KHK kapsamında yayınlanan İçişleri Bakanlığı genelgesi ile çok sayıda derneğin faaliyeti durduruldu. Aralarında Kürt Yazarlar Derneği, Mezopotamya Kültür Merkezi ve Seyr-i Mesel Sanat atölyesinin de bulunduğu yüzlerce dernekten bahsediyoruz. Tebliğler iletildi binalar mühürlendi. Kürtçe tiyatro yapmak, kültürel faaliyet yürütmek kapatılmanın gerekçesi haline geldi. Cumhuriyet, Özgür Gündem ve Evrensel Kültür benzeri muhalif yayınların yanı sıra artık tiyatrolar da ayağını denk almak zorunda…
1960’tan beri gerçekleşen darbelerin Türkiye’nin ekonomik, sosyo-kültürel gelişimine de darbe vurduğu değerlendirilir, her darbe ile biraz daha geriye gittiğimizden yakınılırdı. Ama artık endişe etmemize gerek yok. Çünkü erişmek için çabaladığımız muasır medeniyetler de ilerlemekten sıkılmış olacak ki, biraz gerileyip bizim seviyemize doğru inişe geçmeye karar verdiler. ABD’de Trump’ın aldığı oyları, Avrupa’da giderek yükselen göçmen karşıtlığını, kültüre sanata verilen desteğin kesilmesini, İngiltere’nin BREXIT hamlesini başka türlü değerlendirmek mümkün görünmüyor. Yani geriye giden sadece biz değiliz. İnsanlık geriliyor. Giderek artan gelir adaletsizliği insanları rasyonel tercihler yapmaktan uzaklaştırıp en güçlü, en otoriter liderlerin peşinden sürüklenmeye itiyor. Ama biz bu yarışı önde götürüp insanlık ortalamasından daha fazla geriye gidiyoruz, orası ayrı konu.
Aydınlanmanın kurumlarının ve değerlerinin teker teker alaşağı edildiği bir sıfır noktasına yarış sürecini yaşıyoruz. Böyle dönemlerde insan olmak, ahlaken yozlaşmadan dürüstçe üretmek, kültüre sanata bilime sahip çıkmak tek başına onurlu bir çıkışa dönüşüyor. Cumhuriyet gazetesiyle dayanışma sergileyen sanatçılar, KHK’leri protesto eden akademisyenler… Bu tür çıkışlar her şeyden önce insan olduğumuzu hatırlatıyor.
