Mehmet Zeki Giritli
İzmir Büyükşehir Belediyesi Tiyatrolarına oyuncu seçimi aşamasındaki uygulamalarla alakalı birçok şaibe ve tartışma yakın zamanda gündemde. Ben bu tartışmalara çok fazla girmeden oyuncu değerlendirmelerine katılabilmek için belirlenen “konservatuvar mezunu olma” şartından ve buna bağlı olarak bir kesimin, sadece bu seçmeler için değil genel olarak tiyatro ortamında, yaşadıkları mağduriyetten bahsetmek istiyorum bu yazıda. Bu konservatuvar mezunu olma şartını sadece şehir ve devlet tiyatrolarında değil zaman zaman bazı özel tiyatroların seçmelerinde de görüyoruz. Hatta kendisi konservatuvar mezunu olmamasına rağmen ekibine başvurabilmek için konservatuvar mezunu olma şartı koyan tiyatro sahiplerine de rastladım. Öncelikle şunu söyleyeyim konservatuvar karşıtı değilim elbette. Burada yazdıklarımdan böyle bir anlam çıkmaması için bunun altını çizmek isterim. Konservatuvar mezunu oyunculara da saygım sonsuz. Fakat 2021 senesinde herhangi bir tiyatroya (ödenekli ya da özel) başvururken konservatuvarda eğitim görmemiş insanların elenmesini çifte standart olarak görüyor ve bunun yanlış bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Bunun sebeplerine gelecek olursak, bundan 60 yıl önce tiyatronun ve konservatuvarların altın çağını yaşadığı dönemde ve konservatuvar haricinde oyunculuk eğitimi veren çok da fazla seçenek olmadığı yıllarda oyuncu olabilmek için konservatuvar mezunu olma şartı haklı ve mantıklı bir uygulama olabilirdi. Fakat artık öyle bir dönemde yaşamıyoruz. Özellikle 2000’li yılların başından itibaren oyunculuk eğitimi veren, oldukça da kaliteli eğitim veren, pek çok kurum ortaya çıktı. Konservatuvara gitme şansını elde edememiş oyunculuğa gönül veren insanlar için de yeni bir alan oluşmuş oldu. Pek çok öğrenci bu özel oyunculuk okullarından/kurslarından mezun oldular. Bu eğitimlerin içinde 3 yıla kadar uzayan eğitimler olduğunu biliyoruz. Yani bir iki aylık atölyelerden de bahsetmiyorum. Bununla birlikte konservatuvarların Türkiye’de kaç tane insana ulaşabildiği ya da oyunculuk yapmak isteyen kaç gencin konservatuvarlara erişebildiği de ayrı bir tartışma konusu. Ayrıca yaş sınırı denilen saçmalıktan dolayı da 23 yaşından sonra konservatuvara girme hakkınızın olmadığını da eklemek lazım.
Elimde istatistiksel bilgi yok o yüzden bir iddiada bulunamam ama Anadolu’nun ücra bölgelerinden gelip konservatuvarlarda eğitim görebilen kaç tane öğrenci oluyor mesela merak ediyorum bunu. Yoksa konservatuvarlar ekseriyetle büyük şehirler ve civarlarında büyümüş, aileleri nispeten bilinçli gençlerin eğitim yuvası olmakla mı sınırlı? Ya da Türkiye’nin sosyolojik yapısı göz önünde bulundurulduğunda kaç aile çocuğunun konservatuvarda eğitim görmesine sıcak bakıyordur acaba ya da kaç çocuk 17-18 yaşında buna karşı koyabilecek dirayete sahip olabiliyordur? Bunların kişisel olarak cevapları var bende elbette ama yanılıyor da olabilirim. Bir beyin fırtınası yapmak amacım. Zamanında konservatuvarlarda eğitim görme şansını elde edememiş fakat kendi ekonomik özgürlüğünü elde edip ailelerinden bağımsızlaşınca gönül verdiği işe dönme fırsatını, özel kurslarla veya eğitimlerle elde edebilmiş bu insanların herhangi bir yere başvurmalarının bile engellenmesi ne kadar adil? Peki öte yandan günümüzde konservatuvarların oyunculuk bölümlerinin eğitim kalitesi ne seviyede? Bu sorular elbette çoğaltılabilir. Bir taraftan da bazı özel üniversitelerin, nasıl girildiği çok da şeffaf olmayan konservatuvarları var ki o da ayrı bir tartışma konusu. Söylemek istediğim özetle şu sanat eğitimini belirli kurumlarla sınırlandırmak, bu kurumlardan mezun olmayanları herhangi bir seçmeye dahi gerek görmeden baştan elemek bana çok çağdışı ve haksız bir yaklaşım geliyor. Bu kararı alanların sanatın belli grup ya da kurumların tekelinde olmaması gerektiğini bir gün gelip anlayacaklarını umuyorum.
4 yorum
“Özellikle 2000’li yılların başından itibaren oyunculuk eğitimi veren, oldukça da kaliteli eğitim veren, pek çok kurum ortaya çıktı.” Özellikle 2000’li yılların başından itibaren oyunculuk eğitimi veren, pek çok kurum ortaya çıktı. Katılıyorum, bence de doğrudur ama -ne yazık ki- ‘oldukça da kaliteli eğitim veren pek çok kurum’ yok…
2 sene amatör tiyatroda oyun oynayanlar patır patır oyunculuk kursu açıyor. Özelde oyunculuk eğitimi veren köklü kurumlarla bir önceki cümlede bahsettiğim para tuzağı kurumların ayrımını yapmak nasıl mümkün olabilir. İsim İsim “konservatuar ve x eğitim kurumu, y eğitim kurumu vs,” şeklinde bir liste açıklamak daha çağ dışı olmaz mı?
Sonuçta bir eleme süreci olduğu için herkese açık da olabilir tabi, iyi kurumlardan eğitim alanlar bu eleme sürecinde aldığı eğitim sayesinde kendini daha iyi ifade edip kendi imkanlarıyla da öne geçebilirler sonuçta ancak 5 kişilik zabıta kadrosuna mühendisiyle mimarıyla müzisyeniyle 10.000 kişinin başvurduğu ülkemizde herkese açık bir tiyatro ilanında neyle karşılaşılır pek emin olamıyorum.
Endişenizi anlıyorum Ceren Hanım ve söylediklerinize kısmen katılıyorum da. Fakat öte yandan asıl söylemek istediğimi siz de belirtmişsiniz. Herkese açık bir seçme yapıldığı takdirde, seçmelere katılan oyuncu adaylarının yeterli donanıma sahip olup olmadığına seçmeler sırasında karar verilecektir elbette. Seçmelerin asıl işlevinin de bu olduğuna inanıyorum. Fakat bu şans dahi verilmeden, bu oyuncu adaylarının başvurularının baştan engellenmesini adaletsizlik olarak görüyorum. Bir yandan da günümüzde konservatuvarlarda eğitim alma fırsatı bulan oyuncu adaylarının tamamının da çok donanımlı bir eğitim aldığından pek emin değilim. Para tuzağı özel oyunculuk kursları olduğu gibi, ne yazık ki para tuzağı konservatuvarlar olduğunu da biliyoruz. Özetlemem gerekirse seçmelerin oyunculuk eğitimi alan herkese açık olması gerektiğini, kimin yeterli donanıma sahip olup olmadığına seçmelerle karar verilmesi gerektiğini savunuyorum.
Bu arada şuna da açıklık getirmek isterim yanlış anlaşılma olmaması için. “Herkese açık”tan kastım oyunculuk eğitimi almış herkes. Yani verdiğiniz örnekteki zabıta alımına mimar ya da müzisyenlerin başvurması gibi bir durumdan bahsetmiyorum. Başvuru için oyunculuk eğitimi almış olmanın şart koşulmasını fakat bu eğitimin belli kurumlara sınırlandırılmaması gerektiğini söylemeye çalışıyorum.