Tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Yazar Vedat Türkali, ailesi, mücadele yoldaşları, dostları ve okurları tarafından uğurlanıyor.
Türk edebiyatının usta ismi Vedat Türkali’nin cenaze töreni hayatı boyunca mücadelesini verdiği barışın gününde düzenlendi. Çoklu organ yetmezliği nedeniyle 97 yaşında hayatını kaybeden Türkali’nin 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Teşvikiye Camii’nde düzenlenen cenaze törenine, oyuncular, akademisyenler, yayın evleri, siyasi partiler ve kitle örgütleri temsilcilerinin yanı sıra okurları da katıldı.
‘YÜZYILLIK KARANLIK İÇİNDE BİR BARIŞ ÇAĞRISIYDI’
Teşvikiye Camii’nde düzenlenen tören için gelen kitle polisin aramasından geçerek cami avlusuna giriş yaptı. Vedat Türkali’nin şiirine bestelenen “Bekle Bizi İstanbul” şarkısının sözlerinin yazılı olduğu pankartlarla alana giren bir grup “Haramilerin saltanatını yıkacağız” sloganı attı.
Vedat Türkali’ye 7 yıldır yardımcı olan Nermin Çiçek “Dedemi kaybettim” dediği Türkali’nin ardından şöyle konuştu: “7 yıldır baktığım yoldaşımı, dedemi kaybettim. Cenaze töreninde ağlanmasını istemezdi. Gözyaşını sevmezdi çünkü. ‘Hep gülün’ derdi.
‘HALKLARIN BARIŞ VE KARDEŞLİK MÜCADELESİNDE YER ALDI’
EMEP MYK Üyesi Levent Tüzel, “Arkasından ah vah ederek değil örnek kişilik olarak yad etmeliyiz Vedat Türkali’yi. İleri yaşına rağmen barış yönünde çağrı yapmaktan vazgeçmedi. Halkların barış ve kardeşlik mücadelesinde yer alan, oraya buraya savrulmayan net bir duruş sergiledi Vedat Türkali” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN POLİTİK TARİHİNİ ROMANLA ANLATTI’
Türkali’nin Türk edebiyat ve yazımında büyük bir kayıp olduğunu belirten yazar ve yönetmen Metin Boran, “Vedat Türkali, Türkiye politik tarihini romanla anlatan usta bir yazardı” diye konuştu.
Vedat Türkali’nin ilk romanını 50’sinden sonra yazmasına rağmen geride kült eserler bıraktığını ifade eden Yazar Ayşegül Tözeren, “Vedat Türkali, Bir Gün Tek Başına ile çıktığı yolculuktan sonra geriye bir edebiyat mirası bıraktı. Bir konuşmasında ‘Sonuç değil, çözümün kendisini istiyoruz’ demişti. Dilerim barış dileği gerçek olur. Yazarken de yaşarken de namuslu bir aydındı. İlişkileri anlatırken bireysel duyguları anlatmaktan çekinmedi. Hem Türkiye devrim tarihini hem de bireysel ilişkileri ustalıkla yazmıştır” dedi.
Yazının devamını okumak için tıklayınız.