Yaşam Kaya
Jason Miligan’ın yazdığı Cemal Hünal’ın yönettiği Patron adlı oyunu geçtiğimiz günlerde Kats Sahne’nin tiyatro gösterim sitesi tiyatronet.com’da izleme şansım oldu. Cemal Hünal ile Onur Şenay’ın başrolde oynadığı gösteride Tamer Karadağlı dış ses olarak yer almış. Oyun, Amerika’da, Kanada’da oyunlar yazan ve şu anda The Walt Disney Company’de yazarlık yapan usta yazar Miligan’ın ellerinden çıkmış, ama gösteri Türkiye şartlarına göre uyarlanarak seyirciye sunulmuş. Ekibin yaptığı çalışmaları yakinen takip ettiğim için Patron oyunu hem sahne uyarlaması hem de oyunculuk bağlamında ortaya konan performans açısından son derece önemli noktada duruyor.
Patron’da çocukluktan bu yana sıkı dost olan Sadık ve Okan’ın hikayesini izliyoruz. Mafya için kiralık katil olarak çalışan bu iki insanın bir cinayet sırasında yaşadıkları olumsuzlukla başlıyor öykü ve geçmiş/gelecek sorgusu içinde derin psikolojik analizlerle ilerliyor. Dostlukla başlayan daha sonra kendi canlarının derdine düşen iki sıkı dostun hayata baktıkları nokta, işledikleri cinayetlere karşı sorumlulukları… birçok durum ikili arasında farklılık gösteriyor. Sadık yaptığı işten vicdan azabı duymaya başlamış, yaşadığı hayattan koparak kendisine küçük bir dünya kurma hayalleri içindedir. Okan ise tam anlamıyla bir makine gibi davranmaktadır. Okan’a ne iş verilirse eksiksiz yerine getirmekte, öldürmesi gereken her kim olursa sorgusuz sualsiz bunu gerçekleştirmektedir. Ta ki bir tren istasyonunda öldürülmesi gereken bir kişi yerine yanlış kişinin öldürülmesi ile iki çocukluk arkadaşının ilişkisi farklılaşır.
Oyunu yöneten Cemal Hünal’ı sahnede yarattığı devrimsel eylemden dolayı tebrik ediyorum. Birkaç tane sade aksesuarla olay/zaman geçişlerini harikulade yapan yönetmen, konudaki akışı bozmadan insanı etkileyen oyunculukları ön plana çıkarıyor. Siz sahnede bankta tren bekleyen iki dosta, bir yolculuğa çıkmış iki kiralık katile, otel odasında yaşadıklarının hesabını vermek için dakika sayan iki riyakar insana hızlı geçişlerle uzanırken, konudan kopmadan anın içinde kalıyorsunuz. Müziklerin hızlı geçişlerde yarattığı ahengi fevkalade iyi bulduğumu belirteyim. Patron’ un ise hiç görünmemesi, görüntüsünü hayal ederek içten içe gerilmemizin baş sebebi. Onur Şenay, Okan karakterinin psikolojik yapısını yerinde analiz ediyor. Mesela zeka yoksunu zannettiğimiz katilin son sahnedeki dönüşümü hepimizi şaşırtırken; Sadık’ta Cemal Hünal’ın Patron’la görüşme anında söyledikleri bizlerde büyük hayal kırıklığına neden oldu. İki oyuncu da rolünün hakkını sonuna kadar vermiş.
İki oyuncunun Türkiye şartlarına göre dizayn edilmiş konuyu yorumlarken ülkeye özel kiralık katil imajı çizebilmeleri oyunun başarısındaki ana unsurlardan. Cemal Hünal ve Onur Şenay’ın karakterleri Hollywood’daki katil oyunculuk modeli gibi oynamaması konudaki uyarlamanın başarısını katlayarak arttırmış. Patron oyunu eğer oyunculuk ödülleri verilse idi, sahnedeki başarısıyla birçok ödülü elde ederdi. Oyun bir eleştirmen olarak izlediğim oyunlar içinde 1. sıraya koyduğumu özellikle söyleyeyim!