Yaşamdan Tiyatroya Tiyatrodan Yaşama Yansıyanlar

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Eskimiyen’den Beyazıt Kahraman’ın Zehra İpşiroğlu ile yapmış olduğu söyleşinin bir bölümünü paylaşıyoruz.]

Yıllarını bu sanata veren Prof. Dr. Zehra İpşiroğlu gözlem, deneyim, eleştiri, yorum ve tüm düşünsel birikimini “Yaşamdan Tiyatroya Tiyatrodan Yaşama” adlı kitabında topladı. İpşiroğlu ile tiyatro sanatındaki gelişmeleri, farklı yaklaşımları ve uygulamaları konuştuk.

Tiyatro sanatı toplum yaşamında çok eski devirlerden beri önemli bir yer edinmiş. Antik dönemden günümüze kalan tiyatro yapıları ve yapıtları bunun kanıtı. İnsanlar tiyatro sanatını icra ederlerken bireysel ve toplumsal sorunları mı irdelemek istediler? Düşüncelerimizi, hayallerimizi, eleştirilerimizi mi? Varsayımları mı? Olabilecekleri mi? Tiyatroya neler yansıyor? Tiyatro neleri yansıtıyor? Gerçekleri yansıtabiliyor mu tiyatro? İnsanların eğitilmesine, kültürlenmesine katkısı oluyor mu? Tiyatronun toplumsal kalkınmaya, çağdaşlaşmaya katkısı nedir? Tiyatro bir eğlenme, hoş vakit geçirme aracı mıdır? İnsanlık tarihinde neden bu denli önemli bir yere sahip tiyatro sanatı?

Bu sanat dalında yıllardır emek veren Prof. Dr. Zehra İpşiroğlu gözlemlerini, deneyimlerini, eleştirilerini, yorumlarını, düşünsel birikimlerini Yaşamdan Tiyatroya Tiyatrodan Yaşama adlı yapıtında topladı. Kendisinden, tiyatro sanatındaki gelişmeleri, farklı yaklaşımları ve uygulamaları öğrenmek istedim.

YARATICILIK KAYNAĞINI ÖZGÜNLÜK VE SAHİCİLİKTE BULUR

-Yapıtlarınızın birçoğunu okudum. Yazdığınız oyunların birkaçını izleme olanağını bulabildim. Yazınsal ve düşünsel dünyamıza katkılarınız çok önemli. Oyun yazarı ve eleştirmen olarak kazandığınız ödüller burada sayamayacağım kadar çok. Merak edenler, bu tür bilgileri son kitabınızdan edinebilirler. Akademisyen olarak İstanbul Üniversitesi Dramaturji veTiyatro Eleştirmenliği Bölümü’nde, Essen Üniversitesi’nde yaptığınız çalışmalarınızın ayrı bir değeri, önemi var. Bunları özetlemek bu söyleşinin boyutlarını çok aşar. Ülkemizde tiyatro sanatının geçmişine kısaca göz atmakla başlayalım. Tiyatro oyun yazarları, yönetmenleri ve oyuncularının bu sanatı uygularken belli bir amaçları var mı? Nedir? Ne olmalı?

-Doğrusunu isterseniz tiyatro yapanlar o kadar çok ki bu alanda her tür düşünce, görüş ve ideoloji gündeme gelebiliyor. Ancak kültür endüstrisinin dayattığı kurallara göre, oynayanlar görünür olma şansını daha kolay yakalayabiliyorlar. Tıpkı diğer sanat alanlarında, sözgelimi çoksatar romanlarda, Holywood türü filmlerde olduğu gibi… Bu alanın dışına çıktığınız oranda kendinizi kabul ettirme şansınız da doğal olarak azalıyor. Ama kenarda köşede etkinliğinizi sürdürebilirsiniz tabii.

Tiyatro yapanların gerçekten bir dertleri var mı, yoksa şunu şunu yaparsam görünür olabilirim kaygısındalar mı? Görünür olmak, tiyatro başta olmak üzere sanatın her alanı için çok önemli tabii ama bu kaygının özgünlüğü kısıtlamaması lazım. Yoksa sanat, sanat olmaktan çıkıyor. Sonuçta, yaratıcılık, kaynağını özgünlükte ve sahicilikte buluyor, öyle değil mi?

Söyleşinin tamamını okumak için tıklayınız.

Paylaş.

Yanıtla