Füsun Demirel’e dizide eşlik eden arkadaşları niye bu durumu protesto etmedi? Buna sesini çıkarmayan “Dizide oynamayız” diye elini masaya vurmayan kadın rol arkadaşları da bundan kelli kendilerini, hayallerindeki rolü ebediyete kadar söylememe cezasına çarptırdılar.
‘Aile İşi’ Atv’nin çarşamba akşamları yayınladığı aile komedisi unsurları barındıran bir dizi. Dizi hafta sonundan beri konuşuluyor. Sebebi ise dizide Leman rolünü canlandıran Füsun Demirel’in verdiği bir röportaj. Füsun Demirel, röportajda oynamak istediği rolden bahsettiği için sosyal medyada lince uğradı ve sonuç olarak tepkilere karşı koyamayan yapım şirketi usta oyuncuyu kadrosundan çıkardı. Hal böyle olunca dizinin dün akşam (çarşamba) yayınlanan bölümünde oyuncunun olduğu sahneler çıkarıldı. Hikâye gereği Füsun Demirel’in can verdiği Leman karakteri, özel işleri nedeniyle karakterlerin bir aileymiş gibi davrandıkları ‘Aile İşi’nden birkaç günlük izin almış gibi gösterildi. Bölümün çekilmiş halini bilmediğimiz için, belki de yeni bir hikâye kurgulanarak yeni bir bölüm çekildi. Tüm ekip için hem duygusal, hem de fiziksel bir meşakkat eklendi, kim bilir… Diziye gelecek haftaki bölümde muhtemelen yeni bir oyuncu ile devam edecekler.
Peki sosyal medyada işgüzarlığın geçer akçe olmaya başladığı son günlerde bu lincin televizyon izleyicisinde ne kadar karşılığı vardır? Yazılarımda hep değindiğim bir konu var ki; sosyal medya izleyicisi ile televizyon izleyicisi arasında dağlar kadar fark vardır. Sosyal medya izleyicisinin internet ortamında koparttığı fırtınalardan total televizyon izleyicisinin genelde haberi bile olmaz. ‘Aile İşi’ yapı ve konu itibarıyla Total izleyicisine hitap eden bir diziyken, hem kanal hem de yapımcı birkaç işgüzarın başlattığı bu sosyal linci görmezden gelemez miydi? Bence yapılan gereksiz işten çıkarma, basit bir işten çıkarma olarak kalamayacak artık.
OYUNCULAR HAYALLERİNDEKİ ROLÜ ANLATIRKEN İKİ KERE DÜŞÜNMEK ZORUNDA KALACAK
Füsun Demirel yine tüm yeteneği ile filmlerde, dizilerde ve tiyatro oyunlarında olacak ama artık oyuncular hayallerindeki rolü anlatırken iki kere düşünmek zorunda kalacak, hatta söylemekten bile imtina edecekler. Sosyal lince meraklı işgüzar zihniyet maalesef artık herkesin yakasında olacak. Buna bir kere izin verildiği için emsal teşkil edecek ve hayal etme özgürlüğüne gelen bu ambargo bu lince sessiz kalan herkesin boynuna asılı kalacak.
EKİP ARKADAŞLARI BU DURUMU NİYE PROTESTO ETMEDİ?
Bir de işin ekip boyutu var. Mesela Füsun Demirel’e dizide eşlik eden arkadaşları niye bu durumu protesto etmedi? Ben bu sosyal lincin bu boyutlara gelmesinin sebeplerindeki en büyük unsurun, Füsun Demirel’in kadın olmasına bağlıyorum. Herhangi bir erkek aktör böyle bir röportaj verse belki de bu kadar büyük bir lincin kurbanı olmayacaktı. Çünkü kadınların sümme haşa hayal kurmaması gerektiği gibi bunu da beyan etmemeleri gerekir. Velev ki etti, o zaman sonuçlarına da katlanmalı tabii ki. Buna sesini çıkarmayan “Dizide oynamayız” diye elini masaya vurmayan kadın rol arkadaşları da bundan kelli kendilerini, hayallerindeki rolü ebediyete kadar söylememe cezasına çarptırdılar.
Dizi/film sektöründeki erkek hegomanyası ve erkeklerin kadınlara yaptığı mobbing’in Nurgül Yeşilçay’ın verdiği röportaj ile gün yüzüne çıkmasının hemen ardından Füsun Demirel’in de sosyal medya linci yüzünden işinden kovulması sektör olmaktan öteye gidememizin en büyük kanıtı aslında.
Ülkenin yüzde 90’nın ekonomik gelir dağılımı adaletsizliğinden dolayı, en büyük eğlencesi hâlâ televizyonken, bir televizyon emekçisini harcamak bu kadar kolay olmamalıydı. Yüzlerce kadın oyuncu televizyon emekçisiyken Füsun Demirel’e dizideki kadın arkadaşlarının bile sahip çıkamaması setlerde ezilen emekçi kadınlar için hiçbir şeyin değişmeyeceğinin göstergesi belki de. Sanatçının fikir özgürlüğüne ve dahi hayal kurma özgürlüğüne gelen bu sert darbe şu an için çok da umursanmadan geçip gidecek belki ama gelecek için verdiği kaygı ürkütücü.
Gözlerinize sağlık.