Tiyatro yapıyoruz ve var olma çabamızın, üretme isteğimizin ve heyecanımızın tazelenmesine böylesine güzel organize edilmiş festivaller çok çok iyi geliyor. Belediye, BKSTV, ASSITEJ Türkiye, oyunlarını sergileyen tiyatrolar ve an olarak ‘tiyatro’nun oluşmasını sağlayan; evlerinden, okullarından, dereden, tepeden, kapıdan, bacadan tiyatroya gelen tiyatro severler olmasa bu güzellik oluşamaz.
Gözlemci olarak katıldığım festival; gelenekselleşmiş, oturmuş yapısı ile başından sonuna kadar tiyatrolara, katılımcılara, gözlemcilere, genç tiyatro yapıcılara, seyirciye, çocuklara harikalar diyarının kapısını araladı. Özenle seçilmiş oyunlar, farklı yaş gruplarına uygun içerikleriyle atölyeler, özel içerikli seminerler, oyun değerlendirme toplantıları ve yoğunlaştırılmış bir haftalık çocuk tiyatrosu sohbetleri ile tiyatronun harikalar diyarında dolaştık.
Festival daha başlamadan beni heyecanlandıran duygu ve düşüncelerle festivalin başından sonuna kadar oyunları izledim ve özelde oyunlar, genelde çocuk tiyatrosu hakkında sohbetler etme fırsatı buldum. ASSITEJ’in ‘çocuk tiyatrosu da tiyatrodur’ şiarıyla ve fakat çocuk ve çocuk tiyatrosuna özel bir yaklaşım getirmek gerektiğinin bilinciyle hareket eden tiyatroların son yıllarda artış gösterdiği bir gerçek. Özel tiyatroların çocuk birimi kurması ya da tamamen çocuk tiyatrosuna odaklanmasının çok güzel ve doğru bir yönelim olmasının yanında, çeşitli nedenlerden böylesi bir odaklanma ve yönelim gerçekleşemeyebiliyor. Fakat ödenekli tiyatroların bir ‘çocuk tiyatrosu birimi’ kurarak yaratım ve performans sürecindeki tüm kadronun eğitimini, yetkinleşmesini, var olmasının ve gelişmesinin devamlılığını sağlaması çocuk tiyatromuzun ülkemizdeki gelişimi için çok çok önemli. Özel ya da ödenekli, yurt içinden ya da dışından tiyatrolarda böylesi bir anlayışa ve yapılanmaya gitmiş tiyatroların hem çocuk tiyatrosuna hem de toplumsal yaşama nasıl katkı sunduklarını bu festivalde bir kez daha gördüm.
Geçmişte izlediğim festivaller ve özellikle uzun bir aradan sonra katıldığım bu festivalde izlediğim, bize güzel gelen ve doğru bulduğumuz bazı oyunların malzeme kullanımındaki minimalist anlayışı ve sözsüz hareket tiyatrosu tarzının; ‘moda’ ve ‘festival oyunu’ kavramlarıyla ve de seyircinin seyir alışkanlıklarını, zevkini nasıl etkilediği sorunsalıyla tartışılmasının çocuk tiyatrosu yapım ve seyirci ile buluşma sürecine katkısı olacağı kanısındayım. Bu tartışmayla beraber yine bu festivalde kukla, dekor, gölge, dans, projeksiyon gibi malzemeleri kullanmayı düşünen farklı tarzlardaki oyunları da izleme fırsatı buldum. Umuyorum ki çocuğun oyun dünyasının paralelinde sahnelenmeye çalışılan minimalist oyunlar ile farklı teknikleri, malzemeleri sahnelemenin içine yediren tiyatro anlayışları bir dengede buluşabilir ve zengin bir çeşitlilikte seyirciyle buluşmaya devam edebilir.
Hayallerinin peşinden koşan, var olma ve yaratma cesareti gösteren tüm tiyatrocu dostlarımı tebrik ediyorum. İsteklerine, çabalarına, cesaretlerine hem bir tiyatro emekçisi hem de bir seyirci olarak müteşekkirim. Onlarla birlikte ‘Bursa Büyükşehir Belediyesi’, ‘Bursa Kültür ve Sanat Vakfı’ ve ‘ASSITEJ Türkiye’nin festivale katkı sunan tüm çalışanlarının; güzeli arama, güzele ulaşma, güzelle buluşma yolumuzda bize eşlik etmeleri her türlü övgüyü hak ediyor.
Toplumsal yaşamda olumlu değişikliklerin oluşmasına katkı sunmaya çalışan tüm güzel insanlara teşekkürlerle…
Hakan Polacanlı / QPerformans / Oyuncu, Yönetmen
Toplumsal Yaşamda Olumlu Değişikliklerin Oluşmasına
Katkı Sunanlara Teşekkürler
Bursa Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali