Yaşam Kaya
Füsun Demirel’ in teatral yolculuğunu, son dönemde yaptığı işleri yakın biçimde takip ediyorum. Dario Fo – Franca Rame ikilisinin yazdığı ‘Şişman Güzeldir’ adlı tiyatro projeleri sahnelerde boy gösterirken, geçtiğimiz günlerde Harbiye Açıkhava Sahnesi’nde oyunu izleme şansı elde ettim. Covit-19 salgını sebebiyle kapalı mekanlarda oyun izlemeyi bıraktığım için, ancak bu tarz etkinliklerle tiyatro sezonunu takip edebiliyorum. Füsun Demirel çevirisi ve rejisi ile sahne yolculuğuna devam eden gösteride Füsun Demirel, Mert Küçülmez, Demet Ergün ve Ayşegül Sağlam sahnede görev alıyor.
İtalyanların büyük sosyalist yazarı Dario Fo ve Franca Rame ikilisi kapitalist toplum içinde insanın yerini derinlemesine analiz ettikten sonra liberal konjonktürü yerinde tespitlerle eleştiri yağmuruna tutuyor. Şişman Güzeldir oyunu tam bu söylediğim noktadan hareketle oluşturulmuş bir metin. Zaten sosyalist rejimler tarih sahnesinden çekildiğinden bu yana kapital düzlemde sistemli eleştiri üreten yazarlar bulmak neredeyse imkansız hale geldi. İtalyan karı-koca, kadın bedeni üzerinden insanlara dayatılan estetik algısını, bununla birlikte moda denilen kavramın insan bedeni üzerinde oluşturduğu parasal baskıyı mükemmel analizlerle irdelemiş. Füsun Demirel’ in özellikle kadın bedeni üzerinden yaratılan bu trajikomik olayı sahneye aktarması içinden geçtiğimiz çağ açısından son derece doğru bir tercih. Televizyonlarda boy boy gösterilen ‘şişman beden – kötü beden’ fikirlerini yerin dibine sokan oyun, insanı bedenini yetenekleri ve de ruhunun derinlikleri üzerinden değerlendirmemiz gerektiğini aktarıyor.
Kilolarından dolayı kendine olan güveni kaybeden Mattea, evinden dışarıya çıkmadan toplumdan izole bir hayat sürmektedir. Bir gün verdiği kararla hayatı değişmiş, evden gerçekleştirdiği radyo yayınıyla adını Rozi olarak değiştiren, popülerliğini arttırıp kendisine hayran insan kitlesi yaratmayı başaran Mattea, kadınlara toplum içindeki konumları açısından fikirler vermekte, erkekler de ise çizdiği profil sayesinde ilgi odağı oluşturur. İki ayrı karakteri aynı bedende yaşayan bu kilolu kadın, çoklu karakter çatışmasının yarattığı etkiyle beraber bir takım şizofrenik belirtiler gösterir. Annesinin kiloları yüzünden hayatı hep ‘estetik kaygılar’ içinde geçen Mattea’nın kızı ise, annesinin kapısını işi düştüğü zaman çalmaktadır. Aile hayatında çıkmazlar yaşayan, özel dünyasında kendisiyle barışık birey haline dönüşemeyen genç kız ile, saplantılarıyla hayatını kendisine zindan etmiş bir annenin hikayesi toplumun gerçek fotoğrafını çekmektedir!
Füsun Demirel’in hayatından kesitlerin de olduğu bu oyun aslında bir uyarlama. Mert Küçülmez’in uyarlaması, hem sahnede yaşanılan olayı online hale dönüştürmüş hem de günümüz kadının bedensel sorunsalını masaya yatırmış. Geçtiğimiz yıllarda sevgili Füsun Demirel, Eskişehir Şehir Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu ‘Açık Aile’ oyunuyla ilgili yazdığım eleştiri için beni Akbank Sanat’ta yakalayıp çok tatlı eleştirmişti. Oyunun sonu yönetmen tarafından değiştirilip farklı bir uyarlama yapıldığı için, oyunun ana ahenginin bozulduğunu ve bunu bir eleştirmen olarak benim yazmam gerektiği üzerinde durmuştu. Füsun ablayı can kulağı ile dinlemiş, daha sonra yeniyi denemenin metne zarar vermedikçe sorun teşkil etmeyeceğine karar vermiştim. Şişman Güzeldir oyunundaki uyarlama da metne zarar vermediği için hiçbir sorun teşkil etmiyor, aksine seyircinin ufkunu açıyor. Mattea ya da Rozi rolünde Füsun Demirel; obez, bedeni yüzünden kocası tarafından aldatılmış, terk edilmiş, yalnızlığa mahkûm edilmiş bir kadını şahane psikolojik analizlerle oynuyor. Küçücük bir stüdyo dairesinde dış dünyadan tamamen kopuk, bedeniyle dışarıda var olamayan, dolayısıyla bedenini göstermeden seksi güzel sesi ile milyonlarca hayran kitlesi oluşturan, kendisine âşık olan erkeklerle apayrı bir dünya kuran kadının tüm özelliklerini sahnede görüyoruz. Rozi’ye hayat veren, onu hayata bağlayan bu radyo yayınında kadınlar ondan fikir alarak yaşamlarına renk katıyor.
Başlıkta bahsettiğim gibi, ‘Mattea ya da Rozi Olabilmek’ kişinin kendi elinde. Füsun Demirel, tek beden üzerinden iki ayrı kadının psikolojik ruh yapısını oynarken kadın seyirciye bedeninin gücünün kendi elinde olduğunu tüm çıplaklığıyla hissettiriyor. Sahne dekor, kostüm ve tasarım bağlamında sağlam yapıda oluşturulmuş. Oyuncu kadrosu da şahane, genç yeteneklerle Füsun Demirel’i aynı potada bir araya getirmiş. Grubun Şişman Güzeldir oyunuyla son dönem kapitalist sistemlerin oluşturduğu ‘seksi kadın bedeni’ algısına saldırması oyunu izlerken şahsımı (!) pek keyiflendirdi. Hani ‘şahsımı’ kelimesi moda olmuşken, ben de sorunsal içinde kullanayım istedim. Bu kaliteli çalışmayı mutlaka izleyin!