Mimesis Haber / Sanat Meclisi’nin yayınladığı Haziran 2018 hak ihlalleri raporunu okuyucularımızla paylaşıyoruz:
Ölüm ve hapis cezaları olan bir Haziran ayı geçirdik. İktidar sanat alanına saldırılarını sürdürüyor. Cumhuriyetin yüzüncü yılında bu gidişle hapishane yüzü görmemiş sanatçı kalmayacak. Hapse düşen sanatçıların ise cezaevlerinde yoğun baskılardan yakası kurtulmuyor. İşte Haziran 2018’de sanat alanının yaşadığı baskı ve saldırılar:
- Başrolünü Tolga Çevik’in oynadığı “Sen Benim Her Şeyimsin” isimli filmin çekimlerinin yapıldığı İstanbul Kemerburgaz’daki sette boya ustası Sinan Kayatuzu’nun (68) dekor boyadığı sırada yüksekten düşerek hayatını kaybetmesiyle ilgili soruşturma tamamlandı. Savcılık, TME İçerik Prodüksiyon A.Ş yetkilisi yapımcı Kemal Kaplanoğlu hakkında “taksirle ölüme neden olmak” suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası talebiyle iddianame düzenledi. Kaplanoğlu, soruşturma sırasında verdiği ifadesinde suçlamaları kabul etmedi.
- Cumhurbaşkanına hakaret gerekçesiyle tutuklanan usta çizer Nuri Kurtcebe, denetimli serbestlik kararıyla tahliye edildi. Aydınlık Gazetesi’nde “Ters Köşe” adlı köşesinde günlük karikatürlerini çizmeye devam eden Kurtcebe, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmişti.
- Kültür ve Turizm Bakanlığı, 20 yıldır desteklediği Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin ödeneğini komisyon kararıyla “uygun görülmemiştir” diyerek kesti. Sinemada kadın emeğini görünür kılan, ulusal ve uluslararası alanda söz sahibi olmuş kadın sinemacılara ev sahipliği yapan, genç sinemacıların çalışmalarını destekleyen, uluslararası seçkisi her yıl FIPRESCI jürisi tarafından ödüllendirilen festivale Bakanlığın hangi gerekçeyle desteğini kestiği açıklanmadı.
- Şarkılarında uyuşturucuya özendirdiği iddiasıyla tutuklanan ve ‘Ezhel’ ismiyle tanınan rap müzisyeni Ömer Sercan İpekçioğlu hakkında, “uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımını özendirmek” suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Duruşmadaki hakim, “Yarınımız Yok’ isimli parçanla ne anlatmak istedin?” diye sordu. Ezhel, söz konusu şarkının uyuşturucu karşıtı sözler içerdiğini belirterek, “Bu şarkıda ‘aşk değil zehirdir bonzai/ bu iş böyle giderse yaşamak zor ‘diye uyuşturucuya değil hayata bağlayan sözler yazdım” diyerek beraatini talep etti. Yaklaşık 9 dakika süren duruşma sonunda, mahkeme hakimi Atalay, Ezhel’in suç işleme kastıyla hareket etmediğine hükmederek önce tahliye sonra da beraat kararı verdi.
- Yılmaz Güney Sineması’nın yerine park yapılmasını toplumsal suç olarak niteleyen TMMOB Batman İl Koordinasyonu Sekreteri İbrahim Yıldız, “Yılmaz Güney Sineması, kentteki ticari amaç gütmeyen tek sinema. Burada insanlar bir araya gelirdi. Kent ile özdeşleşen sinemanın bir diğer yanı ise kentteki birçok kültür sanat etkinliğinin burada yapılıyor olmasıydı. Durum böyle bir halde iken yapılan onca ankete rağmen neden yapılmıyor? Sosyal bir alanın tartışmaya açılarak sinema yerine başka bir yapı inşa etmenin kendisi bana göre toplumsal bir suçtur” değerlendirmesinde bulundu. Batman Demokrasi Platformunun bir bileşeni olarak kentin en büyük yeşil alanı olan Esentepe’nin tamamının yıkılarak cami yapılmasına da itirazlarda bulunduklarını kaydeden Yıldız, “Yapılması gereken, bu derece büyük bir cami değil, yeşil alanı koruyarak bir cami yapılmasıdır. Bunun için de hukuki süreci başlattık. Esentepe ranta açılıyor bu yüzden itirazlarda bulunduk. Bugün Yılmaz Güney Sineması için de hukuki işlemler başlatılacak. Sinemanın yeniden yapılması için hukuki işlemleri sürdüreceğiz” dedi.
- Sanatçı Sezen Aksu’nun “Gülümse” adlı eserinin izin alınmadan bir kek reklamında kullanıldığı iddiasıyla açtığı 150 bin liralık tazminat davasında bilirkişi izinsiz kullanım olduğu kanaatine vardı. Sezen Aksu’yu haklı bulan bilirkişi, izinsiz kullanım için ünlü sanatçının 30 bin lira maddi Tazminat alması gerektiğini, manevi Tazminat hakkının ise mahkeme tarafından belirlenmesi görüşünde bulundu.
- İzmir Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İzmir’de yaşayan rap müzik şarkıcıları ‘Khontkar’ ve ‘Young Bego’nun adreslerine, şarkılarında uyuşturucu madde kullanımını özendirici sözlere ve görüntülere yer verdikleri gerekçesiyle operasyon düzenledi. ‘Khontkar’ adıyla bilinen Onur Dinç’in Konak’taki evinde yapılan aramalarda, içime ve satışa hazır hale getirilmiş alüminyum jelâtin içerisinde 10 küçük paket esrar, 1 uyuşturucu madde içiminde kullanılan aparat, 2 uyuşturucu madde öğütücü ele geçirildi. Onur Dinç ile beraber, evde bulunan iki arkadaşı da gözaltına alındı. ‘Young Bego’ takma adını kullanan U.B’nin ise, Balçova’daki adresine yapılan operasyonda da 1 uyuşturucu kullanımına yarayan aparat, 2 uyuşturucu madde öğütücü ve bu düzenek içerisinde kırıntı halinde esrar ele geçirildi. Adı geçen kişiler, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar.
- Gazeteci ve yazar Hakan Gülseven, Ayvalık Adliyesi’nde hakkındaki çıkarılan yakalama kararı sonucu tutuklandı. Eski Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş’a yönelik hakaret iddiasıyla hakkında hüküm bulunan Gülseven, Yurt Gazetesinde yer alan yazısına yönelik açılan davanın sonucu olarak mahkûm edildiği tazminatı gazete yönetiminin ödemeyi gerçekleştirmemesi sebebiyle Burhaniye Açık Ceza İnfaz Kurumuna gönderildi.
- Yazar Zehra İpşiroğlu, TV Dizilerindeki şiddete karşı çıkarak “Şiddeti doğuran şiddettir. Şiddetin kökenlerinde hırs, rekabet, öfke, kin gibi duygular yer alır. Bu duyguları ego merkezli bir zihniyet körükler. Bu zihniyet ise yıkıcı düşüncelerle beslendiği oranda tüm yoğunluğuyla etkisini sürdürür. Böylelikle yıkıcılık insanı öylesine etkisi altına alır ki önüne geçilmesi artık olanaksızdır. Dizilerde şiddet izleyiciyi ekrana kilitleyen en temel güç olarak kullanılıyor. ’Sen Anlat Karadeniz’ adlı dizide kıskançlıktan gözü dönmüş olan adam kadını yere yatırır, sesi duyulmaması için ağzını sımsıkı kapar, sonra da parmaklarını kırar. Bu sahne öylesine tedirgin edicidir ki Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu başta olmak üzere birçok kadın kuruluşu dizinin şiddete özendirdiği gerekçesiyle bir tepki göstermişti. Aynı dizide bütün bir yörenin, yani Karadenizlilerin büyük bir şiddet gizil gücü barındıran sert ve maço erkekler olarak gösterilmesi de eleştirilmişti. Bu dizinin yapımcılarına sorarsanız dizinin amacı kadına karşı şiddeti göstererek şiddete karşı bir duruş sergilemektir. İyi ama şiddet nasıl sergileniyor? Ne dereceye kadar nedenlerine ve kökenlerine inilebiliyor? Hangi ortam ve koşullarda ortaya çıkıyor, nasıl gelişiyor, şiddeti besleyen zihniyet nedir, bu zihniyetin ardında hangi ideolojiler yatıyor? Eril koşullanma ve otoriter yapılanma ile şiddet arasında nasıl bir bağlantı var?” şeklinde bir açıklama yaptı.
- Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Rektörlüğü tarafından İstanbul Devlet Konservatuarı’nın tahliye edilmesi girişimiyle ilgili bir açıklama yapıldı. Tahliye kararı doğrulanırken açıklamada Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Sekreteri başta olmak üzere, Müzecilik Tanıtım Daire Başkanlığı ve kimi diğer bürokratların keyfi projelerinin uygulanması adına böyle bir girişimde bulunulduğu vurgulandı. Açıklamada, “6 yaşından 25 yaşına kadar, ilköğretimden yüksek öğretime dek eğitim gören ve gerek ulusal gerekse uluslar arası yarışmalarda sayısız başarılara sahip, ülkemiz ve üniversitemizin göz bebeği olan 1400 öğrencimizin, öğretim elemanlarının ve konservatuvar çalışanlarının sokağa atılması ve söz konusu binanın boşaltması, eğitim ve öğretimin sağlıklı bir şekilde yürütülebileceği yeni bir yerleşke gösterilmeden asla kabul edilemez. Böylesi bir işleme tevessül edenler açıkça Anayasa’nın 42’nci Maddesi’ni ihlal etmiş olurlar” ifadelerine de yer verildi. Yoğun tepkiler üzerine uygulamadaki usulsüzlükler nedeniyle tahliye işlemi ileri bir tarihe ertelendi.
- Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün finansmanını sağlayamadığı 6. Uluslararası İstanbul Bale Yarışması ve Festivali iptal edildi. İptalle ilgili festivalin internet sitesinden “Etkinlikler ana sponsorumuzun sponsorluktan çekilmesi nedeniyle iptal olmuştur. Siz değerli izleyicilerimize ve katılımcılarımıza duyurulur” açıklaması yapıldı. Balet Erhan Güzel, festivalin iptaline tepki göstererek, “Opera Festivali’ne ödenek sağlarken baleye ödenek sağlanamamış olması, bir art niyet barındırdığını düşündürüyor. Bizler bale sanatını gençlere aşılamaya ve yaşatmaya çabalarken önümüze çıkan bu tarz engeller sebebiyle inciniyoruz. Sanatın ve sanatçının kıymetini ne zaman anlayacağız?” dedi.
- Mersin Büyükşehir Belediyesinin hiçbir gerekçe göstermeksizin Tiyatro Agon’un ramazan etkinlikleri kapsamında sahneye çıkmasının engellenmesine Mersin Tiyatro Derneği yaptığı basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Dernek Başkanı Derya Güneri “Derneğimize bağlı bir tiyatro ekibi olmasından ziyade, bir tiyatro ekibine yapılan bu çağ dışı, yerel yönetim ilke ve iş ahlakıyla bağdaşmayan, yakın ideoloji ve ırk söylemlerini önemseyen tavrıyla önce Mersin’de sonrasında ülkemizde sanata vurulabilecek en sert darbeyi vurmuştur. Büyükşehir Belediyesini, Mersin’de sanat yaşamını birkaç kötü niyetli kişinin inisiyatifine terk etme tutumunu göstermesi sebebiyle kınıyoruz.” dedi.
- 14 Mayıs 2006’da İstanbul’da lokantasına gelen motosikletli polis İ.O.D’nin, bir kısmı Kürtçe olan Ahmet Kaya parçaları çalındığı için “Sen nasıl Ahmet Kaya dinlersin” diyerek dövdüğü M.T, açtığı davada polise ceza verilmemesi üzerine AYM’ye bireysel başvuru yaptı. Başvuru kabul edildi ve M.T’ye 15 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
- Edirne’de PKK’nın propagandasını yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan Alman vatandaşı şarkıcı tutuklandı. Alınan bilgiye göre, HDP’nin seçim çalışmaları için geldiği Edirne’de, cumartesi günü polis uygulama noktasında gözaltına alınan şarkıcı “Hozan Cane” olarak tanınan Alman vatandaşı Saide İnaç, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuklandı.
- “Kuzeyin Oğlu” markasını izinsiz kullandığı iddiasıyla Karadenizli şarkıcı Volkan Konak’a 70 bin liralık tazminat ve marka iptali davaları açan şair Hüseyin Öztürk’ü mahkeme haksız buldu. Mahkeme, Volkan Konak’ın “Kuzeyin Oğlu” markasını daha önce tescil ettirdiği gerekçesiyle Hüseyin Öztürk’ün davasının reddine karar verdi.
- Ankara Valiliği, Komünist LGBT organizesinde gerçekleştirilecek olan “Onur” (Pride) isimli film gösteriminin bazı kesimler tarafından tepki gösterilebileceği ve provakasyonlara neden olabileceği gerekçesiyle yasaklandığını açıkladı. Ankara Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, “Çeşitli sosyal medya ve birtakım yazılı ve görsel medya organlarından Komünist LGBT (lezbiyen, gay, biseksüel ve transseksüel) organizesinde 28. 06. 2018 günü saat 19. 30’da Çankaya ilçesinde bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkez’inde ‘Onur’ ( Pride ) isimli film gösterisi yapılacağı bilgisi elde edilmiştir. Söz konusu paylaşımlarla halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik edeceği, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkabileceği; ayrıca terör örgütlerinin karşıt görüşlü gruplara yönelik eylem arayışı içerisinde olduğu yönündeki istihbari bilgiler göz önünde bulundurulduğunda yapılmak istenen organizasyona katılacak olan grup ve şahıslara yönelik olarak birtakım toplumsal duyarlılıklar nedeniyle de bazı kesimler tarafından tepki gösterilebileceği ve provokasyonlara neden olabileceği değerlendirilmektedir. Bu nedenlerle (…) söz konusu film gösterimi organizasyonu Valiliğimizce yasaklanmıştır” denildi.
Ülkede 2018 Haziran ayında bir erken seçim yaşandı. Siyasilerimiz OHAL altında seçime gitmekte bir sakınca görmediler ama meydanlarda demokrasi ve özgürlük nutuklarında sallamadıkları söz kalmadı. OHAL’i başımıza getiren iktidar mensupları bile OHAL’den yakınan konuşmalar yaptılar. Biz sanat alanının yıllardır yakındığımız sorunlar ve yaşadığımız baskıları ise dile getiren ve çözüm öneren kimse çıkmadı. Seçim sonucu iktidar yine koltuğuna yerleşince kimi kesimlerin seçimden yana da beklentisi azalmaya başladı. “Bu pisliği ancak devrim temizler”e doğru bir yolculuktayız… Bir sonraki Hak İhlalleri Raporuna kadar hoşça kalınız!