Dr. Okday Korunan’dan 27 Mart Mesajı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Haber/ 27 Mart Dünya Tiyatro Günü için değerli oyuncu ve akademisyen Dr. Okday Korunan’ın mesajını okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz.

Yaşadığım hiçbir yirmi yedi mart benim için bu kadar hüzünlü olmamıştı… Kâbus gibi… Geleceğe kaygı ile baktığım bir rüya… İnsan beyni geliştikçe, sanki yüreği daha da küçülüyor… Hırslarımız, kibrimiz çoğalıyor… Kültür unutuldukça, eğitim öğretime, öğretim, ezbere, emek sömürüye evirildikçe sonuç karanlık oluyor. Ekonomiler çöküyor. Demokrasi anlamını kaybediyor. Özgürlükler daralıyor. Savaşlar gündemi belirliyor. Umut siliniyor. Oysa süreçte bilim, sanat, inanç insanı yüceltir… Yaşama anlam katar. Barışı, huzuru, bereketi davet eder. Dünyayı paylaşıma taşır. Taassup silinir, Tanrı’ya ulaşan yol güçlenir.

Vicdan, aşkla beslenir. İnsanlık kemâle erişir… Bugün sanatçılar açlık sınırının altında ve köleleştirilerek yaşamaya zorlanıyor. Sanat oyuncak edilme yolunda. Güç odakları dünyayı oyun sepeti, insanı da kırarak oynayacakları arabaları sanan şımarık çocuklar gibi davranıyor. Utandığımı itiraf etmeliyim… Dünya bugünlere bedeller ödeyerek geldi. Savaşlar, depremler, yangınlar, virüsler… Hiç mi ders alınmadı? Elbette önce belleğimizi sildiler. Sonra bugünlere gelindi… Üçüncü büyük savaş için avuçlarını ovalayanlar var. Hak, adalet, aş, eş, iş, eşitlik, özgürlük, demokrasi, insanca yaşam, vicdani serbestlik istemek gelişmiş bir dünyada büyük bir istek mi? Sanatın ve sanatçıların samimi dünyası alan kazandığında, sanat değerler sunabildiğinde, insanın gerçek değeri kavranacaktır… O gün yirmi yedi mart değerince kutlanacaktır.

Tiyatro sanatı, tüm sanatların en sıcak, insani kümesidir. Bünyesinde tüm sanatlar mevcuttur. O yüzden çok değerlidir. “Ekmek” kadar temel bir besindir. Düşünce üreten, dünyaları değiştiren, dolayısı ile de dünyayı değiştirecek potansiyel gücü olan bir değerdir… Hamasetle değil, akıl, sakinlik, dirayet, temkin, tedbir ve demokratik kültürle bu günleri geçebiliriz. Birbirimizin üstüne basarak değil, birbirimizle merdiven kurarak aşabiliriz. Yürekleri uyandırarak, sanatın önünü açarak, İnsana inanarak, değer vererek ancak aydınlık yarınlara yürüyebiliriz. Eksilmeden çoğalarak, ruhlarımızı barıştırarak hep birlikte duvar olarak tüm tehditleri savuşturabiliriz. Gidecek başka bir gezegen henüz yok… Üzerinde yaşadığımız kaya parçasının ve atmosferin kıymetini bilmeliyiz. Nefes aldığımız dünyanın sınırlı bir süre için bizlere sunulmuş çok kıymetli bir hediye olduğunu unutmamalıyız. Gelecek kuşaklara borçlu olduğumuzu hatırlamalıyız. Sorumlu olduğumuzu kavramalıyız.

27 Mart Tiyatro günü bu yüzden çok değerli… Önemini lütfen herkese anlatın… Kutlanacak bir değer olduğundan asla vazgeçmeyin. Önce dostlarınızı, ustalarınızı, öğrencilerinizi arayın. Hatırlarını sorun… Sağlıkları iyi mi? Yiyecek ekmekleri var mı? Bir dostla paylaşacak sırlarını size açabilecekler mi? Siz o sırrı sonsuza kadar saklayabilecek kadar insan olma becerisine sahip misiniz? Samimiyetinizi ve cesaretinizi sınavdan geçirin. Tiyatro sizin kendinizi alkışlatacağınız bir yer değildir. Tiyatro insanlığın kurtuluş umudunun yaşatılacağı bir mabettir… Tiyatro her yer ve her yerdedir. Herkesin rol aldığı büyük sahnenin kendidir. Sanata, tiyatroya, umuda, yürünen yolda bazen de bir mezar taşında karşılaşmak üzere… Tiyatroya emek vermiş herkese sevgi ve saygılarımla…

Tiyatronun öğrencisi – Okday Korunan

Paylaş.

Yanıtla