Beyaz Kanatlar: “Covit-19 Sonrasının Gerçekleri!”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

Genç yazar Burak Alıcı’nın kaleme aldığı Özgün Çoban’ın yönettiği, Yeni Perform & Şimdi Yapım prodüksiyonu ‘Beyaz Kanatlar’ adlı oyun geçtiğimiz haftalarda dijital tiyatro gösterim platformu yeniperform.com’ da prömiyer yaptı. Oyun canlı yayında sergilenerek farklı ve de çarpıcı bir konseptte seyirciye sunulmuş. DasDas’ın ve Moda Sahnesi’nin arkasından canlı tiyatro platformlarının sayısının hızlıca artması dijital tiyatro algısının giderek büyüdüğüne işaret. Beyaz Kanatlar oyunu teknolojinin nimetlerini kullanarak denenen, belki de ilklerden olması sebebiyle kısım kısım eksikleri içinden barındıran bir proje. 5G teknolojisi sonrasında görüntü netliği, 3 boyuttan 4’e hatta 5 boyuta geçtiğinde, yani sanal gerçeklilikle yaşadığımız dünya birbirinden ayırt edilemediğinde, dijital tiyatroda gördüğümüz eksikliklerin hiçbirini yaşamıyor olacağız. 2011 yılında gösterime giren Black Mirror dizisinin adım adım gerçeğe dönüştüğünü görmek epeyce keyif verici!

Beyaz Kanatlar oyunu Bulut ile Rüya’nın hikayesi gibi gözükse de, olayın merkezinde babasını kaybeden ve Covit-19 salgınının onlarca yıl sürmesi ile evinden dışarıya çıkamayan genç bir çocuğun psikolojik sorunları yatıyor. Anksiyete krizi geçiren Bulut, bilgisayar ekranına hapsettiği babasının sanal görüntüsü ile yüksek katlardaki evinde kendi küçük dünyasını kurmuştur. Distopik ve belki de tamamen gerçekçi diyebileceğimiz anlar yaşanmaktadır o zaman diliminde. Drone kullanarak insanlara gönderilen yemekler, sanal ortamda yaşanılan duygular, sanal gerçeklilikle yaşamın derinliklerindeki çatışmalar konunun tam merkezi oluyor.

Oyunu yazan Burak Alıcı, Covit-19 salgınının sonrasında yaşanılacakları öylesine güzel analiz etmiş ki, özellikle genç insanların hayatlarının nasıl başkalaştığını psikolojinin derinliklerinden ilham alarak izliyoruz. Bir erkek çocuğun babasını özleyen duygusal görüntüsü, annenin çocuk üzerindeki, adeta bir sevgili gibi hakimiyeti, genç adamın yeniye adım atamayan korkak bilinci çok iyi işlenmiş. Tabi burada yönetmen Özgün Çoban’ın ağırlığını unutmamamız lazım. Yönetmen oyundaki müziğin tekrar eden görüntüsü ile daha ilk dakikadan konuda rahatsız edici unsur oluşturmayı başarmış. İnsan ekrana bakarken aslında beyninde işleyen zaman dilimine bakmış oluyor.

Gösterinin Konsept Yaratımı ve Tasarımı’nda Özgün Çoban ve Koray Doğan ikilisi çok iyi iş çıkarıyor. Konu olaylar silsilesi şeklinde ilerlerken Bulut’un çevresindeki insanların evine akıcı biçimde girip çıkıyoruz. Bulut ile Rüya’nın yakınlaşma olayında masal dünyasının aslında gerçek bir dünya olduğunu anlıyor; Bahadır Buyruk’u Bulut’un panikatak görüntüsünü, babasıyla duygusal travmalarını yerinde analizlerle aktarmasından dolayı kutluyorum. Kameranın karşısında bu denli zor bir rolü oynamak hiç de kolay değil. Oyunda ekipçe kaliteli bir iş var. Küçük teknik sıkıntıları saymaz isek, Berfu Aydoğan, Ayşe Lebriz Berkem, Sezgi Deniz ve Reha Özcan gösteri boyunca anın içinde başarılı biçimde kaldılar.

Oyunu www.yeniperform.com üzerinden izleyebilirsiniz.

LifeArtSanat

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla