15 Temmuz süreci sonrasında OHAL ve KHK’larla yönetilen ülkemizde, sanat alanında çok sayıda hak ihlalleri yaşandığını daha önceki editör yazılarımızda sıkça vurgulamıştık. Karanlık süreçlerde olumlu bir veri olarak, Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü’nden Doç.Dr Süreyya Karacabey’in görevine son verilmesinin önüne geçmek için 700 kişinin imza attığı bir kampanyanın yapıldığının bilgisini paylaşmak istiyoruz.
Nisan ayına kadarki dönemde, Türkiye’nin tek bir gündeme kilitleneceği aşikâr. Başkanlık anayasa paketinin AKP ve MHP koalisyonu, diğer bir deyişle Türk- İslam faşizmi koalisyon odağı tarafından TBMM’den geçirilmesi sonrasında gözler Nisan ayında yapılacak referanduma çevrildi. İktidar odağının “evet” kampanyasının ilk kıvılcımını federasyon başkanlığı hesapları yapan futbol yorumcusu “şeytan” lakaplı Rıdvan Dilmen başlattı. Hemen akabinde “evetçiler” ve “hayırcılar” olmak üzere sosyal medya üzerinde karşı reaksiyonlar başladı. Önümüzdeki iki ay içerisinde “evet” veya “hayır” kampanyalarının sanatçılar arasında da derin bölünmelere yol açacağını öngörmek zor değil. Ülkemizin, demokrasinin, laikliğin ve seküler sanat alanının geleceğine dair oldukça önemli bir referandum süreci bizleri bekliyor.
***
Bertolt Brecht 1930’lu yıllarda yazdığı bir lehrstück (öğreti) oyunu olan Evet Diyen, Hayır Diyen oyununda, “vicdan”, “ahlak”, “birey” ve toplumun” geleceği konusunda bizlere bir aydın olarak önemli uyarılarda bulunuyordu.
Oyun kısacık iki bölümden oluşur. İlki geleneklere uyarak kaderine razı gelen bir öğrencinin hikayesidir: Evet diyen! Oyunun sonunda can verir.
Diğeriyse kendisine sunulan teklifi reddeden bir öğrencinin macerasıdır: Hayır diyen! Öğretmen öğrenciye sorar: Neden geleneğe uygun cevap vermedin?
Öğrenci: O zaman verdiğim cevap yanlıştı! Ama sizin sorunuz daha da yanlıştı!
Koronun sözleri bu sefer umutla biter:
Ve yeni bir geleneğin / Ve yeni bir yasanın yollarını attılar.
…/ Yan yana omuz omuza yürüdüler!
Küfre karşı alaya karşı açıktı gözleri! / Hiçbiri ötekinden daha korkak değildi!
