Mimesis Haber / Sanat Meclisi’nin hazırladığı 2019 Ekim Sanatta Hak İhlalleri Raporu’nu okuyucularımızla paylaşıyoruz:
Ekim 2019’da iktidar, “Barış Pınarı” adlı bir savaş için sınır ötelerine uzandı. Sanat alanı ise yeni sezona ilk adımlarını atarken hapis cezalarından oyun cezalarına saldırılardan nasibini aldı. İşte Ekim ayında sanat alanının yaşadıkları:
- Tiyatro oyuncusu ve yönetmeni Ersin Umut Güler’e sosyal medya paylaşımları üzerinden yargılandığı “Cumhurbaşkanına hakaret” davasında 1 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Güler, istinaf mahkemesine itiraz edeceğini bildirdi. Yolcu Tiyatro oyuncusu Ersin Umut Güler, Temmuz ayında yine sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle 1 yıl 3 ay hapis cezası almıştı.
- Antalya Büyükşehir Belediyesi eski başkanı AKP’li Menderes Türel döneminin Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında (AŞT), sanat yönetmenliğine getirilen oyuncu Mehmet Özgür tarafından işlerine son verildiği bildirilen tiyatro oyuncuları, işlerine geri dönmek istiyorlar. Ancak Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Özgür’ün işe dönmelerine engel olduğunu iddia ediyorlar. İddiaları reddeden Özgür, “Geri dönmek isteyenleri kimse bana sormaz. Buna ben karar veremem” diyor. CHP döneminde işe girmesinden dolayı siyasi olarak ciddi baskılar gördüğünü savunan oyuncu Talat Turhan Türkeli, “AKP yönetime geldiği ilk hafta beni un fabrikasına sürdüler. 15 gün un fabrikasında çalıştım. Gündüz fabrikada çalışıyor, akşam da oyuna gidiyordum. Büyük uğraşlardan sonra dönmeyi başardım. Fakat baskılar devam etti. Her şeye rağmen 8 ay kalabildim. Daha sonra işe alındığım şirket tarafından işime son verildi. Beni işten çıkarttıkları süreçte 10 gün sonra doğum yapacak olan hamile bir arkadaşımızın da işine son verdiler” ifadelerini kullandı. Kendisinin kadro fazlalığı neden gösterilerek işine son verildiğini dile getiren oyuncu Hüseyin Yitik, “Bizi kadro fazlalığı nedeniyle işten çıkartan Mehmet Özgür, yerimize STV’de dizilerde oynayanları, ailesi ve akrabalarını işe aldı” dedi. İşten çıkması için ciddi anlamda baskılara maruz kaldığını iddia eden Yitik, “Bana işi bırakmam için her türlü baskıyı uyguladılar. Sonunda sosyal medyada yaptığım paylaşımlar nedeniyle Antalya Büyükşehir Belediye Tiyatrosu’nda 4 yıl oyuncu olarak çalıştığım işime son verdiler. Tek suçumuz CHP döneminde işe girmiş olmamızdı. Ben işe iade davası açtım ve kazandım. Fakat Mehmet Özgür beni işe almadı” dedi. Oyuncu Sinem Aslanoğlu Çakıcı ise doğum izni almak için hazırlandığı bir dönemde, kendisini sosyal medya paylaşımları nedeniyle işten çıkardıklarını söyledi. Atatürkçü paylaşımlar yaptığı için işine son verildiğini ifade eden Çakıcı, “Ben Antalya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarına (AŞT) sınavı kazanarak girdim. AKP’nin belediye yönetimine geldiği dönemde hamile iken AŞT’daki oyunculuk görevime son verildi. Gerekçenin sosyal medyada yaptığım paylaşımlar olduğu yüzüme karşı söylendi” şeklinde konuştu.
- Kadıköy Tiyatroları Platformu’nun düzenlediği şenlik için yapılması planlanan açılış yürüyüşü ve açılış etkinlikleri, “güvenlik” gerekçesi ile izin verilmediğinden iptal edildi.
- Tiyatro sanatçısı Orhan Aydın, Kuşadası Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Derneği’nin 2 Temmuz 2017’deki Sivas Katliamı anmasında yaptığı konuşması gerekçe gösterilerek hapis cezasına çarptırıldı. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ”diktatör bozuntusu” dediği gerekçesiyle Aydın’a 11 ay 20 gün hapis cezası verildi. Aydın konuşmasında, “ Kuşadası Savcılığı, adını bile anmadan ‘Diktatör Bozuntusu’ dediğim için, Erdoğan’a hakaretten ertelemesiz 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. Oysa yüzlerce emsal dosya sunulmuştu. Yineliyorum. 2 Temmuz 93 Sivas bir katliamdır, gericiliğin ateşe verdiği insanlığın her biri canımdır. Faşizme boyun eğmeyeceğim”’ dedi.
- Sanatçı Müjdat Gezen’in eski milletvekili Burhan Kuzu’ya ‘hakaret ettiği’ iddiasıyla açılan davada, mahkeme cezaya yer olmadığına karar verdi. Gezen hakkında, Kuzu’ya ‘hakaret’ ettiği iddiasıyla 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanmıştı. Mahkemedeki savunmasında Burhan Kuzu’nun kendisine ettiği hakaretleri yeni öğrendiğini söyleyen Müjdat Gezen, “Ben bunu daha önce öğrenseydim cevabım daha ağır olabilirdi. Basın açıklaması yaptığım esnada bir soru üzerine müştekiyi kast ederek koyunlar, kuzularla işimiz olmadığını söyledim. Devamında kullandığım ve Kuzu’nun üstüne aldığı inek, öküz cümlelerini ise sözlü saldırıda bulunan diğer kişileri kast ederek kullandım. Bunun Kuzu ile alakası yok. Suçlamaları kabul etmiyorum… Burhan Kuzu bana yönelik sözleri karşısında pişmanlığını dile getirip özür dilemiş midir? Bunu merak ediyorum. Dokunulmazlık kisvesi altına sığınıp ağzına geleni söylüyorlar. Karşı tarafa ‘bedel ödeyeceksin’ diyorlar. Ama bu devirler bitti artık” dedi. Gezen, kararın ardından yaptığı açıklamada, “Burhan Kuzu’nun sözlerini biliyorsunuz değil mi? Ben sözlerini bilmiyordum. Bilseydim bu kadar kibar konuşmazdım. Bu mesele aslında Burhan Kuzu Müjdat Gezen meselesi değil, Abdülhamit Atatürk meselesidir” dedi.
- İlker Görkem’in yazıp yönettiği, bürokrat ve siyasilerin halka yönelik kötü davranışlarının hicvedildiği tiyatro oyunu ‘Yiyin Efendiler’in Sinop Kültür Müdürlüğü’ne bağlı salonda gösterimine izin verilmedi. Haftalar öncesinden başvuru yapılmış olmasına rağmen Sinop Kültür Müdürlüğü salon yetkilileri tarafından önce oyunun metni istendiği, içeriği hakkında sorular sorulduğu, ardından oyuna bir gün kala savaş sebebiyle prosedürün değiştiği gerekçesiyle ‘bakanlık oluru’ istendiği kaydedildi. Olur için görüşme yapan Burdur Sanat Tiyatrosu ekibi, Sinop’a geldikten sonra “olur yetişmedi” denilerek salonun kapısından geri döndürüldü. Görevlilerin bu esnada dahi sürekli oyunun içeriğini sordukları belirtildi. Sinop Belediyesi’nin toplantı salonunu açması üzerine oyun Sinop Belediyesi toplantı salonuna alındı.
- Anadolu Üniversitesi Uluslararası Tiyatro Festivali kapsamında sahnelenen “Arzu Tramvayı” isimli oyunun gösteriminde salon protokol için kapatıldı. Öğrencilere bilet satışı yapılmasını engelleyen rektörün, tüm biletleri “davetiye” olarak protokole dağıttığı öğrenildi. Olay sosyal medyada tepkiyle karşılanırken, festivalin Instagram hesabında bir kullanıcı “Bu tarz şeylere alışıktık bu ülkede ama Eskişehir’e ve Anadolu Üniversitesine yakışmadı… ‘Biz sanatsever bir şehiriz’ diye övünmekle olmuyor demek ki… Üzdü” yorumunu yaptı. Başka bir kullanıcıysa, “Oyunculara yapılan terbiyesizlik daha büyük. Öğrenciler için oynamaya geldikleri yerde öğrenci göremediklerinde ne olacak? Öğrencileri bahane edip protokol için ayağa çağrıldıklarını fark ettiklerinde? Bundan sonraki oyunlar iptal olursa hiç şaşırtıcı olmaz” diyerek tepkisini gösterdi.
- Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un 11 Ekim’de ziyaret edip yeniden ayağa kaldırma sözü verdiği Elazığ’ın tarihi Hüseynik Mahallesindeki türkülere konu olan 250 yıllık Sandalcılar Konağı yıkıldı. Bakan Kurum’un ziyaretinden yaklaşık bir hafta sonra yapılan yıkımın, konağın üç varisinden birinin diğer iki varisten habersiz şekilde Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulundan binanın tescilini kaldırıp belediyeden izin almasıyla gerçekleştiği öğrenildi. Konağın varislerinden biri durumdan şikâyetçi olurken Valilik yıkıma ilişkin soruşturma başlattı.
- Mardin’de Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki Derik Belediyesi tarafından 25-27 Ekim tarihleri arasında düzenlenmek istenilen “Zeytin Festivali” İlçe Kaymakamlığınca yasaklandı. “Zeytin ağacı barış ağacıdır” ve “Barış ağacında buluşuyoruz” sloganıyla düzenlenmek istenilen festivale getirilen yasağa, Suriye’de Fırat’ın doğusuna düzenlenen “Barış Pınarı” adlı operasyon gerekçe gösterildi.
- Onlarca albümü, milyonlarca hayranı bulunan ve devrimci müziğin öncülerinden olan Grup Yorum, “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla tutuklanarak cezaevine kondu. Cezaevinde bulunana bazı Grup Yorum üyelerinin ise henüz iddianameleri dahi hazırlanmadı. İçinde bulundukları duruma tepki gösteren grup üyelerinden İbrahim Gökçek, Bahar Kurt, Helin Bölek, Barış Yüksel, Ali Aracı duyurdukları 5 talep ile süresiz açlık grevine başladı. Bir gizli tanığın ifadesi nedeniyle terör örgütü üyeliği iddiasıyla tutuklanan Grup Yorum’un durumu Ekim ayında meclis kürsüsüne getirildi. Verilen Önergede, Grup Yorum konserlerinin uzun süredir gerekçe gösterilmeksizin yasaklandığı, müzisyenlerin de bu gibi engellemelere ve hukuksuzluklara karşı açlık grevinde olduğu ifade edildi. Açlık grevindeki müzisyenlerin talepleri şöyle:
– Sürekli baskına uğrayan, terörize edilmeye çalışılan ve Grup Yorum’un, çalışmalarını yürüttüğü İdil Kültür Merkezine polis baskınları son bulsun.
– Grup Yorum üyeleri Bakanlığın arananlar listelerinden çıkarılsın.
-Yaklaşık 3 yıldır neredeyse tüm konserleri yasaklanan Grup Yorum üzerindeki konser yasakları kaldırılsın.
-Yorum üyeleri haklarında açılan davalar düşürülsün.
-Tutuklu Grup Yorum üyeleri serbest bırakılsın.
Önergede, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’dan şu soruları cevaplaması istendi:
-Grup Yorum’a valilikler aracığıyla uygulanan konser yasaklarının gerekçesi nedir?
-Konser yasaklarıyla ilgili valiliklere verilmiş bir talimat var mı?
-Son dönemde artan konser yasaklamaları hangi gerekçeyle yapılıyor?
-20 Temmuz 2016 tarihinden beri valiliklerce kaç müzikal konser, tiyatro gösterisi yasaklandı? Yasaklanan konser, tiyatro gösterileri hangileri? Gerekçeleri ve yasaklanma tarihlerine göre sayısı nedir?
-Açlık grevlerinin sonlandırılması ve açlık grevi yapan Grup Yorum üyelerinin taleplerinin karşılanması için bir girişimde bulundunuz mu? Bulunmadıysanız, bir girişiminiz olacak mı?
Mezopotamya’da kanlar aktı durdu şu geçen Ekim ayında. Mahkemeler zindanlara doldurmaya devam etti düşünürleri, politika ve sanat insanlarını.” Hak” diye haykıranları. Zindanda ise bu kara gidişe karşı bedenini açlığa yatıranlar direnişe hep yeni bir gün daha ekledi. Grup Yorum sanatçılarının açlığı 150 güne vurdu. Sanat üreten elleri, kolları, kasları gövdeleri eridi. Sanat Meclisi bu gidişata sessiz kalmayarak yüze yakın sanatçıyı da yanına alarak onların taleplerini ülkeye ve dünyaya bir kez daha haykırıyor. Ölümlere çaresiz ağlamak istemiyorsak bizde Grup Yorum’un haklı taleplerini alıp yayalım dört bir yana. Haydi, ellerimiz var birbirimize verecek!
Mimesis Haber