Avrupa Tiyatrosunun en önemli isimlerinden biri olan, yetmiş yedi yaşındaki Ariane Mnouchkine, Güneş Tiyatrosunu (Theatre Du Soleil) kurmak için 1964 yılında Paris’i mesken tuttu.
Paris’e yarım saat uzaklıktaki Chateau De Vincennes’de bulunan eski bir asker fişek fabrikası olan Cartoucherie’de özel mabedini kurdu. Seyirci, oyundan yarım saat önce bu mabede gelir. Güneş Tiyatrosu Kumpanyası’nın aktörlerinin, özenle hazırladığı çorbayı içer. Oyuncuların makyaj odalarından, onlarla sohbet ederek geçer. Bizzat Mnouchkine’in gösterdiği sıralara yerleşirken, fuayede topladıkları broşürleri karıştırıp, izleyecekleri şölenin ön keyfini çıkarır.
Bu yıl Mnouchkine, “Hindistan’da Bir Oda” (Une chambre en İnde) oyunuyla seyirciye merhaba diyor. Dört saat süren bu oyun 5 Kasım 2016’da , seksen kişilik kadrosuyla prömiyer yaptı. 10 Şubat 2017’ye kadar devam edecek. Mnouchkine, bu büyük prodüksyonunda, terörizm karşısında kriz yaşayan bir toplumun portresini çiziyor. Politik duruşuyla dünyayı sorgulayan Mnouchkine, sahneye; Shakespeare, Çehov, Daesh ve Charlie Chaplin’i konuk ediyor. Paris’teki terör saldırılarından çok etkilenen Mnouchkine, geçen kış, kumpanyasıyla Hindistan’a gitti ve orada bu projesini hayata geçirdi.
Adından da anlaşılacağı gibi,her şey Hindistan’da Pondichery’de büyük ve aydınlık bir odada geçiyor. Bir tiyatro grubu burada bir oyun sahneleyecek. Fakat Japon yönetmenin, terör saldırıları karşısında aklını aniden yitirmesiyle proje dibe vurur. Hiçbir artistik vizyonu olmayan Cordelia adında bir kadın bu projeyi sahiplenir. Beyaz geceliği içinde bu kadın, bu zor işin üstesinden nasıl geleceğini kara kara düşünmeye ve kabus görmeye başlar. Oyunun konusu ne olmalı? Terör saldırıları mı? İslam mı? Daesh terör örgütü mü? Hindistan’da kadınlar mı? Atmosferin ısınması mı? Bir hafta önce Paris’te terör saldırısı olmuş, kumpanyadaki oyuncular tedirgin ve yakınlarını merak ediyorlar. Ama dışarıda Hindistan yaşamaya devam ediyor. “Her şeye gülebilmek en iyi ilaç” Elimizdeki en büyük silah bu değil mi? Mnouchkine de oyunda bu yolu seçiyor. Panik ve dehşet anlarına gülerek meydan okumayı hedefliyor. Bu yöntemle Mnouchkine, tiyatronun hayati gücünü net bir şekilde ortaya koyuyor.
Yazının devamını okumak için tıklayınız.