Dikmen Gürün
Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemiyle birlikte tiyatro alanında seyirciyle iletişim kurmanın yolları üzerine araştırmalar devam ediyor. Teknolojinin, oyunların seyirciyle buluşmasında hiç olmadığı kadar önemli rol oynadığını bu sürecin başından itibaren karşılaştığımız uygulamalarda görüyoruz. Şu aralarda, sürecin ilerlemesiyle, teknolojinin olduğundan daha da “aktif” bir konuma geçtiğini takip ediyoruz. Sanatçının ve seyircinin konumlarına, alılmama süreçlerine yönelik tartışmalar hızla ilerliyor. Ufuk açıcı süreçler… Ama ben yine de bekliyorum salonlarda yan yana oyun izleyeceğimiz günleri.
“Terk Edilmiş Kıyılar //Negatif Fotoğraflar” dijital mecra için hazırlanmış bir oyun. Metin ve tasarım Ferdi Çetin’e ait. Çetin, son yıllarda sanatsal çalışmalarıyla dikkat çeken bir akademisyen. Oyunun yönetmeni Yeşim Özsoy. Galata Perform çatısı altında sürdürdüğü yenilikçi işlerine eklenen bir çalışma bu.
RİTİMSEL VE İMGESEL YAPI
“Terk Edilmiş Kıyılar // Negatif Fotoğraflar”, çevrimiçi ilk gösterimini 24. İstanbul Tiyatro Festivali’nde gerçekleştirmişti. İzleyememiştim. Geçen hafta izledim. Oyunda neler olduğuna bakacak olursak: Ferdi Çetin’in yarattığı mekânda karşımıza bir ailenin yemek odası çıkıyor. Metin ve tasarımdaki ipuçları sanki bizleri 1990’lı yıllara taşıyor. Anne, baba, çocuklar ve ailenin yaşlı hanımefendisi bir yemek masası etrafındalar. Bir aile yemeği bu. Masada gelişen bir anlatıyı takip ediyoruz. Anlatıyı, evin kızının tek kişilik anlatısı aracılığı ile dinliyoruz. Zaman geçtikçe anlıyoruz ki aslında hiç yenmemiş bir aile yemeği bu. Aile bireylerinin yaşanmış olan bir felaketten dolayı bir arada olmadığını fark ediyoruz. Bir araya gelememiş bir baba ve kızın hayaline ortak oluyoruz. Metin birçok açıdan Amerikalı yazar Gertrude Stein’ın metinlerine göz kırpıyor sanki. Ferdi Çetin zaten bir Gertrude Stein hayranı. Gertrude Stein’ın bir dramatik öykü anlatmadan bir tiyatro deneyimi sunan oyunlarının ritimsel ve imgesel yapısı, Çetin’in metninde de yakalanıyor. Geçmişte yaşanmış bir felaket merkezinde tekrarlarla ilerliyor oyun.
İMGELERE HAYAT VERMEK
“Terk Edilmiş Kıyılar // Negatif Fotoğraflar”ı izlerken Performing Arts Journal’ın (PAJ) editörü eleştirmen Bonnie Marranca’nın İmgeler Tiyatrosu (Theatre of Images) isimli kitap için yazdığı önsözdeki cümlelerin Ferdi Çetin’in bu oyununu tarif etmek için de kullanılabileceğini düşündüm: “İmgeler Tiyatrosu’nda performansın resimsi ve heykelsi özellikleri vurgulanır.” Yeşim Özsoy’un dijital tiyatro tartışmalarının ortasında yönettiği bu oyun için de böyle bir yorum yapabiliriz sanki. Şu anda yılını tam olarak hatırlamıyorum ama tiyatro ve performans dünyasının üç önemli yazar ve eleştirmeni Prof. Elinor Fuchs (Kolombiya Üniversitesi) ve Prof. Una Chaudhuri’den (New York Üniversitesi) sonra Bonnie Marranca da İstanbul Tiyatro Festivali’nin konuğu olmuşlardı 2000’lerin başlarında. Kayda değer, yararlı buluşmalardı bunlar.
“Terk Edilmiş Kıyılar // Negatif Fotoğraflar”da dikkat çeken resimsi plastik içerisinde Kübra Balcan, Yaman Ceri, Banu Fotocan, Ahmet Ayaz Yılmaz ve Meral Çetinkaya’dan oluşan oyuncu kadrosu imgelere hayat veren heykelsi duruşlarıyla oyuna canlılık katıyorlar. Bir kez daha Bonnie Marranca’ya dönecek olursak; “[…] bu da tiyatroyu mekân odaklı bir” forma dönüştürüyor. Metnin imge yüklü ve ritmik yapısının yardımıyla görselliği yüksek, zamansız bir oyun çıkıyor karşımıza.