Hamlet, akşam kuşağında insanların oturup izlediği 4 saatlik dizilerin 45 dk.’ya düşmüş hali!