Kemal Oruç
Bir oyun sahnelemeye karar verdiniz, ama bu süreçte hangi yolu izlemeniz gerektiğini bilmiyorsunuz…
Bu yazıda adım adım bir oyunu nasıl sahneleyeceğinizi anlatacağım. Bunu yaparken de olabildiğince yeni başlayanların anlayabileceği yalın bir dil kullanmaya çalışacağım.
Bir oyun sahneleyeceğiniz zaman hayal gücünüz, imgeleminiz, dünya görüşünüz, tiyatro sanatına ve diğer sanat dallarına, psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe, pedagoji gibi bilim dallarına dair bilgileriniz ve kişisel becerileriniz çok önemlidir. “İçimden geldiği gibi yöneteceğim/oynayacağım…” gibi bir cümle kurduğunuzda birikimlerinizin yeterliği göz önünde bulundurulur. Tiyatro sanatının ve teknik olarak sahnenin gereklerine dair belli bir yönteminizin ya da yöntemlerinizin olması önemlidir. Yöntemin iyi bir şekilde işlemesi bilgi ve tecrübeyle ilgilidir.
Bir izleyici topluluğuna sahneleyeceğiniz oyunun derli toplu olması, anlattığı meselenin önemi ve estetik olması çok önemlidir. Yetersiz bir oyuna yaklaşık iki saat maruz kalan izleyici bir sonraki oyununuzu izlemek istemeyebilir.
Sanatın güzelliklerine ulaşmak için kendinizi eğitmeye başlayın!
- Bir Ekip Kurun
Oyun sahneleyeceğiniz ekip okulda, işyerinizde, mahallede, köyünüzde vb. olabilir. Bir duyuru, afiş ya da el ilanı ile bir anda onlarca gönüllü toplayabilirsiniz.
Ekibin amacı bir olayı sanat yoluyla duyurmak, toplumsal gelişime katkı sağlamak, sosyal sorumluluk için oynamak, sosyalleşmeyi ve birlikteliği sağlamak, kişisel gelişimi sağlamak, bulunduğu bölgede tiyatro sanatının tanınmasını/gelişmesini sağlamak ya da öğretim ortamında öğrenilenleri pekiştirmek vs. olabilir.
Genelde gönüllü ekiplerde işin zorluğu anlaşılınca ya da güvensizlik yaşandığında sayıda azalma olur. Bu sebeple oyun sahneleme çalışmalarına başlamadan önce ekiple etkileşim, iletişim, grup uyumu vb. çalışmalar yapmak yerinde olacaktır. Böylece hem ekiptekilerin becerilerini görmüş hem de bu çalışmalar sonunda nasıl bir oyun sahneleyeceğinize karar vermiş olursunuz. Bu çalışmaları yaratıcı drama yöntemiyle yapmanızı tavsiye ederiz.
Bu aşamada yönetmenin ilk işi ekibe güven vermektir.
Okul tiyatrosu uygulamasını öncelikli olarak pedagojik formasyona sahip insanların yapması tercih edilir. Bunun için “Okul Tiyatrosu Manifestosu*”nu okuyabilirsiniz.
- Görevleri Belirleyin
Ekip netleştiğinde görev dağılımı yapılır. Amatör bir tiyatro oyununun sahnelenmesi için genel olarak görev dağılımı şu şekildedir:
- Yazar (Ekipten bir kişi ya da yazı grubu olabilir.)
- Yönetmen
- Oyuncular
- Dekor sorumluları
- Kostüm sorumluları
- Müzik sorumlusu
- Işık sorumlusu
- Afiş, broşür, sosyal medya sorumluları
- Suflör
- Kondüvit (Prova ve sahneleme sırasında, sahne arkasında oyuncuların sahneye çıkma sırasını oyunculara söyleyen kişi)
- Salon görevlisi
- Sahne amiri
- Bilet/davetiye görevlileri (Genelde amatör tiyatrolar yardım amaçlı oynadığında bilet satılır. Davetiye ise salondaki koltuk sayısı kadar seyirci gelmesi için kullanılabilir.)
Burada önemli olan doğru kişilere doğru görevleri verebilmektir. Öncelikle katılımcılara ne görev almak istediği sorulur, eğer kendisi karar veremiyorsa zorlamadan yapabileceği bir göreve yönlendirmede yardımcı olunur. Mutlaka seçenekler sunulmalı ve bu seçeneklerdeki görevlerin ne işe yaradığı açıkça anlatılmalıdır.
- Oyun Metni Bulun
Elinizde hazır bir oyun metni varsa ekibi bu metne göre belirleyebilirsiniz.
Ekibe göre/ekiple birlikte bir oyun yazabilirsiniz. Bunun için “Yeni Başlayanlar İçin Oyun Yazma Rehberi*”ni okuyabilirsiniz.
Bir oyun metni bulmak içinse şu yolları kullanabilirsiniz:
Size en uygun tiyatro oyununa karar verebilmek için öncelikle ekibinizin özelliklerini belirlemeniz gerekir.
Ekibin özelliklerini şu sorulara cevap vererek belirleyebilirsiniz:
- Ekibinizin türü ne? (Okul Tiyatrosu, Amatör Tiyatro, İşçi Tiyatrosu vb.)
- Ekibiniz kaç kişi?
- Ekibinizde kaç kadın, kaç erkek oyuncu var?
- Eğer gerekirse, bir oyunda birkaç farklı tipi/karakteri oynayabilecek oyuncu var mı?
- Oyuncuların oyunculuk konusunda eğitim durumu ne?
- Ekip üyelerinin diğer sanatlara yatkınlığı ne durumda?
- Oyunu kim yönetecek?
- Sahne, dekor, kostüm, ışık, müzik vb. teknik olanaklarınız neler?
- Ekipte teknik işleri yürütebilecek üyeleriniz var mı?
- Sahneleme için ayırdığınız bir bütçe var mı? Ne kadar?
Oyunu kime sahneleyeceğiniz çok önemlidir. Hedef kitlenize uygun olmayan bir oyun ne kadar iyi sahnelenmiş olursa olsun izleyiciler tarafından olumlu karşılanmayabilir.
Hedef kitlenizi belirleyeceğiniz yaş grupları şu şekildedir:
- Çocukluk dönemi: Okul öncesi (3-6 yaş), ilkokul (7-9 yaş), ortaokul (10-12 yaş)
- Gençlik dönemi: Ergenlik (12-15 yaş), ilk gençlik (16-21 yaş) uzamış gençlik (21-25 yaş)
- Yetişkinler (25-70 yaş)
- Yaşlılar (70 yaş ve üstü)
Hedef kitlenizi belirlediğinizde o yaş grubuna nasıl bir oyun sahnelemek istediğinizi belirleyebilmek için bir amaç edinmeniz gerekir.
Bu aşamadan sonra ekiple birlikte birçok oyun okuması yapıp bu oyunların ekibe uygunluğunu tartışabilirsiniz. Böylece gelecek sezonlarda da sahneleyebileceğiniz, şartlarınıza uygun oyunlardan oluşan bir repertuvar oluşturabilirsiniz.
Mitos Boyut Yayınevi’nin yayınladığı katalog oyun okumalarında size rehberlik edecektir. Bu kataloğa www.mitosboyut.com.tr’den ulaşabilirsiniz.
Oyun metnine ise şu yollarla ulaşabilirsiniz:
- Kitabevlerine uğrayın. Böylece diğer yayınları da görmüş olursunuz.
- Yayınevlerine uğrayın. Yayınevlerinden kitapları indirimli olarak satın alma imkanınız olabilir.
- Çevrenizde kitabevi ya da yayınevi yoksa kitabı internetten satın alabilirsiniz. Artık internet kitapçıları satın aldığınız kitapları dünyanın her noktasına kargoyla gö
- Google’a oyunun adını örnekteki gibi tırnak içinde yazmanız işinizi kolaylaştırır: “Sezuan’ın İyi İnsanı”, “kitap”
- Şayet oyun metni yayınlanmadıysa oyunun bir kopyasını yazarından isteyebilirsiniz. Yazar uygun görürse oyunun kopyasını elden verir ya da posta yoluyla size gö
- Devlet Tiyatroları, Şehir Tiyatroları ya da özel tiyatroların dramaturgi birimine başvurarak oyunun bir kopyasını edinebilirsiniz.
- En son ihtimal olarak eğer oyunun basımı yoksa ve diğer yollarla ulaşamadıysanız PDF sitelerine göz atabilirsiniz.
Oyun metni bulma konusunda detaylı bilgi için “Yeni Başlayanlar İçin Oyun Metni Bulma Rehberi*” adlı yazımızı okuyabilirsiniz.
Sahneleyeceğiniz oyunun yazarına bilgi vermeli ve izin almalısınız.
- Ekibi ve Kendinizi Eğitin
Ekip tiyatroda yeniyse bir eğitim döneminden geçmesi uygundur. Bu eğitim çalışmaları baştaki etkileşim/uyum çalışmalarının dışında alan bilgisi, kültürel donanım, imgelem, beden eğitimi, nefes ve ses eğitimiyle ilgili olmalıdır.
3.1. Bilgi: İyi bir oyun sahnelemek istiyorsanız tiyatro sanatının bilgilerini edinmelisiniz. Bunun için bulunduğunuz aşamaya göre tiyatro kitapları seçip okumalı, tiyatro dergilerini takip etmeli, düzenli oyun izlemeli ve tiyatro konusunda bilgili insanlarla sohbet etmelisiniz. (Kitap: Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi / Sevda Şener, Dünya Tiyatrosu Tarihi 1/2 / Özdemiz Nutku, Oyunculuğun Yolculuğu / Selda Ergün vd. Tiyatronun İlkeleri / Yıldırım Keskin, Dram Sanatı: İnsanı Geçitlerde Sınayan Sanat / Sevda Şener, Tiyatro Kavramları Sözlüğü / Aziz Çalışlar)
3.2. Kültürel donanım: Sahneleyeceğiniz oyunu ve oynayacağınız karakteri daha donanımlı sunabilmeniz için çeşitli alanlarda kendinizi donatmanız gerekir. Edebiyat, psikoloji, sosyoloji, felsefe, politika vb. hakkında araştırma yapmaya ve gündemi düzenli takip etmeye başlayın. Ve bolca gözlem yapın. Beş duyunuzu da kullanarak çevrenizi keşfetmeye başlayın. (Sanatın Gerekliliği / Ernst Fischer, Kişilik / Jerry M. Burger, Homo Ludens / Johan Huizinga, Sosyoloji / Anthony Gidens, Felsefenin Temel İlkeleri / Georges Politzer)
3.3. İmgelem: Olabilecek olayları yaratmak için yaratıcı hayal gücü. Tasarım için en çok imgelemden besleneceksiniz. İmgeleminizi geliştirmek için kontrolünüzde olan düzenli hayaller kurabilirsiniz. Örneğin gerçekte hiç hareket etmediğiniz halde haylinizde evinizde dolaşabilir ve çeşitli eylemlerde bulunabilirsiniz. Gerçek bir nesneyi, örneğin bardağı elinize alın, su doldurup için. Daha sonra gerçekte bardak elinizde olmadığı halde hayalinizde az önce yaptığınız su içme olayını tasarlayın ve sanki gerçekten yapıyormuş gibi uygulayın. İyi romanlar ve iyi resimler de imgeleminizi geliştirir. Düşünsenize, oyun metninin tamamında ortaya çıkaracağınız ne çok imge var! (Kitap: İmgelem / Maurizio Ferraris)
3.4. Gözlem: Günlük yaşantınızda karşılaştığınız ilginç şeyleri inceleyin ve bir not defterine kaydedin. Mekanları, insan davranışlarını; yürüyüşleri, konuşma biçimlerini, sohbetleri inceleyin. Gözlemi imgelemle birleştirmek için örneğin gündüz incelediğiniz bir mekanı akşam zihninizde tekrar yaratın ve hatırladığınız bütün detayları not edin. Bir mekana oturun ve size uzakta oturan isanların davranışlarına bakarak ne konuştuklarını tahmin etmeye çalışın. Gözlem yaparken mümkünse bütün duyularınızı aktif kullanmaya çalışın. Yönetmen oyundaki bütün karakterler için, oyuncu kendi rolü için sokağa çıkıp karakter avcılığı yapabilir. Sokakta gözlemleyeceğiniz bütün her şey ve herkes oyununuza dahil edilebilir. Oyun yaşamla beslenmelidir. (Kitap: Görmek ve Fark Etmek / Alain de Bottom)
3.5. Beden eğitimi: Sahnede farklı karakterleri rahatça gösterebilmek için bedeninizin çok esnek olması gerekir. Bunun için öncelikle bedeninizi yeniden tanımaya başlayın. Hareket olanaklarınızı keşfedin, bu olanakları geliştirin ve yeni hareket alanları oluşturun. Bedeninizi ne kadar çeşitli kullanabiliyorsanız oynayacağınız rol çeşitliliği de artacaktır. Düzenli yürüyüşler ve enerjinizi kontrol edebilmek için tempolu koşular yapın. Evde her gün bedeninizi ısıtın ve esnetin. Müzik açın ve müziğe uygun dans etmeye çalışın.
3.6. Nefes eğitimi: İyi nefes iyi ses demektir. Her şeyden önce sağlık demektir. Nefesinizi kontrol altına almalı ve istediğiniz düzende kullanabilmelisiniz. Diyafram nefesinin ne olduğunu öğrenin! (Kitap: Nefes Teknikleri / Mustafa Kartal)
3.7. Ses eğitimi: Çocuklar inceden kalına kadar her sesi kolayca çıkarabiliyor. Çünkü sürekli sesleriyle oynuyor, seslerini şekilden şekile sokup yeni sesler keşfediyorlar. Siz de öncelikle sesinizin olanaklarını keşfedin ve sınırlarınızı denemelerle genişletin. Daha iyi konuşabilmek için ses araçlarınızı (diyafram, dil, diş, dudak vs.) kontrol altına alın. İyi konuşan insanlarla sohbet edin, tecrübeli spikerleri takip edin ve onların nasıl konuştuğunu inceleyin. Alfabedeki her harfin hakkını verin. Ve en önemlisi kullandığınız dilin özelliklerini iyi bilin. Şive, ağız vs. için de internetten video açın istediğiniz şiveyle konuşan kişileri inceleyip onları taklit edin. (Kitap: Alıştırmalı Diksiyon Sanatı / Nüzhet Şenbay)
3.8. Teknik eğitim: Dekor, kostüm, müzik, ışık, makyaj, afiş, broşür gibi teknik alanlarda çalışacak olanların da görevli olduğu alana dair kendilerini geliştirmesi önemlidir. (Kitap: Tiyatroda Dekor ve Sahne Tasarımı / Tuğçe Mine Aktulay Çakır, Işıklama Tasarımı / Abdullah Uyan, Sahne Kostümünde Temel Uygulamalar / Fatma Öztürk, Profesyonel Makyaj / Sevtap Aytuğ)
Bütün bu yukarıda anlatılanları ne kadar geliştirirseniz o kadar iyi bir oyun sahnelersiniz.
Oyunculuk ve reji çalışmaları için kitap önerileri:
Bir Aktör Hazırlanıyor / Stanislavski
Oyunculuk Atlası / Cüneyt Uzunlar
Stanislavski Sistemi / Sonia Moore
Rol Yapmayın Lütfen / Eric Morris
Aktörlük Sanatı / Stella Adler
Kendi Oyununu Kendin Yap / Tülin Sağlam
Sahne Bilgisi / Özdemir Nutku
Amatörler İçin Sahneleme Önerileri / Mine Ergen
Reji Sanatı / Erhan Gökgücü
Yönetmenlik / Mürsel Rüstemoğlu
Yönetmen /Turgut Denizer
- Oyun Okuması
Ekiple birlikte oyun okuması yapılmadan önce tüm oyuncuların oyun metnini okuması gerekir. Aynı zamanda yönetmen de oyunu birçok kez okumalı; oyunun içeriğiyle ve yazarla ilgili araştırma yapmış olmalıdır. Böylelikle birlikte okumalar çok daha sağlıklı olacaktır. Herkesin okuma yapabilmesi için oyun metninin görevli sayısı kadar çoğaltılıp ekibe dağıtılmış olması gerekir.
Masa başında oyunun bütününü en az üç kere okuyun. Birinci seferi oyunu bilmek için, ikincisini anlamak için, üçüncüsünü de çözümlemek için…
Ekiple ilk oyun okumasında yönetmen ekibe hiç müdahalede bulunmamalıdır. İkinci okumada yönetmen dikkat edilmesi gereken yerleri vurgulayarak okutmalıdır. Üçüncü okumada ise okumayı keserek yönlendirmelerde bulunur ve oyunun çözümlemesinin yapılmasını sağlar.
Oyunu okuma aşamasında yönetmenin tüm oyunculara, rolleri ayrı ayrı okutması, rol dağıtım sırasında kolaylık sağlayacaktır.
Oyun okumaları sırasında oyunun atmosferi yavaş yavaş belirmeye başlayacaktır. Bundan sonra oyun çözümlemesine geçilebilir.
- Oyun Çözümlemesi
Oyunu anlamak ve detayları algılayabilmek için oyunun iyi bir analizi/çözümlemesi yapılmalıdır. Profesyonel tiyatrolarda oyunla ilgili araştırmalar yapıp oyun çözümlemesi konusunda ekiple çalışan bir dramaturg vardır. Ülkemizde ise çoğu özel tiyatro ve amatör tiyatrolar için dramaturgla çalışmak maalesef söz konusu değildir. Yine de size destek olabilecek bir dramaturgla çalışma imkanınız varsa, bu fırsatı kaçırmayın!
Çözümlemenizi mutlaka yazarak yapın. Sadece düşünerek bu sorulara verdiğiniz cevaplar somutlaşamaz ve çalışmanızda her zaman eksiklik hissedersiniz.
Çözümlemede genelden özele doğru gidilmelidir. Oyun perdelere, sahnelere, tablolara, olaylara ve durumlara ayrılmalı ve hepsi ayrı ayrı incelenmelidir.
Oyun dikkatlice okunduktan sonra yönetmen şu sorularla oyun analizinin yapılmasını sağlayabilir:
5.1. Oyunun yazarı kimdir?
Yazarın nerede doğduğu, hangi zamanda yaşadığı, varsa yazdığı diğer eserleri, yaşama bakışı ve tarzı araştırılmalıdır. Yazdığı bu oyunda esin kaynağı ne olabilir? Oyunun adı bir şey ifade ediyor mu?
5.2. Oyunun öyküsü nedir?
Oyunun kısaca öyküsünü yazın. Bu yarım A4 sayfası kadar sürebilir. Daha sonra her sahnenin kısaca öyküsünü yazın. Böylece oyunun olay örgüsünü, bütününün ne anlattığını ve sahneler arası etkileşimin nasıl olduğunu belirginleştirmiş olursunuz.
5.3. Oyunun teması nedir?
Tema, oyunun özünün bir cümleyle ifade edilmesiyle belirlenir. Bu cümle oyunun ana fikrini ortaya koyar. Yazar da oyunu bu tema üzerine kurmuştur. Her atasözü aynı zamanda bir temadır.
5.4. Oyunun hedef kitlesi nedir?
Oyunun hangi yaş grubuna hitap ettiği çok önemlidir. Bu sizin sahneleme biçiminizi belirler. Çocuklar, gençler, yetişkinler, yaşlılar hedef kitleyi belirler. Yaşlarla birlikte hedef kitle; ekonomik, psikolojik, sosyal, fiziksel ve kültürel açılardan da değerlendirilmelidir.
5.5. Oyunun dramatik mantığı nedir?
Dramatik sanatlarda iki yöntem vardır: Kapalı biçim (benzetmeci/dramatik) ve açık biçim (göstermeci/epik).
Kapalı biçim oyunlar sanki izleyici yokmuş gibi gerçekçi/doğal oynanır. İzleyicinin gerçek bir olayı dışarıdan izliyormuş gibi hissetmesi istenir. Oyun dışına çıkılmaz. (Örnek: Hamlet/ William Shakespeare)
Açık biçimde ise oyuncu izleyicinin var olduğunu hiç unutmaz; oyununu doğruca izleyiciye de oynayabilir. İzleyici de oyun izlediğini bilir; gerekirse bunun bir oyun olduğu hatırlatılır. Oyuncu oyun dışına da çıkabilir. (Örnek: Keşanlı Ali Destanı/ Haldun Taner)
5.6. Oyunun yaklaşımı nedir?
Yaklaşımlar şu şekilde olabilir:
– Belli bir bölgeye ait ya da evrensel
– Objektif ya da subjektif
– Akılcı ya da duygusal
– Sakin ya da heyecanlı
– Soyut ya da somut
– Katharsis için ya da düşündürmek, tartışma yaratmak için
– Ölçülü ya da abartılı
– Romantik ya da gerçekçi
– Eğlenceli ya da öğretici
Bazı yaklaşımların birleştirilmesi olumlu(eğlenceli ve öğretici gibi), bazılarının birleştirilmesi ise olumsuz sonuçlar doğurabilir(ölçülü ve abartılı gibi).
5.7. Oyunun türü nedir?
Oyun türünün belirlenmesi çok önemlidir. Örneğin oyuncu bir Commedia dell’Arte oyununda abartarak oynayabildiği halde, Hamlet’i abartmadan, ölçüsünde oynamak zorundadır.
Oyun türlerinin bazıları şunlardır:
- Trajedi
- Dram
- Komedi
- Pantomim
- Doğaçlama
- Müzikal
Ayrıca şu türleri de araştırmanızda yarar vardır:
- Klasik Tiyatro
- Romantik Tiyatro
- Doğalcı Tiyatro
- Simgeci Tiyatro
- Dışavurumcu Tiyatro
- Politik Tiyatro
- Gerçekçi Tiyatro
- Epik Tiyatro
- Uyumsuz Tiyatro
- Ezilenlerin Tiyatrosu
(Kitap: 20. Yüzyılda Tiyatro / Haz. Aziz Çalışlar)
5.8. Olay nerede geçiyor?
Olayın geçtiği yer genelden özele doğru belirlenir:
Türkiye, İstanbul, Kadıköy, Göztepe, Göztepe SSK hastanesi, üç numaralı oda.
Yazarın nerede doğduğu ve oyunu nerede yazdığı da önemlidir.
5.9. Olay ne zaman gerçekleşmiştir?
Zaman da genelden özele doğru belirlenmelidir:
- yy, 2007 yılı, Ağustos, 15 Ağustos Perşembe, 22.00.
Ayrıca yazarın hangi dönemde yaşadığı ve oyunu hangi zamanda yazdığı da önemlidir.
5.9.10. Oyunun çatışmaları
Çatışma dramatik bir yapıtın olmazsa olmazıdır. Oyunun ilerlemesi ve ilgi çekici olması içerdiği çatışmalara bağlıdır. Oyun sahne sahne incelenmeli, her sahnenin ve karakterlerin çatışmaları tespit edilmelidir.
Çatışmalar çoğunlukla oyunun gelişme bölümünde yer alır. Çatışmalar yoluyla “yeni olanı” elde ederiz her zaman. Ana karakterin karşısında bir zıt karakter olması ya da ana düşünceye ters bir düşünce olması çatışmayı ortaya çıkarır. Ana karakterin hedefe ulaşmadaki amacına karşı gelen ve onu engellemeye çalışan her şey bir çatışma yaratır. Ana karakter bu engelleri aşar ve oyun ilerler.
Aynı zamanda karakter kendisiyle de çelişir ve iç çatışmaları ortaya çıkar. Her İyi karakterin içindeki kötüyü, her kötü karakterin içindeki iyiyi aramak oyuncunun daha İyi oynamasını sağlar.
5.9.11. Oyunun teknik detayları
- Oyun kaç perde, sahne, tablodan oluşuyor?
- Oyunda kaç karakter/tip var? Kaçı kadın, kaçı erkek? Çocuk oyuncu gerekiyor mu?
- Oyun metni kaç sayfa? Tahminen ne kadar sürecek?
- Oyun metninde belirtilen dekor parçaları neler?
- Oyun metninde belirtilen özel ışıklar var mı?
- Oyun metninde belirtilen özel müzik/şarkı var mı?
- Oyunda kaç kostüm var?
- Aksesuarlar neler?
5.10. Karakterlerin çözümlenmesi ve yaratımı
Oyunun genel çözümlemesinden sonra karakter çözümlemelerine geçmek gerekir. Öncelikle ana karakterler çözümlenmeli, yan karakterlere sonra geçilmelidir. Oynayacağınız karakterin ilişki kurduğu diğer karakterleri de tanımanız karakterinizin etkileşimini ve tavrını belirleyecektir.
Bir karakterin çözümlemesini yapmak, onun hayatını irdelemek demektir. Yazar karakterin hayatını ve özelliklerini açık açık vermez. Sahneleme yapacak olan kişiler konuşma örgüsünden yola çıkarak karakterin nasıl biri olduğunu, içinde bulunduğu şartları, ne tür bir yaşantısı olduğunu ve geleceğe dair ne tür planları olduğunu ortaya çıkarmalıdır. Bu yaratıma “alt metin” denir.
Karakter analizi yaparken şu sorular sorulabilir: Kim, ne, nerede, ne zaman, neden, nasıl…
5.10.1. Kim?
Karakterin adı, yaşı ve cinsiyeti gibi genel kimliği…
5.10.2. Ne?
Kişinin ilgilendiği iş, mesleği… Bu rol kişisi tip mi karakter mi? Tip genel davranışlara, karakter psikolojik derinliği olan özel davranışlara sahiptir. Tipte dış görünüşe, karakterde ise iç dünyaya(psikolojik derinliğe ve buna bağlı olarak davranışlara) önem verilir.
Karakterin/tipin amacı ne? Ana çatışması ve yan çatışmaları neler?
5.10.3. Nerede?
Nerede doğmuştur, nerede büyümüştür, bu olayları nerede/nerelerde yaşamıştır?
5.10.4. Ne zaman?
Bu olayları ne zaman yaşamıştır, ne zaman buraya gelmiştir, ne zaman karar vermiştir?
5.10.5. Neden?
Yazar bu karakteri neden yazmıştır? Karakter bunları yapmaktadır/söylemektedir? Neden bunu yapmaktan vazgeçmiştir? Neden bu mesleği yapmaktadır? Neden bu parayı çalmıştır?
Neden sorusu aynı zamanda bir kontrol mekanizması sağlar. Karakter hakkında diğer tüm sorulara verdiğiniz cevaplara “Neden?” sorusunu sorun. Mantıklı yeni bir cevabınız varsa ilk verdiğiniz cevap uygulanabilir. Aksi takdirde yeni cevaplar bulmanız gerekir. Sahnede attığınız adıma da “Neden?” sorusunu sorun ve mantıklı bir cevabınız yoksa o adımı atmayın.
5.10.6. Nasıl?
Özellikle fiziksel, psikolojik, sosyal özelliklerine “Nasıl?” sorusuyla cevap verebiliriz.
- Fiziksel özellikler; oyun kişisinin görünüşünü, hareketlerini, tavrını, yürüyüşünü, giyinişini, konuşmasını, bedensel becerilerini ve varsa fiziksel kusurunu belirler.
- Sosyal özellikler; sosyo-ekonomik ve kültürel durumunu, ait olduğu sınıfı, eğitimini, politik tutumunu, çevresel faktörlerden etkilenişini, ilgi alanlarını, planlarını, işini, ünvanını, ekonomik durumunu ve diğer karakterlerle etkileşimini belirler. Karakterin birçok sosyal rolü vardır. Bulunduğu ortama ve karşılaştığı diğer karakterlere göre gerekli sosyal rolü ortaya çıkar. Dolayısıyla karakterin davranışları bu sosyal rollerle birlikte değişir.
- Psikolojik özellikler; kişisel davranışlarını ve bu davranışların nedenlerini, düşüncelerini, anlayışlarını, akıl düzeyini, zihinsel becerilerini, baskın duygularını, fobilerini, alışkanlıklarını ve belli etkilere verdiği tepkileri belirler.
Bu soruların tümünü yanıtlayın ve mutlaka bu yanıtların mantıklı olmasına özen gösterin.
(Kitap: Oyun Analizi / Münip Melih Korukçu, Dramaturgi- Tiyatroda Düşünsellik / Zehra İpşiroğlu, Dramaturgi / Hülya Nutku)
- Rol Dağıtımı
Hangi tür rolleri kimlerin oynayabileceği, oyunculuk çalışmalarında şöyle böyle ortaya çıkacaktır. En sağlıklısı, okuma çalışmaları ve oyun çözümlemesinden sonra, oyuncunun da isteğini ve yapabilirliğini dikkate alarak, rol dağıtımının yapılmasıdır. Önemli olan karaktere uyan ve bu karakteri hakkıyla çıkarıp altından kalkabilecek kişinin rolü almasıdır. Sahne çalışmalarına geçildiğinde rol dağıtımında küçük değişiklikler yapılabilir.
Rol dağıtımı herkesin olduğu bir çalışmada yapılmalıdır. Oyuncular belli rolleri oynamak isteyecektir elbette. Yönetmen de bu isteği görür; ama rol o oyuncuya uymuyorsa nedenleriyle birlikte oyuncuya rolü neden alamayacağı söylenir.
Gönüllü ekiplerde zamanla sayıda azalma olabileceği göz önünde bulundurularak bazı roller yedekli çalışılabilir. Aynı zamanda iş ya da ders nedeniyle aksama yaşayabilecek oyuncular için de ekipte çalışmaya hazır yedek oyuncu olmalıdır. Yine de provalar başladıktan sonra giden oyuncu olursa ekip içinden başka bir oyuncunun boşta kalan rolü oynaması uygun olur.
Rol dağıtımı sırasında role uygunluk ve yapabilirlik ilk seçeneğimiz olduğu halde; düzenli çalışan, oyunculuğa yönelik temel becerileri gelişmiş ve belirgin olan, şarkı söyleyebilen, müzik aleti kullanabilen ve dans edebilen oyuncular daha avantajlı olacaktır.
Rol dağıtımı yapıldıktan sonra oyuncular kendi rollerine yönelik detaylı karakter analizi yapar.
Artık ilk iş tasarım yapmaktır. Rolünü alan oyuncu kendi karakterine yönelik tasarımı daha detaylı yapabilir.
- Tasarım
“Tasarım” bir oyunu sahnelemek için gereken sihirli sözcüğümüzdür. Tasarım yapmaya başlayan ekip çözümleme yoluyla elde ettiği verileri kullanarak yaratıcı bir sürece girer. Artık oyuna renk verme zamanı gelmiştir.
Tiyatroya yıllarını vermiş oyuncular bile iki-üç ay prova yaparken, tiyatroya yeni başlamış olan bir ekibin bir oyunu okuyup hemen içinden geldiği gibi oynamaya/sahnelemeye çalışması sonucunda ortaya tat vermeyen ham bir oyun çıkacaktır. Bir metnin sürekli kesintiye uğrayan, kuru kuruya, birebir ezberli sunumunu kimse izlemek istemez.
Seyirci oyun metnini evinde de okuyabilir. O halde neden tiyatroya gidip oyunu izlesin ki? Çünkü seyirci oyun metnini değil, yönetmenin, oyuncunun ve oyunu var eden tüm emekçilerin hayallerini (oyunun alt metnini) izlemeye gider. Her oyun yeni bir başlangıçtır ve hayal gücümüzü yeniden harekete geçirir. Bu hayaller bir tasarımla bütünlenip seyirciye sunulur.
Yaratılan alt metin bütünde ortaya bir yorum çıkaracaktır. Aynı metni beş ekip alıp sahnelese beş farklı yorum izleriz; çünkü her ekibin ortaya koyduğu alt metin farklıdır.
Tasarım yönetmenin liderliğinde tüm ekiple birlikte yapılır.
İlk iş olarak oyunu parçalara ayırmalı; cümleleri, sözcükleri, heceleri ve hatta harfleri tek tek, sabırla çalışmalısınız.
Tasarım her ne kadar masa başında yapılıyor olsa da sahnede uygulanmaya başladığında bu tasarımın sahnenin şartlarına ve oyuncuların durumuna/becerilerine göre değişiklik göstermesi çok doğaldır.
Diğer bir taraftan oyuncuların sahneye ilk yerleştirilmesi ve sahne trafiğinin (kimin sahnenin neresinde olacağı, giriş çıkışların belirlenmesi vb.) yapılmasıyla birlikte de tasarım yapılmaya başlanabilir.
Bütün bunları yaparken yönetmenin bir reji defteri tutması ve her şeyi not etmesi çok önemlidir. Reji defteri yönetmenin oyunu okumaya başladığı andan itibaren işlemeye başlar ve oyunun sahnelenmesi boyunca da işlemeye devam eder. (Kitap: Çehov’un Üç Kızkardeş Oyunu Reji Defteri / Stanislavski)
Oyuncuların da bir not defterine ya da oyun metninin sol tarafındaki boş sayfaya her şeyi not alması önemlidir. Oyuncu repliğin başına bir numara koyar. Sonra bu numarayı oyun metninin solundaki boş sayfaya da koyar ve o replikle ilgili notlarını yazar. Bütün replikler bu şekilde numaralandırılır. Oyun metni üzerine yalnızca kurşun kalemle yazı yazılmalıdır. Fikir değişebilir; böylelikle bir silgi yardımıyla yazı silinir ve yeni not yazılır.
Çoğu yazar “Oyunumun tek bir kelimesini bile değiştiremezsiniz.” der. Ve bu söylenecek en saçma cümlelerden biridir. Yazarın imgeleriyle uygulayıcıların imgelerinin bir olması mümkün değildir. Ayrıca oyun metniyle sahne metninin birbirinden çok farklı olduğunu da bilmek gerekir. Sahne metninde sahnenin gerekleri, uygulayıcıların hayalleri, tecrübeleri ve bilgileriyle yaratılan alt metin vardır. Yazar kanun değil oyun yazmıştır. Dolayısıyla uygulayıcılar gerekirse sahne metninde, yazarın oyundaki görüşünü değiştirmeden, değişiklik yapabilir; fazla bulunan yerleri budayabilir, metne gerekli küçük eklemeler yapabilir.
Yazarın yazdığı oyun metni siyah beyazdır. Oyuncular, yönetmen ve teknik ekip bu metni renklendirir. Seyirci de bu renkleri (alt metni) izlemeye gelir.
7.1. Tasarımın Bileşenleri
Tasarım yaparken şu bileşenleri kullanacağız:
7.1.1. Verili durumlar (şartlar): Karakterin içinde bulunduğu şartlar karakterin davranışlarını belirler. Şartlar değişirse karakterin davranışı da değişebilir. Karakterin hangi olayı yaşadığı, içinde bulunduğu durum, hangi mekanda ve neden bulunduğu, çevresinde nelerin/kimlerin olduğu çok önemlidir. İmgelemle mekan/dekor tasarımı ve oyuncunun bu imgelere uyarak oynaması sahnelemeyi güçlendirecektir.
7.1.2. Sahne hareketi: Oyuncunun sahnede duruşu, yer değiştirmesi, jest ve mimikleri… Oyuncuyu oyun metninde yer alan konuşma örgüsünden ve çözümlemede elde ettiğimiz verilerden yola çıkarak mümkün olduğu kadar eyleme itmek gerekir. Ama bu eylem, ölçüsünde ve mantıklı olmak zorundadır.
İmgelem yoluyla ve gözlemle bulunan bu hareketler sahne üzerinde denenir, gerekirse kullanılır ya da farklı hareket arayışına girilir. Bir söz hareketle anlatılabiliyorsa sözü söylemeye gerek yoktur. Bazen bir sayfa dolusu replik, hiç söylenmeden, eylem yoluyla gösterildiğinde çok daha etkili olabilir.
Sahnede oyuncu adaylarının en çok yaptığı yanlışlar şunlardır:
Oynarken hiç sebepsiz sahnede sağa sola yürümek,
Olduğu yerde sallanmak,
Eliyle tişörtünün ya da cebinin kenarını tutmak,
Elini, kolunu söylediği sözlerden bağımsız olarak rastgele kullanmak,
Zorunlu olmadığı halde, sahne boyunca oturmak ya da ayakta durmak.
Sahnede yapılan her hareketin mantıklı bir nedeni olmalıdır. Genellikle sahne hareketini karakterin içsel tutumu, diğer karakterlerle etkileşimi ve çevre düzeni belirler. Bu hareketleri belirlerken izleyicinin konumu ve özellikle neyi vurgulamak istediğiniz de önemlidir. Örneğin oyuncu seyirciye doğru geliyorsa hareketi güçlenir, dolayısıyla yaptığı ve anlattığı her şeyin vurgusu artar.
Hareket-söz dengesinin çok iyi kurulması gerekir. Hareket ve söz birbirini destekler. Ama bazen çok önemli bir bilgiyi olduğu gibi seyirciye vermek istiyorsak, hareketsiz de kalabiliriz. Bu durumda söz hareketin önüne geçer.
Sahnede gerçek aksesuarlar ve mümkünse gerçek dekorlar kullanın. Elinizde bardak varmış gibi yapmak yerine gerçekten bardak kullanmanız inanmanızı sağlar ve inandırıcılığınızı arttırır.
Sahne hareketini belirlemek için dekoru ve oyuncuların konumunu üstten bakışla A4 boyutunda bir sayfaya çizmeniz önerilir.
7.1.3. Tavır: Gerek kendi başına konuşurken, gerekse bir başkasına konuşurken bir şeyler bizi etkiler ve biz de buna tepki veririz. Aynı şekilde bizim tepkimiz de bir başkasını ya da bir sonraki cümlemizi etkileyebilir. Bu etki-tepki döngüsü karakterin tavrını belirler. Bu sebeple oyuncuların etkileşimin güçlü olması gerekir.
7.1.4. Durak (Es): Nefes almak için boşluk bırakma… Genel olarak noktalama işaretleri durakları belirler. Örnek olarak nokta(.) için bir saniye duruyorsak virgül(,) için yarım saniye, üç nokta için ise iki saniye durabiliriz. Ama yazı diliyle konuşma dili aynı değildir. Bu sebeple ayrıca duraklar ekleyebiliriz. Eklediğimiz yarım durak için (/) işaretini, tam durak için (l), çift durak için ise (ll) işaretlerini kullanabilirsiniz. Tasarımımıza göre daha uzun süreli de durak kullanılabilir. Oyun metnindeki bütün cümlelere durak işaretlerini yerleştirmek oyuncuya kolaylık sağlayacaktır. Duygular ve duygu değişimleri de duraklar gerektirebilir. Durak aynı zamanda cümlenin anlamını değiştirebilir.
Buna şu cümledeki virgül(yarım es) örnek verilebilir:
Oku, baban gibi eşek olma.
Oku baban gibi, eşek olma.
7.1.5. Ton: Sesin gürlüğünü ve şiddetini belirler. Cümlenin tonunu 1’den 10’a kadar numaralandırarak derecelendirebilirsiniz. Sesin tonu karakterin bulunduğu şartlara göre değişebilir.
7.1.6. Vurgu: Konuşma sırasında sözcük ya da hece üzerine yapılan artı baskıdır. Genelde vurgu kelimenin son hecesindedir (durak, durakta). Yer adlarında ilk hecededir (Ankara, İzmir), ama sonu “ya” ile biten yer adlarında sondan bir önceki hecededir (Alanya, Litvanya). Pekiştirmelerde ilk hecededir (Masmavi, sımsıkı).
Cümle içinde özellikle dikkat çekmek istediğimiz sözcük vurgulanır:
Bugün denize tekneyle açılacağız.
İri iri, allı pullu balıklar yakaladım.
Çalışma metninde vurgulanan sözcük altı çizilerek belirtilir.
7.1.7. Ses Şiddeti: Sesin yüksekliği… Ses şiddeti tonla birlikte değişebildiği gibi, tondan ayrı da değişebilir. Ses şiddetini de 1’den 10’a kadar numaralandırarak derecelendirebilirsiniz. Dramatik olarak, ses şiddetini karakterin içinde bulunduğu şartlar; teknik olarak da, sahnenin boyutu ve seyirci sayısı belirler.
7.1.8. Duygu: Karakterin bulunduğu şartlar altında duygusu değişebilir. Her cümlede duygusunu yeniden belirlemek gerekir.
7.1.9. Hız ve Tartım: Her oyunun ve sahnelerinin hızı (tempo) ve tartımı (ritmi) vardır. Hız, oyunun yavaşlığını/hızlılığını gösterir, tartım ise sürekliliğini. Hız ve tartım aynı zamanda oyunun enerjisini belirler. Enerjinin yüksek olması gereken yerde oyun yavaşlarsa seyircinin ilgisi dağılır. Bunun tam tersi de mümkündür. Örnek olarak sevdiğiniz bir müzik parçasını ele alalım. Bu müziği yavaşlatırsak ya da hızlandırırsak müziğin yeni hali artık hoşunuza gitmeyebilir.
Hız ve tartımı karakterin içinde bulunduğu koşullar belirler.
7.1.10. Görsel Tasarım: Bütün bunların yanında teknik tasarım da yapılmaya başlanmalıdır. Belirlenen bütün sahne yerleştirmeleri ve hareketlerini destekleyecek dekor, kostüm, aksesuar, ışık, makyaj gibi teknik konularla ilgilenecek olan tasarımcılar bu süreçte fikir alışverişinde bulunur ve mümkün olduğu kadar taslaklar çizerek bu sürece dahil olur.
- Tasarımın Uygulanması
Tasarım uygulamasını Aziz Nesin’in “Biraz Gelir Misiniz” adlı oyunundan küçük bir sahne seçerek örnekleyelim:
“MATEH: (1) Duydun mu Misa? Duydun mu? (2) Himot Usta’nın supisi… Nasıl da belli… Kamış ağlıyor. (3) İşte bu da Naker Usta’nın supisi… (4) Duydun mu Bornok? Supide dördüncü deliği açan ilk usta. (5) Gareci bu… Onun supisi… Heyy, supiye ilk perdeyi koyan usta. (6) Şimdi bize ne kadar kolay geliyor. Ama bir de ona sormalı. (7) Hey koca Gareci, nasıl yorulup terledin, nasıl pençeleştin ölümle? (8) Nasıl? Nasıl ölmemek için… (9) Ölümsüz Gareci…
MİSA: (10) Duyuyor musun Bornok?”
Verili durumlar(şartlar): Mateh Usta mükemmeliyetçi bir supi ustasıdır. İstediği supiyi bir türlü yapamaz. Gelenekçidir ve eskiye bağlıdır. Yine de bütün amacı ustalarını geçebilmek ve en iyi supiyi yapabilmektir. Ellili yaşlarında olmasına rağmen zamanın daraldığını ve ölümün yaklaştığını düşünmektedir. Bu düşünce onun telaşlanmasına ve öfkelenmesine sebep olur. Hayatını saran bütün bu karmaşa sonucunda bir gün ustalarının halüsinasyonunu görür.
Sahnenin genel görsel tasarımı: Sahnenin gerisi açık kahverengi çuval beziyle kaplıdır. Fonun tam ortasında kamıştan yapılma bir hasır, hasırın üzerinde de çeşit çeşit renkli supiler asılıdır. Sahnenin orta sağında ve solunda tezgah niyetine birer sehpa vardır. Sağdaki sehpada bir tabure, diğerinde iki tabure vardır. Sehpaların üzerinde supiler ve iş aletleri, yanında ise kamıştan yapılma birer sepet vardır. Sahne genel ışıkla başlar. Mateh Usta sahne önüne giderken ön ortaya lokal ışık verilir ve genel ışık artık loştur.
1- “Duydun mu Misa? Duydun mu?”
Sahne hareketi: Üzerinde çalıştığı supiyi eline alır, çalar, ama istediği sesi alamaz. Bir daha dener, olmaz. Tezgahının yanındaki taburesine çöker. Bir süre sonra ani bir ses duymuş gibi sahnenin seyirci tarafına odaklanır. Ayağa kalkar ve büyülenmiş gibi sahne önüne doğru yürür.
Tavır: İstediği sesi alamayınca supiyi kırmak ister, yapamaz. Sahne önünden gelen sese boş gözlerle tepki verir.
Durak (Es): “Duydun mu Misa? (l) Duydun mu?”
Ton: Altı (7)
Vurgu: “Duydun mu Misa? Duydun mu?”
Ses şiddeti: Dört (4) Fısıldar gibi.
Duygu: Supiye öfkeli, sesi duyunca şaşkın, sese doğru yürürken nötr
2- “Himot Usta’nın supisi… Nasıl da belli… Kamış ağlıyor.”
Sahne hareketi: Sahnenin ön ortasında, lokal ışık içinde durmuştur. Seyircinin arkasına, ufuk çizgisine doğru bakmaktadır.
Tavır: Supinin sesini tanıyınca gülümseyerek tepki verir. Bu sese hayrandır.
Durak (Es): “Himot Usta’nın supisi… (//) Nasıl da belli… (/) Kamış ağlıyor.”
Ton: Beş (4) -Heyecanlanınca sesi biraz incelir.-
Vurgu: “Himot Usta’nın supisi… Nasıl da belli… Kamış ağlıyor.”
Ses şiddeti: Altı (6)
Duygu: Sesi tanıdığında mutlu
3- “İşte bu da Naker Usta’nın supisi…”
Sahne hareketi: Sesi duyunca sahnenin sağ önüne yönelir.
Tavır: Bu sese daha hayrandır.
Durak (Es): “İşte (/) bu da Naker Usta’nın Supisi…”
Ton: Beş (4)
Vurgu: “İşte bu da Naker Usta’nın supisi…”
Ses şiddeti: Yedi (7)
Duygu: Heyecanlı
4- “Duydun mu Bornok? Supide dördüncü deliği açan ilk usta.”
Sahne hareketi: Bornok’a yönelir.
Tavır: Büyülenmişlikten sıyrılmıştır.
Durak (Es): “Duydun mu Bornok? (l) Supide dördüncü deliği açan ilk usta.”
Ton: Altı (6)
Vurgu: “Duydun mu Bornok? Supide dördüncü deliği açan ilk usta.”
Ses şiddeti: Altı (6)
Duygu: Övünerek ve gururlu
5- “Gareci bu… Onun supisi… Heyy, supiye ilk perdeyi koyan usta.”
Sahne hareketi: Sesi duyunca sahnenin sol önüne yönelir.
Tavır: Hayranlığı devam eder. Bir çocuk gibi heyecanlıdır.
Durak (Es): “Gareci bu… (l) Onun supisi… (Il) Heyy, supiye ilk perdeyi koyan usta.”
Ton: Beş (5) “Gareci bu… Onun supisi… Yedi (7) Heyy, supiye ilk perdeyi koyan usta.”
Vurgu: “Gareci bu… Onun supisi… Heyy, supiye ilk perdeyi koyan usta.”
Ses şiddeti: Beş (5) “Gareci bu… Onun supisi… Sekiz (8) Heyy, supiye ilk perdeyi koyan usta.”
Duygu: Mutlu ve övünerek
6- “Şimdi bize ne kadar kolay geliyor. Ama bir de ona sormalı.”
Sahne hareketi: Misa’ya ve Bornok’a yönelir.
Tavır: Ders verir gibi
Durak (Es): “Şimdi bize ne kadar kolay geliyor. (l) Ama bir de ona sormalı.”
Ton: Yedi (7)
Vurgu: “Şimdi bize ne kadar kolay geliyor. Ama bir de ona sormalı.”
Ses şiddeti: Altı (6)
Duygu: Biraz hüzünlü
7- “Hey koca Gareci, nasıl yorulup terledin, nasıl pençeleştin ölümle?”
Sahne hareketi: Gareci’nin sesine yönelir.
Tavır: Onun bu gayretine hayrandır.
Durak (Es): “Hey koca Gareci, (/) nasıl yorulup terledin, (/) nasıl pençeleştin ölümle?”
Ton: Yedi (7)
Vurgu: “Hey koca Gareci, nasıl yorulup terledin, nasıl pençeleştin ölümle?”
Ses şiddeti: (Yedi) 7
Duygu: Merak ve övünme
8- “Nasıl? Nasıl ölmemek için…”
Sahne hareketi: Başı öne düşer.
Tavır: Etkinlenmiştir. Kendisini düşünür. Bir an bitkinlik hisseder.
Durak (Es): “Nasıl? (/) Nasıl ölmemek için…”
Ton: Altı (6)
Vurgu: “Nasıl? Nasıl ölmemek için…”
Ses şiddeti: Beş (5)
Duygu: Hüzünlü
9- “Ölümsüz Gareci…”
Sahne hareketi: Birden başını kaldırır.
Tavır: En büyük hayranlığı şimdi yaşar.
Durak (Es): “Ölümsüz Gareci…”
Ton: Sekiz (8)
Vurgu: “Ölümsüz Gareci…”
Ses şiddeti: Yedi (7)
Duygu: Gururlu
10- “Duyuyor musun Bornok?”
Sahne hareketi: Bornok’la tezgah başında oturmaktadır. Bornok’un kulağına yönelir.
Tavır: Babasının bu durumu onu tedirgin etmiştir.
Durak (Es): “Duyuyor musun Bornok?”
Ton: Altı (6)
Vurgu: “Duyuyor musun Bornok?”
Ses şiddeti: Dört (4)
Duygu: Şaşkın ve korkulu
Bu tasarım yöntemi sadece bir örnektir. Bu yöntemi pratikleştirebilir ve zamanla kendi yönteminizi yaratabilirsiniz.
- Oyunu Sahneye Taşımak ve Oyuncuyla Çalışmak
Hayal gücümüzü, imgelemimizi ve bilgilerimizi kullanarak tasarımımızı yaptık. Artık sıra oyunu sahneye taşımakta… Dünyanın en iyi tasarımını da yapmış olsanız uygulamalar yetersizse, sahne üzerindeki yaşam yeterince olgunlaştırılamazsa ve bütün boşluklar doldurulamazsa, oyun mekanik kalacaktır.
Oyuncular sahneye ellerinde oyun metniyle çıkarlar ve tasarımı uygulamaya çalışırlar. Sahnede okuyarak oynama baştan sona birkaç kez tekrar edilir. Böylece oyuncular sahne üzerinde nasıl hareket edebileceklerini ve sahne esnekliğini fark ederler. Daha sonra yönetmen gerek mizansene gerekse konuşmaya yönelik yönlendirmelerde bulunmaya başlar. Zamanla suflör devreye girer ve oyun metnine bağlılık zamanla azalır.
Ezberleme işi okuyarak oynama ve hareketin keşfi ile kolaylaşır. Çünkü masa başında yapılan ezber sahnede uygulanmaya çalışıldığında zihinsel olarak oyuncunun somut ortama odaklanmasını zorlaştırır. Hareket yoluyla öğrenilen sözler ise çok daha kalıcıdır. Yani ezber yapılandırmacı yöntemle, hareketlerin ve sözlerin iç içe geçmesiyle yapılır. İnsanlar yaptığını daha çok hatırlar. Zamanla suflörün de yardımıyla oyuncu oyun metnini elinden bırakır ve sahnede hareketlerle birlikte repliklerini söylemeye başlar. Böylece sahne arkadaşını da dinlemeye alışmış olur.
Sahne çalışmaları sürecinde eğer yönetmen oyuncuyu bir kukla gibi kullanırsa, oyuncunun yaratıcılığını yok eder; bu da sahneleme için hiç de uygun olmaz. Yönetmen öncelikle oyuncunun birlikte yapılmış olan tasarıma göre yorumunu izlemeli ve gerekirse ekleme-çıkarma yapmalıdır. Yönetmen oyuncuyu nasıl yönlendirmesi gerektiğini bilmeli, onun fikirlerini ve yaratıcılığını ortaya çıkararak karakterin ve oyunun zenginleştirilmesini sağlamalıdır. Yönetmenin işi oyuncuda imge yaratmak ya da oyuncunun yarattığı imgeleri geliştirmektir.
Burada önemli olan yönetmenin sabırlı olması ve oyuncularla sağlıklı iletişim kurmasıdır. Yönetmen oyuncudan istediğini alabilmek için oyuncuya doğru sorular sormalı, onu yeterince bilgilendirmeli, onun o sahneyi ve rolü iyi anlamış olmasını sağlamalıdır.
Oyuncu buluşlarını yönetmene anlatmak yerine göstermeyi tercih etmelidir. Önemli olan keşfetmek değil, keşfedileni uygulayabiliyor olmaktır. Bazı buluşlar sözde iyi olsa da sahnede uygulandığında gereksiz olduğu anlaşılabilir.
Bir yönetmen kişileri değil, oyuncuların oyununu ve genel olarak oyunu yönetir. Yönetmenin işi yapılmış olan tasarımın uygulanmasını sağlamak ve gerekli oyunu oyuncudan almaktır. Bunun için detayları oyuncuyla sağlıklı bir şekilde konuşmalı ve onu motive etmelidir. Elbette oyuncuların da verimli çalışarak yönetmeni motive etmesi çok önemlidir.
Oyun sahneleme sürecinde yapılacak en ucuz şey yönetmenin sahneye çıkarak bir sahneyi oynaması ve oyuncudan da aynısını oynamasını istemektir. Bunu yapmaktan kaçının! Oyuncu aynı imgeleri ve anlamı oluşturamamışsa yönetmenin yaptığının aynısını yapması mümkün değildir. Yönetmen kendi fikirlerini oyuncunun uygulamasını istiyorsa sabırla ona anlatmalı, oyuncunun anlamasını sağlamalı, onda heyecan uyandırmalı ve motive ederek işi oyuncuya bırakmalıdır. Yönetmen oyuncunun yorumunun oyuna uygunluğunu değerlendirir; nedenlerini söyleyip kabul etmeyebilir ya da geliştirmesi için onu yönlendirir. Zaten yönetmen aynı zamanda iyi bir oyuncu değilse, oyuncuya gösterisi ham ve kötü olacaktır.
Belli durumlarda yönetmen sahneye çıkıp oyunculara ne yapması gerektiğini gösterebilir. Örneğin oyuncunun nerede durması gerektiğini ya da vereceği önemli tepkiyi gösterebilir.
Oyuncular sahnede diyaloga girdiğinde mutlaka karşısındaki oyuncuya odaklanmalı; onun davranışlarını incelemeli, söylediği her sözü dinlemeli ve her etkiye tepki vermelidir. Diyalog iki tarafın etkileşimini, karşılıklı etki-tepkisini gerektirir. (Kitap: Gerçekçi Oyunculuk -Etki-Tepki Yöntemi- / N. Uğur Özüaydın)
Yönetmen hiçbir şekilde oyuncuyu rencide edecek bir reji ortaya koyamaz. Örneğin oyuncunun fiziksel kusurlarını oyunun malzemesi yapamaz. Ya da ona zarar verebilecek şekilde oyuncunun fiziksel sınırlarını zorlayamaz.
Yönetmen-oyuncu etkileşiminin güçlü olması sağlıklı iletişime bağlıdır. İki tarafın da birbirini anlaması çok önemlidir.
Çalışma yapabileceğiniz bir sahneniz yoksa, boş ve geniş bir alan provalar için işinizi görecektir.
- Teknik Ekiple Çalışmak
Provalar sürecinde oyunu bizzat etkileyecek olan dekor, kostüm, müzik, makyaj ve tanıtımı sağlayacak olan afiş/broşür/el ilanı gibi konularda çalışma yapmak gerekir.
Bu işleri oyuncuların yapabileceği gibi ekip dışından birilerine de yaptırabilirsiniz. Özellikle dekor, kostüm, müzik ve makyaj konularında tasarım/uygulama yapacak olan kişilerin provalara katılması ve yönetmenle işbirliği içinde olması gerekir.
Oyuna uymayan ve oyunun kendisini geri planda bırakabilecek uygulamalardan kaçınmak gerekir. Bütün ekip ve tasarımcılar bu konuda fikir alışverişinde bulunur; ama son kararı yönetmen verir.
İlk sahne provalarındada temsilen asıl dekor ve kostüm yerine önündekini tutacak başka eşyalar ve giysiler kullanılabilir ve genel ışıkta çalışılabilir. Ama teknik tasarımları olabildiğince erken yapmak gerekir. Böylece oyuncuların gerçek dekor, kostüm, ışık ve makyajla çalışması onları daha çok motive edecektir.
Dekor ve kostüm fazlasıyla masraflı olabilir. Bütçenin dışına çıkmak yerine yaratıcı buluşlarla dekor ve kostümü çok küçük bir masrafla oluşturabilirsiniz. Unutmayın, önemli olan oyunun anlamıdır ve oyunun ana unsuru oyuncudur. Görsele ağırlık vermek yerine izleyiciyi oyunun anlamına ve oyuncuya odaklamak gerekir. Bazı oyunlarda hiç dekor kullanılmadığı ve kostüm, makyaj ve ışık çok sade olduğu halde oyunun anlamı, bu anlamın net bir şekilde izleyiciye iletilmesini sağlayan oyunculuk ve yaratıcı buluşlar izleyiciyi çok daha fazla etkilemektedir.
Sahnede kullanmayacağınız dekor ve aksesuara yer vermeyin. Sahneyi göz boyamak adına renkli ışıklarla boyamayın. Renkli ışık zorunlu efektin gerektiği yerde kullanılır. Müzik konusunda da dikkatli olmak gerekir. Şayet oyun gerektirmiyorsa sözlü müzik kullanmayın. Bilindik şarkıları hiç kullanmayın. Seyirci oyundan kopup kendi hayallerine kapılabilir. Ayrıca oyunu müziğe boğmayın. Çok gerekmedikçe müzik kullanmayın. Örneğin hüzünlü bir sahnenin gerisine hüzünlü bir müzik yerleştirmeyin. Sahnenin hüznünü oyuncu veriyorsa zaten müziğe gerek yoktur. Ama örneğin bir dekor değişimi yapılırken izleyiciye uygun bir müzik dinletilebilir. Mümkünse sahne müziğini enstrüman kullanan oyuncuların yapması yerinde olacaktır.
Afiş, broşür ve davetiye tasarımını da yine oyuna uygun bir şekilde yapmak gerekir.
Afişte şu bilgiler yer alır:
- Oyunun adı
- Yazarın adı
- Yönetmenin adı
- Varsa çevirmenin adı
- Varsa uyarlayanın adı
- Oyuncu adları
- Işık, müzik, dekor ve kostüm tasarımcılarının ve uygulayıcılarının adları
- Afiş tasarımcısının adı ya da afişin bir köşesinde imzası
- Genel Provalar
Yeterince prova yapıp oyunu ışığıyla, dekoruyla, müziğiyle oynar hale geldiğinizde genel prova yapın.
Genel provalar genellikle üç aşamada gerçekleşir.
1- İlk genel prova izleyici olmadan oynanır; çünkü oyuncuların oyuna ısınması gerekir. Yönetmen ve diğer görevliler oyunu izler ve not aldığı eksiklikleri oyun sonunda oyunculara iletir, gerekirse bu eksiklikler tek tek çalışılır.
İlk genel prova videoya alınır. Video ekiple birlikte izlenir ve eleştiriler görülür.
2- İkinci genel prova tanıdık izleyicilere oynanır ve izleyici tepkisi ölçülür. Oyun sonunda izleyicilerden eleştiriler alınır ve eksiklikler tekrar çalışılır.
3- Daha geniş bir izleyici topluluğuna oynanır. Bu da gerçek seyircinin tepkisini ölçmek için gereklidir. Yine eleştiriler alınır.
Son genel prova oyun fragmanı yapmak ve çeşitli yerlere sunmak için videoya alınır. Aynı zamanda tanıtım için hem gösteriden önce hem de gösteri sırasında oyunun fotoğrafları çekilir.
- Oyun Günü
En heyecanlı gün… Tiyatroda heyecan işimize yarayan enerji kaynağıdır. Bütün mesele heyacanı kontrol altına alıp enerjiye dönüştürebilmektir. Kontrolsüz heyecan telaşa ve bazı sakarlıklara yol açabilir. Bu konuda dikkat etmek, oyun günü herhangi bir kaza yaşanmasına sebep olmamak ve dekora zarar vermemek gerekir.
Oyuncular ve teknik ekip mutlak dinlenmiş olmalıdır. Gösteriden önceki gece sekiz saat uyku yerinde olacaktır. Sabah iyi bir kahvaltı yapılmalı, öğün atlanmamalı ve oyuna en geç bir buçuk saat kala yemek yenmiş olmalıdır.
Oyuncular, ilk gösteride salona oyundan birkaç saat önce gelmeli ve bir teknik prova almalıdırlar. Kondüvit oyuncuların sırasının yazılı olduğu bir kağıdı kulis çıkışlarına asar. Sahne amiri tüm dekorun ve kostümün tam olup olmadığını elindeki listeden kontrol eder, eksikler varsa tamamlanmasını sağlar. Işık, müzik son kez prova edilir. Oyuncular en az bir saat önceden kostümlerini giymiş, makyajlarını hazır etmiş olmalıdır. Son olarak da grup topluca vücut ve ses ısındırmalıdır. Gereksiz, spontan hareketler ve çıkmayan bir ses bütün çalışmaları berbat edebilir. Bu yüzden ısınma sırasında özen göstermek gerekir.
Gösteri sırasında salona sahne arkasından hiçbir şekilde ses gelmemelidir. Ayrıca perde aralıklarından oyuncuların salondakilere bakmaya çalışması hoş olmaz. Gösteri sırasında kondüvit oyuncuları yönlendirir ve dekorun tam zamanında değiştirilmesini sağlar. Sahne geçişlerinde, ışık kapandığında sahnede koşuşturmamak ve gereksiz ses çıkarmamak gerekir.
Herkes kendi kostümünden ve aksesuarından sorumludur. Eğer size özel görev verilmediyse, yardım etmek için bile olsa, kimsenin kostümünün ve aksesuarının yerini değiştirmeyin.
Unutmayın, heyecan kontrolle enerjiye dönüşmelidir, telaşa değil.
Oyunun tadını çıkarın ve selamlamaya çıktığınızda izleyicilere gülümseyin.
İlk gösteriye özel olarak oyuncuların selamından sonra sahneye yazar ve yönetmen başta olmak üzere tüm görevliler, görevleri ve isimleri okunarak sahneye davet edilir. Oyunun sahnelenmesine destek olan herkese teşekkür edilir. Tüm ekip hep birlikte son bir selam verir.
Oyundan sonra izleyicilerin kulise girmesine izin vermeyin. Makyajınızı temizleyip günlük kıyafetlerinizi giydikten sonra izleyicilerden tebrik almaya gidebilirsiniz.
İlk gösterilerde küçük hatalar olabilir. Çok normal; hayatta da birçok hata yapıyoruz. Önemli olan rol arkadaşlarınızı ve diğer görevlileri rencide etmeden bu hataların düzeltilmesi için iletişime girmektir.
Yönetmen bütün oyunu izler, hataları ve olumlu her şeyi not alır. Oyundan sonra dekor toplanıp sahne ve kulisler hep birlikte temizlendikten sonra bir toplantı yapılır ve yönetmen olumlu/olumsuz eleştirilerini ekibe okur. Gerekirse tekrar prova yapılır ve bu hatalar giderilir.
Aylarca emek verilen oyunun tek bir gösteriyle sonlandırılması doğru olmaz. Bir oyun ancak birkaç gösteride istenilen kıvama gelir. Bu sebeple oyunu birçok kez sahneleyip keyfini yaşamalısınız.
Oyuncular oyunun son halini korumak zorundadır. Sahnede doğaçlama ancak ve ancak zorunlu hallerde, örneğin replik unutulduğunda ya da bir teknik sorun yaşanıldığında yapılır. Oyuncu kendini ön plana çıkarmak için doğaçlama yapmaya başladığında oyuna bütün ekibe zarar veriyor demektir. Şayet gösteriler sırasında aksayan yer varsa ya da yeni bir yaratıcı keşifte bulunulmuşsa prova yapılır; aksama giderilir ya da yaratıcı buluş oyuna dahil edilir.
Yukarıda anlatılan her şey size sahneleme yolunu istediğiniz gibi yürüyebilmeniz için bir rehber sunabilmek içindi. Rehber de içinde anlatılanlar da asla sizi bir kalıba sokmasın. Hepsini alın, işinize yarar şekilde değiştirin/dönüştürün ve geliştirin.
Sanata bulaşacağınız için, vereceğiniz emek için ve oyun yoluyla paylaşacağınız her toplumsal bilgi için size çok teşekkür ederim. Sanatla ve oyunlarla yaşayın!
*Önerilen yazılara www.kemaloruc.net adresinden ulaşabilirsiniz.
24 Eylül 2016
Bu yazı ilk olarak Önsöz Dergisi’nin 34. Sayısında yayımlanmıştır.
1 Yorum
Başarılı sunum olmuş, yeni başlayanlara olduğu kadar ustalara da dersler var burada. Teşekkürler.