Öğretmen adaylarının gelişimlerini desteklemek amacıyla Süleyman Demirel Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından düzenlenen Mavi Perşembe Buluşmaları kapsamında, “Oyun Temelli Öğrenme” konulu konferans ve uygulama temellerinden oluşan bir etkinlik düzenlendi. Hafız İbrahim Demiralay Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmasını yapan Dr. Öğr. Üyesi Dilek Ünveren Kapanadze, eleştirel düşüncenin ve öğrenilen bilgileri kullanabilme becerisinin arttırılmasının önemli olduğunu vurguladı. Eleştirel düşünce ile birlikte takıma ve beceriye dayalı eğitimin de oyun temelli gelişebileceğini belirten Kapanadze, konferansın öğretmen adayları için büyük kazanımlar sağlayacağını ifade etti.
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi yarı-zamanlı öğretim görevlisi ve Beykent Üniversitesi Oyunculuk Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Bülent Sezgin, deneyimleriyle beraber gerçekleştirmiş olduğu etkinliklerden ve projelerden söz ederek dersin sadece sınıfta değil, dış mekanlarda da gerçekleştirebileceğini vurguladı. “Oynayarak öğrenelim, eğlenerek öğretelim.” diyen Sezgin, her dersin bir performans olduğunu söyledi.
Öğretmenliğin aktörlük olduğunu ve öğrenmenin, hareket ile tamamlandığını ifade eden Sezgin: “Hareketin olmadığı bir eğitim tamamlanmış olmuyor. Doğru bir eğitim, beslenme düzeninin ve hareketliliğin olduğu eğitimdir. Sınıf yönetiminde de en önemli şey hareket yönetimidir.” dedi.
Eğitim sisteminin geliştirilebilmesi için, dünya çapındaki yeniliklerin takip edilmesi gerektiğinin altını çizen Sezgin, öğrenme sürecini etkileyen olumsuz faktörleri şu sözlerle ifade etti: “Günümüz eğitiminde monotonluk söz konusu. Öğrencilerin başarısız olmasının yahut okulu bırakmasının başlıca sebepleri arasında bu durum var. Öncelikle “Öğrenirken neden sıkılıyoruz?”, “ “Öğrenmeyi ve öğretmeyi keyifsiz hale getiren durumlar nelerdir?” sorularının cevabını bulmak gerekiyor. Bu noktada ezberci eğitim sistemi, demokratik olmayan öğretmen davranışları, ses tonu ve diksiyon, ön yargılar ve ayrımcılık, dikkat dağınıklığı, yanlış sınav sistemleri, mizah eksikliği, öğretmenin kişilik özelliği ve yeterli araç gereç olamaması gibi faktörleri saymak mümkün”
Öğretmenlerin kendilerini çok iyi geliştirmesi gerektiğine vurgu yapan Sezgin, “Mesleğe başladıktan sonra eğitim bitti sanıyoruz. Bu çok büyük bir yanılgı. Öğretim becerisi sadece akademik bilgiden ibaret değil, iletişim becerisini sürekli geliştirmemiz gerekiyor. Farklı gelişim gösteren öğrencilere karşı, stratejiler geliştirebilecek yeterlilik düzeyine gelmemiz lazım.” diye konuştu.
Sezgin, eleştirel düşünme ve analiz noktasına ezberci eğitim sisteminden dolayı büyük sıkıntılar yaşandığını belirtti.
“Oyun oynamak hayatın içine girmektir” diyen Sezgin, eğlenerek öğrenmenin önemi ilgili olarak “Eğlenerek öğrenmek ve öğretmek; katılımcılığın artması, deneyimsel alanın genişlemesi, kişiye özel öğrenme stratejilerinin açığa çıkması, özgüven kazanılması, merak duygusunun çoğalması, öğretmene olan saygının artması, çoklu-zeka alanlarının keşfedilmesi ve harekete dayalı öğrenmenin gelişmesi açısından çok önemlidir.” açıklamasında bulundu.
Salzman’ın “İnsan, oyunla kendini ortaya koymalıdır” sözüne atıf yapan Sezgin, katılımcılarla birlikte uygulamalı etkinlikler gerçekleştirerek konferansı sonlandırdı.