Turan’ın komşusu ; “Dün görüştük. Selamlaştık. İyiydi . Üzgünüz” dedi.Süleyman Turan’ın yakın arkadaşı Sinem Akıneri, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Akıneri, “Süleyman abi bizim hayatımızda çok güzel bir yere sahip olarak kalacak her zaman. Benim sınıf arkadaşımdı, öyle takılırdık birbirimize. Eşimle benim çok yakın arkadaşımızdı. Çok neşeli, son derece beyefendi, çocukla çocuk, büyükle büyük olan biriydi ve herkes tarafından seviliyordu. Hatta bazen yoldan çevirirlerdi resim için hem büyükler, hem küçükler. Şahane bir insandı ama bizim topraklarda bu işler böyle hüzünlü bitiyor nedense. Dilerim gittiği yerde mutlu olur, biz onu çok çok iyi hatırlayacağız, her zaman da çok seveceğiz. En son görüşmem 1 hafta, 10 gün kadar önceydi. Bir hastalığı vardı, o hastalığın belki yaşla beraber bir takım zorluklarını yaşamaya başlamış olabilir. Ama çok dinç bir adamdı. Ne yaşlı psikolojisi, ne hasta psikolojisi hiçbir zaman onda olmadı. Gayet dirayetli bir insandı. Dolayısıyla bizimle çok konuşmak istemezdi bu tarz meseleleri. Çok erken oldu aslında. Her ölüm erken ama bizim için çok daha erken oldu çok sevdiğimiz biri olduğu için. Cenazeyle ilgili, Mezarlıklar Müdürlüğü yarın öğlen Şakirin Camisi’nden kaldırılacağını söyledi. Aile onay vermiş çünkü. İki kez teyit ettik, şu andaki bilgimiz bu yönde. Şu anda adli tıpta olduğunu söylediler. Sanırım evde yalnızdı, herhalde komşuları ses alamayınca polisi çağırmış olabilir. Arkadaki evlerin güvenliği de o bilgiyi verdiler bize” dedi.Öte yandan Süleyman Turan Kemal Sunal için İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği tarafından düzenlenen programda görüntülenmişti.
Süleyman Turan kimdir?
Süleyman Turan, 19 Kasım 1936 tarihinde İstanbul Kadıköy’de doğmuştur. Gerçek Adı Süleyman Başturan’dır. İlk, orta ve liseyi Kadıköy’de okudu. Liseyi Haydarpaşa Lisesi’nde bitirdi. Daha küçük yaşlarda sanata karşı meraklı olduğu için halkevlerine girer çıkardı. Oralarda çalışmalar yapan resim hocalarının atölyelerine katılır resim yapmayı öğrenirdi.
Daha sonra İstanbul Üniversitesi ingiliz Filolojisine girer, ancak üçüncü sınıfa kadar okuyabildi.Yedek subay olarak askere gitti. O sırada Kore savaşı vardır. Gönüllü olarak Türk birliğine katılır ve Japonya’ya gider. Bir gün, Japonya’da askerler arasında bir yetenek yarışması düzenlenir. Bu yarışmaya Türk askerler ingilizce yazılan bir piyes ile katılır ve oyun birinci seçilir. Bu onun sahne sanatlarına başladığı ilk denemesi olmuştur. Yine bir gece Tokyo’da bir gece kulübüne gittiklerinde bir film çekimine şahit olurlar. Brezilya-Japonya co-prodüksiyonu olan bir filmdir bu. Bu filmde figüran olarak oynar. Askerliği bitmesine rağmen Türkiye’ye dönmez ve uzun bir süre uzak doğu ve Amerika’da macera yaşar.İlk kez sahneye İstanbul’da bir tiyatro oyunuyla çıktı.
Oynadığı ilk film Osman Seden’in yönettiği ve baş rollerde; Türkan Şoray, Tamer Yiğit, Öztürk Serengil, Hulusi Kentmen’in olduğu “Sayın Bayan” adlı filmdi.Süleyman Turan, bir dönem de dergi ressamı olarak çalıştı. Filmlerin dışında uzun zaman karikatür ve resim yaptı. Çizimleri uzun zaman “Akbaba” dergisinde yayımlandı. Önce Akşam gazetesinde başladı çizgi roman çizmeye. Senaryolarını da o yazıyordu. Bu arada afişlende 15 yıldan fazla çizgi roman çizdi. Hafta sonlarında ise Veli Efendi’de “At yarışları”nda bilet satar.Tiyatro ve sinemaya karşı aşırı bir ilgisi vardır. İngiliz filolojisinde okurken her gece Gürdal Onur adlı arkadaşının oynadığı tiyatronun kulisine takılmaktadır. Sürekli gidip geldiği bu yer, ünlü tiyatro sanatçısı Saim Alpago’nun kurduğu özel tiyatrodur. O kadar sık gider ki oyunu adeta ezberlemiştir. Bir gün Selim Naşit tiyatroya gelmeyince onun oynadığı rolü alır.
1962′de Tiyatroya başlar. “Harput’ta Bir Amerikalı” oyununda başrol bile oynadı.1963 yılında Ses dergisinin açtığı yarışmayı kazanarak sinemaya adım attı. Aynı yarışmada o yıl Ajda Pekkan ve Ediz Hun birinci seçilerek sinemaya adım atmışlardır. Bu sırada Kemal filmdeki bir yetkili onun soyadını çok uzun bulur ve Başturan’ı Turan olarak değiştirir. “Sayın Bayan” filmi ile Türk sinemasına adım atar. Oldukça küçük bir roldür bu. Sonraki filmi “Koçum Benim”‘de ise koca bir rolü vardır. Bu filmde Türk sinemasının kralı Ayhan Işık ile beraber oynar. Genellikle ‘esas oğlan’ın sadık dostu rollerinde, sevecen tiplemesiyle başarılı olup beğeni kazanmıştır.
1970 senesinde “Dikkat Kan Aranıyor” adlı filmde Ekrem Bora ile rolleri paylaşmış, akıl hastanesinden kaçan deli rolü ile olağanüstü bir performans göstermiştir. 1971 senesinde Yılmaz Güney ile “Yarın Son Gündür” adlı filmi çevirir. Bu filmdeki rolü ile de 9. Antalya Film Şenliğinde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü alır. 1972 yılında Antalya Film Festivalinde, “Güllü” ile en iyi yardımcı erkek oyuncu ödüllerini almıştır.
70′li yıllarda Türk sinemasıbirkaç sene sinemadan uzaklaşarak çizgi-roman ve senaryo yazarlığı yaptı. Bu sırada TRT’den gelen bir teklifi değerlendirir ve sesli çekilen ilk dizi filmlerden biri olan “Sarıpınar 1914″ de oynar.
Üç tane de film senaryosu yazmıştır. Bunlar; Dönme Dolap (Sinema Filmi)1983, Baş Belası (Sinema Filmi)1982, Sevgili Dayım (Sinema Filmi)1977 filmleridir.