Tiyatro Üreticileri ve Yapımcıları Derneği 27 Mart Dünya Tiyatro Günü Bildirisi.
“Hepimiz oyuncuyuz: vatandaş olmak
bir toplumun içinde yaşamak değil
onu değiştirmektir.”
Augusto Boal
Tiyatromuz doğa ile mücadelemizde ritüelimiz, eğlencemiz, aklımız, aracımız oldu. Başlarda anlamaya sonraları değiştirip, dönüştürmeye başladık. İnsanı, doğayı ve toplumu sahnelerde yeniden yeniden ürettik. Yabancı olduğumuz her şeyi tanıdıkça eğlendik, eğlendikçe de öğrendik. Kaynağımız olan hayata ayna olduk. En güzel yarınlar için devrimin provasını yaptık.
Uzunca bir süredir ortaçağı hatırlatan, dünya savaşları öncesi karanlığı çağrıştıran zamanlardan geçiyoruz. Tüm dünyayı saran Covid 19 salgınına karşı bilimsel çözümlerden çok uzağız. Bunun yanında kapitalist dünyada iktidarların hepsi salgın önlemlerinde ilk gözden çıkardıkları kültür ve sanatın üretim merkezleri oldu. Tiyatronun varlık nedeni olan “insan”ile ilişkisi kesildi. Tam bir yıldır yetersiz destek ve önlemler ile direniyoruz. Tiyatro sanatımız tüm bu karanlığın içinde insanlık ile birlikte nefes almaya çalışıyor.
Tiyatro hayatı dönüştürmenin sanatsal ifadesidir. Hayatı dönüştürmek için karanlığa karşı aydınlığın mücadelesi, gericiliğe karşı kadınların duruşu vardır. Tiyatromuz işte tam da buralarda var olacaktır. Tüm bu süreçlerin tanığı olan tiyatro sanatı, insanlığın kurtuluşuna ışık olurken yeni doğacak günde kendini yeniden yaratacak. İnsanlık var oldukça tiyatro da var olmaya devam edecek. Umudumuz “insanlık” ile birlikte “ve perde” diyecek.
Bu yıl Dünya Tiyatro Günümüzü sahnelerde seyircilerimizle birlikte kutlayamıyoruz. Ancak tüm tiyatro emekçileri olarak biliyoruz ki; şafak vakti bir adım ötededir. Bir adım öteye sırtımızı dönemeyiz. Bir adım ötede insanlığın gerçek tarihi başlayacak. Bir adım öteye ayağa kalkmadan ulaşılamaz.
Yola kaldığımız yerden devam edeceğiz. Hikâyelerimizi tekrar sahnemize taşımak için…
Yaşasın Tiyatro! Yaşasın 27 Mart Dünya Tiyatro Günümüz!
