Tiyatro Seçmeleri Sorunsalı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mehmet Zeki Giritli

Düzenli olarak tiyatro seçmelerine girmek oyuncuların kendilerini geliştirebilmeleri, eksiklerini görebilmeleri ve elbette yeni oyunlarda oynayabilmeleri için çok gerekli ve faydalı bir süreç. Fakat bazı durumlarda bu süreç motive edici olmaktan ziyade küstürücü, cesaret kırıcı ve anlamsız bir hale gelebiliyor. Oyunculuk yaptığım süre içinde pek çok tiyatro seçmesine girmiş (birçoğunda elenmiş), zaman zaman da seçen tarafta yer almış birisi olarak tiyatro seçmesine girecek genç oyuncu adaylarına ve seçmeleri yapan tiyatro gruplarına tavsiyelerde bulunmak, bu seçmelerdeki uygulama yanlışlarından bazılarına değinmek istiyorum.

Tiyatro toplulukları temel olarak üç şekilde ekiplerine oyuncu dahil ediyor. Birinci grup en klasik yöntem olan, çalışılmış bir tirat üzerinden oyuncu adaylarını izleyip değerlendirme yapmayı tercih ediyor. Her ne kadar bazı tiyatro yönetmenleri bu sayede oyuncu adayının enerjisini, sahne üzerindeki duruşunu ve kabiliyetini tespit edebildiklerine inansa da bu yöntem pek çok olumsuz taraf içeriyor. Her şeyden evvel 5-6 dakika oynanacak tek bir tirat üzerinden oyuncunun kabiliyetini değerlendirmek, tek bir sınavla öğrencilerin üniversite eğitimi almaya uygun olup olmadığını belirlemeye benziyor. Bir diğer nokta ise bu tür seçmeler oyuncunun diğer oyuncularla iletişimi konusunda herhangi bir fikir vermiyor. Oysa tiyatroda en önemli nokta oyuncular arasında sağlıklı bir alışveriş olabilmesidir. Bir oyuncuyu sahnede tek başına izlemek o oyuncunun oyun gücü konusunda çok belirleyici bir unsur olmayabilir. Elbette ki böyle bir seçmenin tam anlamıyla bir stres kaynağı olduğu ve pek çok oyuncunun yaşadıkları stresten dolayı gerçek performanslarını gösteremedikleri de bir gerçek.

İkinci grup oyuncu adaylarıyla bir tanışma toplantısı düzenleyip, adaylarla sadece konuşan ya da adaylardan küçük bir metin okumasını isteyen tiyatro topluluklarından oluşuyor. Burada en önemli unsur oyuncu adayının enerjisi olarak görülüyor. Fakat buradaki dezavantaj da bir oyuncuyu sahnede görmeden, normal hayatındaki haliyle oyunculuk performansının değerlendirilmeye çalışılması. Bu yaklaşım yönetmeni bir tiyatrocudan ziyade bir kişisel gelişim uzmanı ya da bir psikolog olarak konumlandırma tehlikesini de içeriyor.

Son grup aşamalı olarak oyuncu seçmesi yapan tiyatro topluluklarından oluşuyor ki üç grup arasında en sağlıklı yöntemin bu olduğuna inanıyorum. Bu topluluklar birkaç günlük atölyeler düzenleyip, atölyeler sırasında oyuncu adaylarını dışarıdan izleyip kimlerle çalışacaklarına karar veriyorlar. Bunun oyuncu adaylarının gerçek performansları hakkında daha bilgilendirici olduğunu düşünüyorum. Tabii ki buradaki bir dezavantaj da stresli bir süreç olan seçme sürecinin daha da uzuyor olması.

Tiyatro topluluklarının bu süreçte çok dikkatli ve şeffaf davranması gerektiğini düşünüyorum. Oyuncu adaylarından neler talep ettiklerini net bir şekilde belirtmeleri gerektiği kanaatindeyim. Daha da önemlisi seçmeler sonuçlandıktan sonra seçmeye giren herkesin kısa da olsa bir geri bildirim alma hakkı olması gerekir. Ancak bu durumda tiyatro seçmeleri oyuncuların kendilerini geliştirebilecekleri bir mecra haline gelir. Yurtdışında bu uygulamaya çoğu zaman sadık kalınır. Bir projeye dahil edilmediğinizde bunun sebebi size geri bildirim olarak açıklanır. Fakat Türkiye’de genelde “kriterlerimize uygun bulmadık sizi” minvalinde bir maille geçiştirilir. Fakat o kriterlerin neler olduğu da hiçbir zaman net ve şeffaf değildir. Bunu seçme yapan tiyatro yönetmenlerinin bir eksiği olarak görüyorum.

Oyuncu adaylarına gelecek olursak, seçmelerde birçok defa hüsrana uğramak, her seferinde umutlanıp sonunda hayal kırıklığı yaşamak ne yazık ki bu mesleğin bir gerçeği. Özellikle de Türkiye gibi herkesin oyuncu olmak istediği ama bir avuç tiyatro topluluğunun olduğu ülkelerde. Fakat bu hiçbir zaman sizi oynama isteğinizden vazgeçirecek bir etkiye sahip olmamalı. Bir seçmede yönetmenin sizi seçmemesi asla kabiliyetsiz birisi olduğunuz ya da bu mesleğe uygun olmadığınız anlamına gelmez. Sadece yönetmenin kafasında net bir resim olduğuna ve sizin bu resme oturmadığınız anlamına gelebilir. Yapılması gereken “acaba?”lara düşmeden önünüzdeki seçmelere bakmak ve umudunuzu kaybetmemektir. Oyunculuk mesleğine uygun olup olmadığınız sorusuna ancak kendiniz cevap verebilirsiniz. Bunu sizin dışınızda hiç kimse belirleyemez.

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Mehmet Zeki Giritli

Yanıtla