[Yekta Kopan’ın Şehir Tiyatroları’ndaki son durumu ele aldığı Radikal’de yayınlanan köşe yazısını okurlarımızın dikkatine sunuyoruz.] Nisan 2012’de yapılan yönetmelik değişikliğinden beri sular durulmuyor Şehir Tiyatroları’nda. Erhan Yazıcıoğlu ise göreve geldiğinden beri, yönetmeliğin tekrar değişmesi konusunda belediyeden olumlu yanıt aldığını söylüyor. Ancak gelinen noktada hala değişen bir şey yok.
Levent Üzümcü “Bu ödülü Şehir Tiyatroları’nda oynadığım ‘Bir Yaz Gecesi Rüyası’ ile almam beni ayrıca sevindirdi. Tam da Şehir Tiyatroları’ndan ihracımın düşünüldüğü günlerde böyle bir ödülün gelmesinin ayrı bir anlamı var elbette,” diyor.
Salondan Levent Üzümcü’ye destek alkışları yükseldiği sırada, seyirciler arasında yer alan İBBŞT Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu yerinden fırlıyor ve sahneye çıkıyor.
Mikrofonu kapıp bir konuşma yapacağını düşünüyor çoğu kişi. Ama Yazıcıoğlu sadece Levent Üzümcü’ye sıkı sıkı sarılmakla yetiniyor. Mesajını böyle vermeyi yeterli buluyor. Hatta mesaj vermekten çok, tiyatrocu bir dostuna-kardeşine sevgisini göstermek için sahneye fırlamış gibi.
Bu sahne 20. Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Oyuncu Ödülleri gecesinde, MKM sahnesinde yaşanıyor. Levent Üzümcü Tiyatro İstanbul ve İBBŞT’de oynadığı rollerle aday ve sonunda gecenin kazananlarından oluyor.
Erhan Yazıcıoğlu daha sonra yeniden geliyor sahneye. Işık Yenersu’ya Onur Ödülü vermek için mikrofon başına geçtiğinde kısa bir konuşma yapıyor. “Bu salondaki genç tiyatrocu arkadaşlarım umutlarını hiç yitirmediklerini söylediler. Benim de her zaman umudum var. O umut olduğu sürece mücadele etmeye devam edeceğim,” diyor.
Şehir Tiyatroları’nda ne olduğunu merak etmemek elde değil.
Neler olduğunu önce Erhan Yazıcıoğlu’na sordum.
Yazıcıoğlu dertli ama umutsuz değil. Şunları söyledi: “Aslında 27 Mart’ta ekibimle birlikte bırakmayı düşünmüştük. Ama özellikle tiyatro içinden gelen destek ve kararlılık bu düşüncemizi değiştirmemize neden oldu. Düşünseniz, genç tiyatrocu arkadaşlarım, ‘Kadro da istemiyoruz, yeter ki devam edelim,’ diye karşıma dikildiler. Her an herkesin, ast-üst ilişkisi yaşamadan istediği konuda konuşabildiği bir ortam yarattık. Bunun sürmesini istiyorum. Ekibim de benimle aynı görüşte, onlara çok güveniyorum. Temel sorun verilen sözlerin tutulmaması. Özellikle Belediye Meclisi’nin kararlarında ya da işleyişinde bize yönelik ciddi sorunlar yaşıyoruz. Bu sorunların aşılacağı, verilen sözlerin tutulacağı konusundaki umudum sürüyor. Muhsin Ertuğrul’un anısına saygım ve tiyatroma olan sevgim nedeniyle bu umudu sürdürmeliyim. Lafı uzatmadan şunu söyleyeyim; nefesim yettiğince, gücüm yettiğince Şehir Tiyatroları’nın güçlü yarınları için mücadele etmeye devam edeceğim. Aksi bir düşünüşte olsam yaz oyunlarının ve önümüzdeki yılın repertuvar çalışmalarını yapmakla uğraşmazdım. Oysa bu çalışmalar neredeyse tamamlandı bile. Biz işimize bakıyoruz ve üretmeye devam ediyoruz. Verilen sözler tutulmasa bile…”
Sadri Alışık Ödülleri’nde “İhracımın istendiği günlerde,” diyen Levent Üzümcü’ye de sordum neler yaşandığını. İşte Üzümcü’nün açıklaması: “2013 Sosyalist Enternasyonal İstanbul Toplantısında yaptığım konuşmanın tam metni başta olmak üzere, çeşitli gazete ve dergilere vermiş olduğum tüm röportaj ve görüşlerim; işleri, bunları araştırıp rejimini zorla dayatmak isteyen partinin yetkililerine iletmek olan maaşlı bir birim tarafından rapor haline getirilmiş. Bu rapor önce Büyük Şehir Belediyesi Teftiş Kuruluna gitmiş (2014 yılında konuyla ilgili ifade verdiğim için biliyorum); ardından da 2015 yılının mart ayında tiyatrodan ihracım ve memuriyetimin feshi istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na iletilmiş. Tiyatromuzun yönetmeliğini değiştirerek yapmayı amaçladıkları buydu zaten, bizleri görüşlerimizden dolayı belediyenin yüksek disiplin kurullarında yargılayarak diğer arkadaşlarımıza gözdağı vermek; Genel Sanat Yönetmenlerini ve kurulunu etkisiz kılmak; 2,5 yıldır 550 tiyatro emekçisinin toplam 4 maaşa denk düşen teşvik ikramiyelerini keyfi bir şekilde ödememek, tiyatroya alınacak yeni oyuncuları sosyal medya paylaşımlarına göre elemeye çalışmak. Türkiye’de yapılan binlerce hukuksuzluğa bir yenisini ekleme çabasından öteye gidemeyecek bu beyhude çırpınışı -tıpkı dünya tarihinde olduğu gibi- yapanların adı bile hatırlanmayacak. Günümüz dünyasında bilgi artık saklanamıyor, gizlenemiyor, Google’a adımı yazdığınızda karşınıza çıkacak her türlü videonun, röportajın ve açıklamanın arkasında olduğumu bir kez daha yenilemek isterim.”
Durum bu…