Bahar Çuhadar
Edebiyat ustası bir kadın yazdı, tiyatrocu bir kadın yönetti, başrolü paylaşan üç kadın oyuncu nefis bir iş çıkardı. ‘Kozalar’, üç iddialı kadın oyuncuyu; Esra Dermancıoğlu, Binnur Kaya ve Demet Evgar’ı sahnede bir arada izlemek için bulunmaz fırsat.
Geçen haftadan bir görüntü: Fransa’da sığınmacıları tahliye eden otobüsün koltukları plastik örtülerle kaplanmış. Mültecilerden salgın bulaşabilir diye! Adalet Ağaoğlu 1971’de yazdığı ‘Kozalar’ oyununda tam da bunu anlatıyor işte. Sahip olduklarımızın bizi yiyip bitirdiği kocaman bir koza örmüşüz elbirliğiyle, içinden çıkamıyoruz. Aklımıza gelince ‘insanlık ayıbı’ diyoruz. Sonra yine aynısını yapıyoruz…
Adalet Ağaoğlu 70’lerin Türkçe edebiyatının o hem naif hem keskin diliyle, toplumcu kısacık bir metinle, gerçeklikten absürde uzanan bir çizgide yazmış ‘Kozalar’ı. 45 sene önce neyse, şimdi de o: Sahip olduklarımızı korumak, evimizi, kürkümüzü, porselen yemek takımlarımızı, tahvillerimizi, gümüşlerimizi, Acem halılarımızı, televizyonumuzu dışarıdaki tehlikelerden, ‘yabancıların istilası’ndan uzakta tutmak için yaşamaya devam ediyoruz.
Ağaoğlu’nun metni Soğuk Savaş’ın etkilerini taşıyan bir Türkiye’ye yazılmış. Sokakların, üniversitelerin en kanlı olduğu bir dönemde neredeyse her şeye sahip üç isimsiz kadının kapılarının dışındaki gerçeklerden kaçarken kendi bencilliklerine tutsak olmalarını anlatıyor usta yazar. Düz bir anlatımla başlayıp gittikçe groteskleşen bir metinle… Burjuvaziyi temsil eden üç kadının korkularını, farkında olmadıkları tutsaklıklarını, yabancı ve yoksul düşmanlıklarını, ucuz milliyetçiliklerini, bastırılmış arzularını, erkek egemenliğini sorgusuz sualsiz kabullenişlerini, kötücül dedikoduyla geçen vakitlerini gittikçe absürdleşen bir dille anlatıyor.
Hem Komik Hem Tiksindirici
Bu üç kadın karakter hem komik hem tiksindirici hem de bazen kendimiz kadar tanıdık. Pangar Tiyatro, ‘Kozalar’ ile tiyatronun bir nevi mabedi olan Avignon Festivali’ndeydi geçen yaz. Ayşenil Şamlıoğlu rejisiyle sahnelenen oyunun prömiyerini Avignon Off Festivali’nde yaptılar. Türkiye’deyse iki haftadır seyirci karşısındalar. Üç kadını Binnur Kaya, Esra Dermancıoğlu ve Demet Evgar’dan izliyoruz. Dekor tasarımını Yiğit Evgar ve Murat İpek, kostüm tasarımını Tomris Kuzu yapmış. Işık tasarımı ise Cem Yılmazer’in elinden. Müzik Tuluğ Tırpan, koreografi Candaş Baş, ses tasarımıysa Okan Yalabık’ın çalışması.
Metnin yorumlanması, karakterlerin yer yer senkronize, yer yer her birinin kendine özgün beden dili, oyuncuların ses kullanımları; ışık, kostüm, dekor, ses, müzikle aynı ritmi tutturuyor. Belki günümüz seyircisini –son zamanlarda hep beklediği gibi- sersem edecek bir oyun değil bu. Fazlasıyla aşınmış zihinlerimize yumuşak bile gelebilir. Öte yandan 50 dakika içinde çok şeyi, çok zekice anlatan bir oyun. Şamlıoğlu’nun rejisi ve oyuncu yönetimi de metnin kompakt ama dolu dolu ve eğlenceli halini katmerliyor. Tek sıkıntı şu ki oyunun başından sonuna doğru yüksek olan enerjisi, finale doğru tavan yapması gerekirken beklenmedik şekilde düşüyor. Belki arkada sarkan ağların oyunun sonunda ne işe yarayacağını tahmin etmemizden, belki kadınların panik halinin çok daha aşırı bir saçmalama beklentisi yarattığından…
‘Kozalar’, döneminin üç iddialı kadın oyuncusunu; Esra Dermancıoğlu, Binnur Kaya ve Demet Evgar’ı sahnede bir arada izlemek için bulunmaz fırsat. “Binnur Kaya’yı bundan sonra sahnede hep görsek”, “Demet Evgar grotesk işlere devam etse” dedirtti bana. Esra Dermancıoğlu’nun çıkardığı nefis performansıysa her seyircinin muhakkak görmesini dilerim.
‘Sadizm’ Sahnede!
Edebiyatın marjinal kalemi, ‘sadizm’ kavramının yaratıcısı, Marquis de Sade’ın hayatı, Erdal Beşikçioğlu’nun rejisi ve oyunculuğuyla sahneye geliyor. Tatbikat Sahnesi’nin Doug Wright imzalı yeni oyunu ‘Tüy Kalemler’, Fransız yazarın Charenton Akıl Hastanesi’nde geçirdiği son dönemine yoğunlaşıyor. Erdal Beşikçioğlu’nun yönettiği ve Marquis de Sade’ı oynadığı oyunda sahneyi Gökhan Soylu, Saygın Soysal, Melisa Şenolsun, Işık Erdoğan, Diren Yurtseven, Onur Eroluş, Buğra Orhan, Beril Öztarakçı, Sena Kelahmet, Metehan Aktaş ve Ceren Aydın ile paylaşıyor. Tüy Kalemler, 12 Kasım Cumartesi 20.30’da Uniq İstanbul’da…
Şahika Tekand’ın ‘Godot’su…
Prömiyerini İstanbul Tiyatro Festivali’nde yapan Şahika Tekand imzalı ‘Godot’yu Beklerken’, sezonu açıyor. Beklemek eylemi ve beklenti, umut ve umutsuzluk, var olma arzusu ve var olmaya mahkûmiyet kavramlarını sahneye taşıyan, her çağda tanıdık bir metin. Onur Berk Arslanoğlu, Cem Bender, Sedat Kalkavan, Nilgün Kurtar, Mehmet Okuroğlu ve Yiğit Özşener’in performansları ve Şahika Tekand’ın berrak rejisiyle… 7 Kasım Pazartesi 20.30’da Zorlu PSM’de.