Tiyatrocu Engin, Erdoğan’ın ‘makul sanatçı’ tanımının şaşırtıcı olmadığını söyleyerek ‘Bu yapı uzun sürmeyecek, yıkılacak, bunu da görüyoruz’ dedi
Salgının kilit vurduğu kapılardan biri de tiyatrolar. Ekonomik krizin mağduru haline gelen tiyatrocular seyirciden uzak sahnelerinden tecrit edilmiş durumda. Salgın öncesi de benzer sorunlar yaşayan tiyatrocuların sorunları giderek derinleşiyor. Tiyatro sanatçılarının Kültür Bakanlığı tarafından desteklenmemesi bir yana bir de AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sanatçılara dönük söylemleri de sanatçıların yaşadıkları sorunları bir kez daha gözardı etti. Ömrünün yarısını sanata ve sanatıyla topluma ışık olmakla geçiren oyun yazarı, tiyatrocu Firuze Engin, Cambazın Cenazesi adlı oyunuyla 2015 Afife Tiyatro Ödülleri’nde Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü’nü kazanan 4 kadından birisi.
Erkek figür daha ehliyetli
Engin, erkek figürünün toplumun gözünde daha ehliyetli ve güvenilir olarak görüldüğünü belirterek, bunun son zamanlarda kadın hareketiyle birlikte değiştiğini söyledi. Engin, “Tiyatro dünyasında kadın yazarlar inanılmaz çoğalmaya başladılar. Ben de onlardan biriyim ve bu hakikaten mutluluk verici” ifadelerini kullandı.
Yeterli yardım olmadı
Koronavirüs salgını sürecinde iktidarın “yardım ediyoruz” dese de yeterli yardımı yapmadığını belirten Engin, “Pandemi devam ediyor ve bu sezon büyük bir ihtimalle fiziksel olarak tiyatrolar açılamayacak. 13 Mart’ta kapandı neredeyse bir yıl olacak. Bu meslek alanında yüzlerce binlerce insan gerçekten beş kuruş para kazanmadan geçinmeye çalışıyor” diye belirtti.
Sanatçı toplumun parçası
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, AKP’ye göre “makbul sanatçı” profili yaratmasının şaşırtıcı değil hatta normal olduğunu söyleyerek, “Bu yapı uzun sürmeyecek, yıkılacak, bunu da görüyoruz. Çok ayakta durabilecek bir şey de değil. Bu yapı içerisinde bir Cumhurbaşkanı tabii ki ‘sanatçı sesini kıssın otursun’, diyor çünkü zanaatkar zannediyorlar sanatçıyı. Sadece eline el işini alır, boyamasını yapar ya da oyuncu bir tiyatro sanatçısı sadece sahneye çıkar ve repliğini söyler. Aslında özelde tiyatro sanatının genel olarak da sanatın ve sanatçının birincil içinde hissettiği şey toplum ile bir arada olmak. Zaten o toplumun bir parçası sanatçı. Ve sanatçı her zaman daha aydınlık bir gelecek, daha demokratik, barışçıl olanı ister” ifadelerini kullandı.
Haklı direnişte inatçılar
Kürtçe oyunların yasaklanmasıyla ilişkin konuşan Engin, “Bu topraklar Cumhuriyet sonrasında da bu tarz sıkıyönetimler gördü, tiyatro sanatçılarının hiçbirinin sahneye çıkamadığı dönemler de oldu. Ben yine de geldiğimiz noktada şununla gurur duyuyorum. Kürt sanatçılar haklı direnişlerinde inatçılar. Evet, kendi anadillerinde sanat yapmak istiyorlar ve yapıyorlar da. Bunun engellenmesi bugünden yarına değişen bir şey olamayacak” diye belirtti.
‘Dijital oyunlara bilet alın’
Tiyatroların koronavirüs salgınından oldukça etkilendiğini belirten Engin, “Tiyatrolar oyunları dijital olarak sahneliyorlar. Kimisi canlı yayın. Aktör gerçekten sahnede oynuyor ama siz onu evinizden izliyorsunuz. Lütfen bu oyunlara bilet alın. Hem tiyatrolara destek olmak için hem de bir yandan da tiyatro ve seyirci olarak o ilişkinin zayıflamasını kopmasını istemiyoruz” ifadesini kullandı.
Ayrıca tiyatrocuların haklarını seyircilerin korumasını talep ettiklerini söyleyen Engin, hak mücadelelerinin takip edilmesi ve destek verilmesini istediklerini söyledi.
‘Sanat köprü oluşturuyor’
Engin, sanatın toplumla ilişkisini ise şu sözlerle özetledi: “Sanat dediğimiz bir kültür alanı. Mesela tiyatrolar gerçekten kültür mekanları, kamusal mekanlar. Dolayısıyla sanat, sanatçı, toplumun her kesiminden insana delifişek gibi, kontrol edilemez bir biçimde her kesimden insana çok kolayca ulaşabilir. Bu da aslında toplumun bütün ekonomik ve sınıfsal kesimlerinin birbirleriyle sanat aracılığıyla temas edebiliyor, kültürfikir alışverişi yapabiliyor olması demek. Sanat, sanatçı, ekonomik, sosyal farklılıkları olan insanlar arasında köprü oluşturuyor. Dolayısıyla, eğer bu sınıfların birbiriyle ilişki kurmasını istemiyorsanız bu köprüleri yıkmanız gerekiyor. Orada tabi ki ilk hedefiniz sanatçı olacaktır. Çünkü o köprü görevini ısrarla sürdürmeye çalışıyor. Yani tehlikeli görünmesi normal tabi ki.”