Sözcü’den Gökmen Ulu’nun haberini paylaşıyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pandemi sürecine ilişkin açıkladığı yeni normalleşme kararları yankı uyandırdı. Erdoğan, kahvehane, kafe, pastane, çay bahçesi, restoran, spor salonu, lunaparkların açılacağını açıkladı, kapanış saatlerinin de 21.00 ile sınırlandırdığını duyurdu. Erdoğan, kültür merkezleri, konser alanları, tiyatro salonları, açık hava tiyatroları ve eğlence mekanlarına ilişkin bir açıklamada bulunmadı. Aylardır faaliyetlerine izin verilmeyen sanat alanlarının yine kapalı kalacak olması tepki oluşturdu. Sanatçılar tepkisel düşüncelerini SÖZCÜ’ye anlattı.
“BU UYGULAMA DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE YOK”
Tiyatro sanatçısı Orhan Aydın: “Bu bir akıl yitimidir. Ülke gerçekliğinden uzaklaşmanın çok ötesinde AKP-MHP yapılaşmasının sanat ve sanatçı düşmanlığını fırsata çevirmesinin de belgesidir. Tiyatro, opera, senfoni, müzikhollerin tamamı ile kapalı tutulması açık biçimi ile özel hayata da müdahaledir. Bunun altındaki tek neden sanat emekçilerinin ürettiklerini düşman varsaymaktır. Bu uygulama dünyanın hiçbir yerinde yok. Sadece bizim ülkemizde var. Bu da bizim için en büyük ayıp ve utançtır. Oysa sanatsız bir hayat, hayat değildir. Yapılması gereken bir an önce bu yasakların kaldırılarak, sanat yaratıcılarının kendi çabaları ile de olsa üretimlerini sürdürmesi ve yaşama tutunması için olanak sağlamaktır.”
“SANATÇI HAYATI GÜZELLEŞTİRİR, BUNLAR GÜZELLEŞSİN İSTEMİYOR”
Moğollar’ın kurucularından Cahit Berkay: “Sanat ve sanatçı bunların umurunda değil ki. Sanatın zerresinden yararlanmamış, bu kültürden yoksun kimseler, sanatsız bir hayatın ne kadar renksiz olduğunu anlamıyor. Bunun değerinin farkındalığında bile değiller. Müzik emekçilerine destek adı altındaki üç kuruşu bile vergi mükellefi olma şartına bağlayarak zorlaştırdılar. Halbuki müzisyen esnaf değil, tüccar değil, yevmiye ile çalışan bir sanatçıdır. Hayatı güzelleştirmek için vardır. Ama bunlar güzelleşmek istemiyorlar ki… Ayasofya’da toplanılabiliyor ama açık hava konser alanlarında niçin bir araya gelinemiyor? Çünkü sanatta kendileri için en ufak bir menfaat görmüyorlar.”
“BAKANLIK 15 AYDIR ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZİ YANITSIZ BIRAKTI”
Ressam Bedri Baykam: “Maalesef pandemi koşullarında, sanat ve müzik ortamı resmen kaderine terk edildi. Uluslararası Plastik Sanatçılar Derneği olarak Kültür Bakanlığı’na 15 aydır yolladığımız çeşitli çözüm alternatifleri karşısında hiçbir yanıt alamadık. Bu gerçekten düşündürücü ve üzücü bir olay. Şu anda limitli sayı izleyici katılımı ile olsa da galeriler sanatseverlerle buluşabiliyor ancak müzik ve tiyatro ortağımızın yaşadığı kopukluk, resmen o alanlarda çalışan sayısız arkadaşımızı son derece mağdur etti. Bir ülke buna nasıl müsaade edebilir? Derhal Kültür Bakanlığı ve hükümet acil kararlar alarak bu konuda süregelen kabul edilemez ortamı son vermeli. Konser alanları, müzikli eğlence merkezleri, tiyatrolar kapasitelerinin yüzde 50’si veya yüzde 35’i ile açılabilir. Bunu engelleyen hiçbir mantıklı gerekçe yok.”
“İKTİDARIN ZİHNİYETİNDE SANAT GÜNAHTIR”
Tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen: “Bu hükümetin fikrinde tiyatrolar ve konserler yoktu ki… Benim için bir sürpriz değildir bu. Zaten, iyi bakıldığında da resim, heykel, müzik, tiyatro, sanat genel olarak günahtır. Bu kadar inanmış bir yönetimin bu günahları işlemesi beklenemez. Onlar haram işler ile değil helal işler ile uğraşır. Onlarda rüşvet, iftira, hakaret yoktur, kibar temiz adamlardır, demokrasiye inanırlar, Atatürk takipçisidirler. (Atatürk’ü takip ederler ki, acaba ne zaman sırtından vurabiliriz diye)”
“İKTİDARA GÖRE SANAT KAFİR İŞİ”
Tiyatro sanatçısı Genco Erkal: “Günlerdir sabırsızlıkla beklediğimiz normalleşme tedbirleri şoke etkisi yarattı. Bir kez daha anlaşıldı ki, iktidarın gözünde ülkemizde tiyatro yok, müzik yok, adı bile yok. Bunlar kafir işi, şeytan işi. Covid-19 zaten buradan bulaşıyor. Ruhun gıdasıdır demişler, bunlarda ruh yok ki, gıdaya gereksinim duysunlar. Varsa yoksa para, çıkar, rüşvet, yolsuzluk, mafyatik ilişkiler.”
Oyuncular Sendikası Sözcüsü Serdar Orçin: “İçinden geçilen son bir buçuk yıllık süreç sonunda tüm ümitlerin bağlandığı son genelgede de kültür sanat alanında çalışan özellikle sahne emekçilerinin ekonomik çıkmazlarına bir çözüm sunulmadı, varlıkları dahi söz konusu edilmedi. Bir an önce maddi ve manevi olarak yıpranan sahne emekçilerinin yeniden üretim yapabileceği ve seyirci ile buluşabileceği koşullar oluşturulmalıdır.”