Pandemi Sürecinde Tiyatro Emekçileri Yaşadıkları Sorunları Anlatıyor

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Pandemi sürecinde tiyatro emekçilerinin yaşadığı sorunlar üzerine TÜYAD’ın (Tiyatro Üreticileri ve Yapımcıları Derneği) 5 tiyatro emekçisiyle yaptığı röportajı paylaşıyoruz.

1 yılı aştığımız Covid 19 Pandemisi sürecinde alınan önlemler kapsamında faaliyetlerini durdurmak zorunda kalan tiyatro emekçileri eşitsiz ve yetersiz destekler ile varoluş mücadelesi vermeye devam ediyorlar.

Tiyatro Üreticileri ve Yapımcıları Derneği olarak, Etkiniz AB programı desteği kapsamında “Tiyatro Emekçilerinin Hak İhlallerini İzliyoruz” çalışmasının bir parçası olarak, tiyatro emekçilerinin pandemi sürecinde yaşadığı sorunları ortaya çıkarmak adına 5 tiyatro emekçisi ile yapılan röportajımızı kamuoyu ile paylaşmak istedik. Çalışma; pandemi sürecinin doğrudan alanın emekçileri üzerinde yarattığı ekonomik, sosyal ve psikolojik etkilerini anlamaya yönelik, 5 farklı tiyatro emekçisine 5 farklı ve 1 ortak sorudan oluşmaktadır.

Röportajımızda yer alan; İstanbul’dan oyuncu Tuğba Birincioğlu’na, Ankara’dan tiyatro teknisyeni Can Karayünlü’ye, Bursa’dan oyuncu Serkan Çetinkaya’ya, Ankara’dan oyuncu Edip Tüfekçi’ye ve gene Ankara’dan salon işletmecisi, oyuncu, yazar, yönetmen Evren Ersan’a cevaplarından ve sürecin etkilerini kamuoyu ile paylaşmamızı sağladıkları için teşekkür ediyoruz.

TUĞBA BİRİNCİOĞLU: Merhaba, ben Tuğba Birincioğlu 1998 yılından bu yana tiyatroda nefes alıyorum.

TÜYAD: Salgın sürecinin yarattığı sonuçları düşündüğünüzde (ekonomik, sosyal, psikolojik vs.) sosyal ilişkileriniz nasıl etkilendi? Aile, iş, arkadaşlar vs anlamında pandemi dönemi bu ilişkileri nasıl bir dönüşüme uğrattı? Bu etkilere yönelik destek aldınız mı, bu süreç sizi yalnızlaştırdı mı?

TUĞBA BİRİNCİOĞLU: Pandemiden beri, insan ilişkilerinde temassızlaşıp, dijitalleştiğimi, mesleki olarak da aslında ne denli görünmez olduğumuzu fark ediyorum. Bir yıldır mesleğimin icrasıyla kazanılan ekonomik bir girdim yok.

CAN KARAYÜNLÜ: 25 yaşındayım. Lise ve üniversite eğitimim sırasında sırasıyla Elektrik-Elektronik Teknolojisi ve Alternatif Enerji Kaynakları bölümlerinde eğitim aldım. Üniversite eğitimim esnasında Ankara’da bir özel tiyatronun teknik ekip görevlisi olarak çalışmaya başladım. Pandemi nedeniyle çalışma hayatım son buldu şimdi ise Dramatik Yazarlık öğrencisiyim.

TÜYAD: Tiyatro emekçilerinin pandemi öncesinden de yaşadığı sosyal güvenlik sorunu pandemi ile birlikte ekonomik başlıkta olduğu gibi daha görünür hale geldi. Sosyal güvencesiz olmak, özellikle bu salgın döneminde size zorluk yarattı mı? Sağlık başta olmak üzere sosyal güvenlik konularında yaşadığınız, yaşayabileceğiniz sorunların üstesinden gelmek için ne yaptınız, ya da yapmayı düşünüyorsunuz?

CAN KARAYÜNLÜ: Pandemi döneminden bağımsız olarak herhangi bir sosyal güvenceye sahip olamamak yeterince güç bir durum. Bunun üzerine bir de pandemi gibi koşullar eklendiğinde bu güçlük iki, üç katına çıkıyor. Herhangi bir işim olmadığı ve eğitimime çevrimiçi devam ettiğim için sosyal mesafe kurallarını pek ihlal etmedim. Bu süreçte sosyal güvenceye ihtiyaç duymuş olsaydım buna ulaşamayacağımdan eminim. Benim sosyal güvencem maalesef yine benim.

SERKAN ÇETİNKAYA: Merhabalar. Serkan Çetinkaya Atatürk Üniversitesi GSF oyunculuk ana sanat dalından 2005 yılımda mezun oldum. 16 yıldır profesyonel olarak mesleğimi tiyatro, dizi, reklam, sinema ve eğitmenlik alanın da icra ediyorum.

TÜYAD: Salgın ile birlikte ekonomik anlamda tiyatro alanı ve emekçileri büyük zorluklar yaşadı. Bu süreçte bir tiyatro emekçisi olarak siz nasıl bir ekonomik zorluk yaşadınız? Bu zorluklar hayatınızda olumsuz neler yarattı? Bu sürece yönelik bir çözümünüz oldu mu?

SERKAN ÇETİNKAYA: Salgıla birlikte çalışma alanlarına vurulan yasaklamalar hayli yorucu oldu. Bir kere iş bulamadık tabi haliyle büyük bir darboğaza girdik ekonomik anlamda bu durumu açıkçası ayni katkılar ve ailemin desteğiyle asmaya çalıştım ve bugüne kadar geldim. Sertifika programların da verdiğim derslerle geçimimi sağlıyorum Açıkçası salgınla beraber çözüm alanları da kapandı çevrimiçi ders girişimlerimiz oldu ama tiyatro alanın da sağlıklı bir ders programı yaratamadık. Çözümsüzüz.

EDİP TÜFEKÇİ: İsmim Edip Tüfekçi, 2002 yılı Mersin Üniversitesi GSF Tiyatro Bölümü mezunuyum. Temel oyunculuk eğitmenliği ve oyunculuk yapmaktayım.

TÜYAD: Tiyatro emekçilerinin pandemi öncesinden de yaşadığı sosyal güvenlik sorunu pandemi ile birlikte ekonomik başlıkta olduğu gibi daha görünür hale geldi. Sosyal güvencesiz olmak, özellikle bu salgın döneminde size zorluk yarattı mı? Sağlık başta olmak üzere sosyal güvenlik konularında yaşadığınız, yaşayabileceğiniz sorunların üstesinden gelmek için ne yaptınız, ya da yapmayı düşünüyorsunuz?

EDİP TÜFEKÇİ: Herhangi bir sosyal güvenliğim yok. Sağlık konusunda şu ana kadar tesadüfen bir sıkıntı yaşamadığım için bir zorluk yaşamadım. Ancak pandeminin halen devam ettiğini düşünürsek hastalanma riski devam etmekte olduğu için hem hastalığın kendisi hem de hasta olduğum durumda başıma nelerin gelebileceği konusunda endişeler taşımaktayım. Yapılabilecek bir şeyler varsa onların neler olduğunu da bilmiyorum, sürecin kendisi belirleyici olacak sanırım.

EVREN ERSAN: 1976 Nevşehir doğumluyum. Yaklaşık 25 yıldır tiyatro yapıyorum.

TÜYAD: Salgın dönemi boyunca bir tiyatro emekçisi olarak, işinizi yapmak, üretmek, yaratıcılık gibi başlıklarda sorun yaşadınız mı? Pandemi üretimlerinizi etkiledi mi? Psikolojik etkileri oldu mu?

EVREN ERSAN: Pandemi sürecinde çok az şey üretebildim. Bunun başlıca sebebi pandeminin ne zaman biteceğini bilemediğim için önümü görememekti. İçine girdiğimiz çıkmazdan ötürü genel bir isteksizlik başladı. Sonuçta tiyatro seyirciyle yapılan bir sanat. Resim müzik vs gibi kendi kabuğuma çekilip yapabileceğim bir iş değil.

TÜYAD : Pandemi dönemi amiyane tabirle tiyatro emekçilerinin üzerinden silindir gibi geçti diyebiliriz. Bu sürecin tiyatro alanına ve emekçilerine ekonomik, sosyal, psikolojik etkileri oldu. Tüm bunları düşündüğünüzde geleceğe nasıl bakıyorsunuz? Siz bu süreçler karşısında işinizi sürdürmeyi düşünüyor musunuz?

TUĞBA BİRİNCİOĞLU: Bildiğimiz tanımların, alıştığımız biçimlerin deri değiştirdiğini gözlemliyorum. Gelecek için umutsuz sayılmam ancak mesleki haklar konusunda net cevaplar almadan ve pandemi boyunca ezberlediğimiz mesafe travmasını aşmadan yeniden sahnede olabileceğimi sanmıyorum.

CAN KARAYÜNLÜ: Amiyane tabirle üzerimize bir fil oturdu. Bir mesleğe sahip olup bir işe sahip olamamak, çalışma hayatında aktif rol alamamak psikolojik olarak yıpratıyor. Kendinizi değersiz ve işe yaramaz hissediyorsunuz. Ekonomik olarak nelere yol açtığını anlatmaya gerek yok sanırım. Nitekim kuru ekmek yiyoruz ve bu vesileyle boğazımızdan bir şey geçiyor! Pandemi sonrasında yeniden mesleğime dönebilmeye karşı oldukça ümitsizim. İşime devam etmeyi düşünmüyorum. Bu sebeple de yeniden eğitim hayatına atıldım

SERKAN ÇETİNKAYA: Sanatın gücüne inandığım için bu sürecide atlatacağımıza inanıyorum fakat gelecekte tiyatro alanında olacaklardan endişeliyim çevrimiçi tiyatro izleme alışkanlığı oluşabilme ihtimali yüksek, seyircilerimizi kaybediyoruz toplumsal olarak kapalı alana girme korkusu yeterince fazla yanlış politikalar bu duruma tuz biber oluyor ben bir oyuncu olarak bundan rahatsızım. Bu durum yeterince baskı oluşturuyor bizim üzerimizde sahne alanımdan uzaklaşmak oyuncuyu hantallaştırıyor ve bu durum oyuncuda psikolojik yüklere yer veriyor. Ama her zaman umudum var. Üstesinden geleceğimizi düşünüyorum. Gelecek bizim.

EDİP TÜFEKÇİ:  Benim işimi başlangıçta yapabilmek zordur. Yani oyunculuk mesleğini hocalarınızın, ustalarınızın yönelttiği mesleki doğrularla icra edebilmek yıllarca süren sabır ve emekle olabilir. Bu sebeple başlangıçta yapabilmesi zor olan bu meslek daha sonra aynı sebeple de bırakılabilmesi zor olan bir iş haline gelir. Ayrıca zaten 47 yaşında (kimliğe göre 45) biri olarak bu saatten sonra hangi alanda, nasıl bir kariyer planı yapabilirim ki? Tüm bu söylediklerim ışığında içten ve samimi olarak mesleğimi bırakmayı düşünmüyorum. Zaten bırakmayı istesem de bu saatten sonra bırakabileceğimi düşünmüyorum.

EVREN ERSAN: Tiyatroya devam edeceğim. Henüz bu salgın karşısında yeterli tepkileri, önlemleri alamamış durumdayız. Fakat süreç ilerledikçe bununla yaşamayı öğreneceğimizi düşünüyorum. Ayrıca insanlarımız pandemi sürecinde çok fazla tv dizi sinema vs izlediği için tiyatrolara çok daha fazla ilgi duyacaklardır. Yani bence pandemi bitiminde tiyatro iyi bir yere gelecek.

Paylaş.

Yanıtla