Bahar Çuhadar
Serdar Biliş’in yönettiği ‘Martı’, sahne-ışık tasarımından oyunculuklarına son derece iddialı bir iş. “Yenilikçi yorumlarıyla tanıdığımız Biliş’ten de böylesi beklenirdi” dedirten, Tilbe Saran’ın imzasını attığı bir oyun…
Size ‘Çehov oyunu’ denildiğinde gözünüzün önünde belirebilecek ilk imajı kovalayın. Bu oyunda fırfırlı yakalarıyla dönem kostümleri, heybetli bir dekor, Çehov’un 120 yıllık cümlelerini aheste aheste dillendiren oyuncular görmeyeceksiniz. Evvelden bir Serdar Biliş oyunu deneyiminiz varsa şaşırmayacağınız; kıvrak ve dinamik olduğu kadar Çehov’un insanı anlama yönündeki derdinin hakkını veren bir ‘Martı’ bu… Biliş’in yenilikçi yorumu Gamze Kuş’un sahne ve kostüm, Cem Yılmazer’in ışık tasarımıyla bütünleşmiş; yetkin oyunculuklar ve Sami Özbudak’ın akıcı çevirisiyle başarılı bir iş çıkmış ortaya.
Çehov; döneminin iklimini, aristokrat hayatın kodlarını, aşkı, mutsuzluğu, basiretsizliği, dönemin Rusya’sının insanlarının arayış hissini her oyununda müthiş anlattığı için bugün de ölümsüz. Çehov’un gözlemleyip kayda aldığı o huzursuz bünyeler, bugünün insanıyla da pek çok açıdan benzeşiyor. Aşkı, tutkuyu, sanatta ve hayatta yeniliği aramak derdi bitmiyor…
Biliş’in güncel tasarımlarla giydirdiği, elini-kolunu-sözünü bugünün kodlarıyla kullanan oyuncuları da ‘Martı’nın özünden ayrıksı durmuyor. Bilakis, vaktiyle ünlü bir oyuncu olan Arkadina ile onun yazar sevgilisi Trigorin, yazar olma iddiasındaki oğlu Treplev ve çiftlik ahalisi arasındaki çatışmalarla, kibirle, yer yer arzuyla dolu bu oyun; dipdiri bir şekilde bugüne taşınıyor.
Öykünün etrafına örüldüğü meşhur gölü Gamze Kuş; rengi ve zemin dokusuyla balçık efekti de veren sığ bir havuzla çıkarıyor karşımıza. Bu tasarım fikri oyunun kalbi gibi; rol kişilerinin bikinili, deniz yataklı eğlence gününde de en sert kavga sahnelerinde de hayli işlevsel…
Ekip en gencinden en deneyimlisine metindeki ince mizahı özümsemiş bir özgüvenle oynuyor. Oyunculuk dili açısından belli belirsiz farklılıklar varsa da zamanla oturacağını tahmin etmek zor değil. Lakin hizmetçinin kızı Masha’da Gonca Vuslateri’nin evin kızıymışçasına sahneyi dolduran baskın tavrını değiştirmesinde fayda var. Vuslateri’nin performansı her zamanki gücünde olsa da tonunu, huysuzluktan huzursuzluğa evriltirse Çehov’un depresyonun kıyısındaki Masha’sına daha yaklaşacaktır.
Nina da Ecem Uzun’un performansında biraz daha canlanmayı hak ediyor. Tilbe Saran’ın Arkadina olarak çok çok iyi bir iş çıkardığını, Şerif Erol’un oturduğu iskemleden naif bir komedi şovu yaptığını, Tanış’ın Saran’la uyum içindeki performansını, Orçin’in doktor karakterine özgün bir dinamizm getirdiğini not etmezsek bu yazı eksik kalır. Sözün kısası; muhakkak izleyin!
MARTI (5 üzerinden 4,5 yıldız)
Pürtelaş Tiyatro
Yazan: Anton Çehov
Yöneten: Serdar Biliş
Oyuncular: Boran Kuzum, Ecem Uzun, Fırat Tanış, Gonca Vuslateri, Kayhan Açıkgöz, Serdar Orçin, Sevil Akı, Şerif Erol, Tilbe Saran, Yasin Bardakçı, Cem Cücenoğlu
Süre: 100 dak.
Bilet fiyatı: Tam 50.50, öğrenci 40.50 TL
Ne zaman, nerede: 12 Aralık 20.30, DasDas (dasdas.com.tr)
9 Aralık 2017 tarihinde Hürriyet Cumartesi’de yayımlandı.