Kültür ve sanatı, hayatının vazgeçilmezleri arasına koyan ve bu konuda gazetemizde de sorumluluğu olan birisi olarak yaşadığımız sağlık krizinin niye en çok bu konuda tedbir aldığını anlamıyor ve hatta isyan ediyorum! Bu gripten biraz daha tehlikeli olan virüsün en büyük sıkıntısı hızlıca yayılması ve henüz tedavi yöntemi ve aşısının olmaması. Bunu kabul ediyorum. Ama risk gruplarına baktığınız zaman hayli ileri yaşta ve akciğer, kalp, damar ve diyabet hastalıkları olan ve bunlardan ötürü immün sistemi zayıfları hedef alıyor ve ölümcül tehlike yaratıyor.
Kültür sanat hayatını bir anlamda yasakladığınız zaman ise siz bunlardan daha çok yararlanan orta ve genç yaştakileri, kendi iradeleri dışında, boşlukta bırakıyorsunuz. Çünkü henüz ülkede karantina ve sokağa çıkma yasağı uygulanmıyor, Allaha şükür. On binlerce kişinin stadyumda toplandığı futbol maçları ve spor karşılaşmalarına da getirilmiş bir iptal ve seyircisiz oynama durumu yok. Ama Kültür Bakanı müzeleri kapatıyor; Eğitim Bakanı okullardaki etkinlikleri yasaklıyor, İBB gibi bir kurum kendine bağlı bütün kurumlardaki tiyatro, konser gibi etkinlikleri durduruyor.
Özel yerlerdeki gösteriler devam ediyor. AVM’ler, defileler, özel konserler, yürüyor. Virüsle mücadele Bilim Kurulu Başkanı bile, en büyük tehlikenin panik olduğunu söylüyor. Elbette hijyen ve koruma tedbirleri uygulansın. Ama kurumları kapatmak, eleştirilerden kaçmak gibi bir kolaycılık oluyor. En kolay vazgeçtiğimiz, niye her zaman kültür sanat oluyor?
Neyse ki akşam saatlerinde Beştepe’deki Korona Zirvesi’nde alınan kararlara göre bütün spor karşılaşmaları seyircisiz yapılacak. Böylece kararların bütünlüğü de sağlanmış olacak.
