Çinli Yönetmen Wang Chong “Çevrimiçi Tiyatro Manifestosu”nu yayımladı [1]
Yeni yıl arefesinden bir gün önce (23 Ocak) Wuhan kent çapında karantinaya girmeye mecbur kalınca ve kısa bir süre sonra Çin’in geri kalan şehirlerine farklı derecelerde seyahat kısıtlamaları getirilince 2020 Yeni Yılı Çin halkını beklenmedik bir şekilde vurdu. Wuhan, virüs yayılımının yavaşlamasını endişe içinde beklerken Çin’deki bütün vatandaşların dikkatini üzerine çekti. Çinli yönetmen Wang Chong’un, 5 Nisan (1. perde) ve 6 Nisan’da (2. perde) iki bölüm olarak yayımlanan çevrimiçi prodüksiyonu Godot’yu Beklerken, dört duvar arasına sıkışmış bir hayatın hüsranını ve beyhudeliğini anlatarak adeta karantinayı betimleyen atmosferi yakaladı. Gaungzhou Opera Evi’nin[2] Çin teknoloji devi Tencent[3] ile işbirliği içinde gerçekleştirdiği oyun, ilk gece 180.000, ikinci gece ise 110.000 seyirciye ulaştı.
Wang’ın rejisinde ya da daha doğrusu Godot’yu Beklerken adaptasyonunda; Estragon ve Vladimir pandemi nedeniyle ayrı kalmış, heteroseksüel bir çifttir. Fufu (Li Jialong tarafından oynanan Vladimir) ailesi ve küçük kardeşiyle kapalı kalırken Ganggang (Ma Zhuojun tarafından oynanan Estragon) kendi başına gibidir. Geduo’yu (Godot) beklerken Bozhuo (Cui Yongping tarafından oynanan Pozzo) ve Xingyun’er (Li Boyang tarafından oynanan Lucky) ile karşılaşırlar. Bozhuo, Xingyun’er’in yardımıyla, Çin’de karantina döneminde epey popülerlik kazanan bir ticaret modeli olan canlı yayın satışına (çevrimiçi yayınlar aracılığıyla reklam ve satış yapma) dahil olmuş bir iş adamıdır. Samuel Beckett’ın orijinal metnindeki Çocuk, Chen Yangyang tarafından seslendirilen, bir cihazda tıkalı kalmış Siri benzeri ruhani bir ses olarak yorumlanmıştır.
Kovid-19 prodüksiyonda kendine epey yer buldu. Oyuncular ve prodüksiyon ekibi Çin’in farklı kentlerine dağılmışlardı ve bütün prodüksiyon süreci çevrimiçi ilerledi. Fufu, elinde bir termometre ile sürekli ailesinin ve kendisinin ateşini ölçer. Bozhuo öksürmeye başladığında, Fufu da Ganggang da açıkça panikleyerek ve acele ederek maskelerine uzanırlar. Oyunun sonuna doğru, Bozhuo virüse yakalanır. Taze yakaladığı özgürlüğünün tadını çıkaran Xingyun’er ise arabayla dolaşmaya çıkar. Çin’deki bütün seyirciler Kovid-19’un merkez üssü Wuhan’ın boş sokaklarını ve aynı zamanda şehrin sembolü Haunghelou’yu (Sarı Turna Kulesi) onun kamerasından görürler.
Prodüksiyon Çin’de önemli derecede dikkat çekti ve hakkında farklı yorumlar yapıldı; bu yorumları çevrimiçi tiyatronun doğası üzerine ateşli bir tartışma izledi. Aşağıda bulunan “Çevrimiçi Tiyatro Manifestosu”nda görülebileceği gibi Wang çevrimiçi tiyatroyu sadece zorunlu durumlarda başvurulan bir seçenek olarak kullanma niyetinde değil. Yönetmen bu formatın muhtemel geleceğine de değinmeyi planlıyor. Bu, Wang’dan aldığımız son gelişme.
Çevrimiçi Tiyatro Manifestosu
Wang Chong
20 Nisan 2020, online yayımlanmıştır
İngilizce çeviri Wang Chong tarafından yapılmıştır.
Antik Yunanlılar kamusal forum dedikleri tiyatronun gelecekte iki bin yıldan daha fazla zaman varlığını sürdüreceğini muhtemelen hayal etmemişlerdi. Kral Oedipus oyunundaki gibi bir salgının iki bin yıldan daha uzun bir süre sonra tiyatroyu boğacağını kesinlikle hayal etmemişlerdi.
Gösterimler bitti. Mekânlar kapandı. Tiyatro ortadan kayboldu.
Tiyatro ortadan kayboldu. Geriye sadece oyunların internetteki video kayıtları kaldı. Ama tabii ki oyunların video kayıtları tiyatro değildir. Onlar sadece niteliksiz kopyalar, geçici gölgeler ve tiyatronun belirsiz hatıralarıdır.
Tiyatro sanatçıları işsiz kaldılar ve acı çekmeye, şikâyet etmeye başladılar. Aslında işin en kötü yanı işsiz kalmaları değil, 21. Yüzyılın acımasız gerçeğini fark etmek zorunda kalmalarıdır: Tiyatro gerekli değil.
Bütün sektörler arasında tiyatro salgın sebebiyle kapatılan ilk alan oldu ve tekrar açılacak son alan olacak. Tiyatro gerekli değil.
Restoranlar işlemeye devam etmek zorundadır, fabrikalar çalışmaya devam etmek zorundadır, müzik devam etmek zorundadır, Netflix de devam etmek zorundadır. Sadece tiyatro gerekli değil.
Tiyatro sanatçıları ancak salgın her yere yayıldığında tiyatronun gerekli olmadığını fark ettiler. Aslında tiyatro uzun zamandır gerekli değildi. Tiyatro uzun zaman önce insanları ve tanrıları birbirine bağlamayı bıraktı. Tiyatro, uzun gecelerde tek ışık olmayı uzun zaman önce bıraktı. Tiyatro uzun zaman önce insanları aydınlatmayı bıraktı. Tiyatro artık kamusal forum değil. Çoğu tiyatronun çağımızla alakası yok.
Cep telefonları ve internet insanlığın yeni uzuvları olmuşken ve bizler siberpunk[4] çağın eşiğindeyken tiyatro internete izin vermeyen son birkaç alandan biridir. Küresel haberler insanlara saniyeler içinde ulaşırken tiyatronun kağıttan sahneye aktarılması hâlâ birkaç sene alıyor. Dünyada çoğu insanın internete ulaşımı varken tiyatro ayrıcalıklı bir azınlığın sevimli oyuncağı olarak kalıyor.
Tiyatro turizmdir, tiyatro tüketiciliktir, tiyatro kapitalizmdir. Tiyatro gerekli değildir. Çünkü tiyatro kamusal forum olmayı uzun süre önce bıraktı. Tiyatro ne kamusaldır ne de bir forumdur.
Ama çevrimiçi dünya kamusaldır ve bir forumdur. Bu dünya paylaşımı, katılımcılığı ve milyarlarca insanı içinde barındırır. Bu dünyanın sahneleri, oditoryumları ve açık-hava meydanları vardır. Bu dünyanın vücutları, alanları ve atan kalpleri vardır. Bu dünyanın enerjisi, ışığı ve zeitgeist’ı[5] vardır. Çevrimiçi dünya, dünyanın aynası değildir. Dünyanın kendisidir.
Bu dünyada tiyatro sanatçıları çıplak elleriyle tırmalamaya başlayabilirler. Bütün zaman ve uzamı tanımlayabiliriz. Bütün dil ve sembolleri kontrol edebiliriz. Bütün şimdileri ve gelecekleri yaratabiliriz. Bu dünyada bizim için Dionysus ruhunu ya da Peter Brook’un hayal ettiği “dolaysız tiyatro”yu bulmak daha kolaydır.
Çevrimiçi tiyatro kesinlikle bu salgın süresince alınan geçici bir önlem değildir. Kral Oedipus’ta olduğu gibi, salgın en sonunda geçecek ve kahraman ölüm kalım deneyimleri yaşayarak doğrunun farkına varacaktır. İnsanlık yakında sanal gerçeklikle, artırılmış gerçeklikle, yapay zekayla ve yapay organizmalarla çevrili olacak. Sanat da öyle. İnsanlar en azından “insan”ı yeniden tanımlayacaklar, “tiyatro”yu da. “Tiyatronun ölümü”nü deneyimlemiş olan tiyatro sanatçıları kaderimize katlanmamalılar ve katlanamazlar. Çevrimiçi tiyatro, tiyatronun ölüm çanı değil, geleceğimizin ön oyunudur.
Biz, ben ve arkadaşlarım, sadece ön oyun başladığı için bütün gece uyanık kaldık.
Olduğunuz yerde kalın ya da bize katılın.
notlar
[1] The Theatre Times websitesinde “Chinese Director Wand Chong Publishes ‘Online Theatre Manifesto’” ismiye Yizhou Haung tarafından kaleme alınan haber 12 Eylül 2020 tarihinde yayımlanmıştır.
[2] Guangzhou Opera Evi, Çin’in Guangzhou şehrinde gerçekleşen kültürel devrimin en önemli parçalarından biri. Şehri ikiye bölen Zhujiang (İnci) Nehri’nin kıyısında 70.000 metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen Opera Evi, şehrin finans merkezi olarak kabul edilen alan ile kültürel binalar arasında bir köprü kuruyor. Kaynak: Arkitektüel, 1 Ağustos 2020 tarihinde yayınlanmıştır. (ç.n.)
[3] Tencent Holding Limited 1998’de kurulmuş Çin merkezli bir bilişim şirketidir. Kaynak: Vikipedi (ç.n.)
[4] Siberpunk, bilim ve teknolojinin çok ilerlediği ancak insanların büyük kısmının yaşam kalitesinin çok düşük olduğu, bozulduğu veya toplumsal düzenin radikal bir şekilde değiştiği bir dünya tasavvurudur. Kaynak: Hassler, D. M., & Wilcox, C. (Eds.); New boundaries in political science fiction; University of South Carolina Press; 2008. (ç.n.)
[5] Zeitgeist, bir çağın düşünce ve duygu biçimidir. Bu kavram belirli bir dönemin özelliğini göstermekte, daha doğrusu bu özelliği gözümüzde canlandırmayı denemektedir. Almanca bir kelime olan zeitgeist birçok dilde de aynen kullanılmaktadır. Kaynak: Zeitgeist, 3 Mayıs 2020 tarihinde yayımlanmıştır, https://tr.wikipedia.org/wiki/Zeitgeist (ç.n.)