İstanbul’da 13 tiyatro topluluğu 27-30 Ekim tarihleri arasında “Sokak Tiyatrosu Festivali” düzenliyor. Konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, “Yaşadığımız dönem, hiç olmadığı kadar, her şeyi paranın ve onun ideolojik hegomanyasının kontrolüne alıyor. Tiyatroları sahnelere, sahneleri ekonomik olarak tam bir piyasacı egemenliğe; ideolojik olarak gerici-milliyetçi anlayış ve oyunlara mahkum ediyor. Bu mahkum olmanın kaynağında her şeyde olduğu gibi tiyatroyu bir meta haline getirmesi var. İşte tam da buna karşı yani tiyatronun piyasalaştırmasına tüm boyutlarıyla metalaştırılmasına karşı; tiyatronun üzerine örtülmeye çalışılan örtüyü yırtmasını, tiyatroya vurulmaya çalışılan zincirlerin kırılması için ‘Oyun Sokakta’ adıyla sokak tiyatro festivali yapıyoruz” denildi.
Açıklamada, sahnelerin binlerce yıllık insanlık birikimini yansıtmasına karşın artık muhalif olan, devletten ya da sermaye gruplarından destek alamayan tiyatroların kendini var etme, gösterme, ideolojik tavrını ve taraflılığını ortaya koyma şansı bulamadığı ifade edildi.
Gerçek muhataplarıyla buluşturulacak
Rengi, dili, cinsiyeti ne olursa olsun tiyatroyu emekçilerle, yoksullarla, ezilenlerle buluşturmak isteyen tüm tiyatroları hak edenlerle gerçek muhataplarıyla buluşturacakları ifade edilen açıklamada şunlara yer verildi: “Tiyatro ve onun çeşitli tarihi kökleri binlerce yıllık tarihinde bazı zamanlarda, aynı bu zamanlardaki gibi, saraylara, şatolara, seçkin salonlara yani egemenlerin suyuna su taşısa da başka biçimlerle, içeriklerle ve de inatla emekçilerin, yoksulların, ötekilerin içinde kalmaya, bizden olmaya devam etmiştir. Bizimkilerin mücadelelerinde hep yerini almıştır. Egemenlerle mücadelesinde derdini, özlemini, kavgasını rengarenk biçimlerle, üsluplarla, tarzlarla söylemiş, oynamış, göstermiştir” sözleri ifade edildi.
‘Oyun sokakta özgürlük sokakta’
Bazen bir perdede gölgelerle anlatmış, bazen bir ibiş olmuş güldürerek vermiş mesajını, bazen bir Aristopenes olmuş eşek arılarına karşı örgütlemiş emekçileri, bazen bir Meyerhold olmuş yıkmış saray duvarlarını, gericiliğin-ayrımcılığın hapishanesinin tekdüzeliğini. Amma illa da hep sokakta olmuş, illa da özgürlüğünün peşinden koşmuştur. Tiyatro senin hakkın, oynamak tiyatrocunun hakkı. Oyun sokakta, özgürlük sokakta.”