Canan Yeniokatan
Afife Jale ve Bedia Muhavvit Türk tiyatrosunun en büyük, en önemli iki kadın sanatçısı. Dikran efendi her ikisinin de makyözüdür. Afife Osmanlı döneminde Müslüman kadınların sahneye çıkma yasağındaki zorluklara mücadele ederken, Bedia Afife’ye göre nispeten daha kolay bir yoldan şöhrete ulaşacak ve Cumhuriyet Tiyatro’sunun övünç dolu kadın sanatçısı olarak, çok da üstlenmek istemediği halde örnek Müslüman Türk Kadın Sanatçısı olarak omuzlarına büyük sorumluluklar yüklenecektir.
Bedia’ya yolu açan Afife’dir. Oyunda bu mesajı görüyorsunuz. Fakat aralarında asla bir rekabet yoktur. Bedia’nın zamanın ünlü aktörü Ahmet Refet Muvahhit’i , Afife Jale’nin büyük aşkı Selahattin Pınar’ı vardır. Yine de her iki kadının en sadık, en iyi dostu yalnızlık olmuştur. Bir fındık faresini dost edinecek kadar yalnızlık. O fındık faresi Afife ile Bedia arasında bir habercidir sanki.
İnsanoğlunun en büyük yalnızlığı yalnızlıkla mücadele etmesidir.
Hayal-i Temsil
Kuşkusuz bize deli dendiğini duymuşsunuzdur. Hiç değilse bana sık sık denildiğini biliyorum. İnkar etmiyorum. Sahipleniyor ve gurur duyuyorum bu delilikle. Davet de ediyorum. Buyurunuz birlikte delirelim.Yeterince “Akıllı ol! ” diyen var etrafımızda zira. Deliliği akıldan yoksunluk olarak algılayanlara kibarca gülüp geçerim. İlerideki kavşakta başkaca buluşmalar olacak zira.
Tek kelime ile muhteşem bir oyun. Şehir Tiyatroları’nın bu istikrarsızlığı beni oldukça şaşırtıyor. Ya çok çok iyi oyunlar sergiliyor, ya da kötü. Ortası yok. Fakat son iki senedir Şehir Tiyatroları’nın yadsınamaz şekilde başarılı işler ortaya koyduğunu inkar etmemek lazım.
Oyunculuk muhteşem. Özellikle Yiğit Sertdemir’in Dikran Efendi’den Stalin’e, Ahmet Refet Muvahhit’ten Selahattin Pınar’a, Karakol komiserinden Bican Efendi’ye olan rol geçişleri ve sergilediği performans. Hümay Güldağ ile Sebnem Köstem’in senkronize ve uyumlu oyunculukları izlenmeye değer. Hümay Güldağ ile Yiğit Sertdemir’in birlikte söyledikleri Selahattin Pınar’ın “Bir Bahar Akşamı Rastladım Size” şarkısı insanı kendinden alacak duygusallıkta.
Kostüm ve dekor kasvetli olmasına rağmen oyunun ruhuna uygun.
Müzikler dönemin sanat müziği eserlerinden seçilmiş. Ayrıca Darülbedai’nin varyeteleri ile süslenmiş.
Oyun metnine gelince; bütün methiyeleri hak ettiği için, kendisini ast solist gibi en sona sakladım. Ahmet Sami Özbudak, genç, başarılı, muhteşem kalem. Uzun bir araştırma ve emek sonucu kaleme alındığı görülen harika bir eser ortaya çıkarmış. Araştırmalarına, emeğine, yaratıcılığına, kurgusuna sağlık.
Bunca mükemmelliği bozacak bir şey, illa ki olmalı değil mi? Kadıköy’de son gittiğim üç oyunda seyircinin şımarmış olduğunu görüyorum. Tiyatro adabını bilmeyenler Tiyatro’ya alınmamalı diyesim var. Ne söylediğinin çok da önemli olmadığı bir sahnede, Afife hasta olduğu için alçak sesle konuşmakta. Orta sıradan bir kadın seyirci bayanın oyunun ortasında “Ses duyulmuyor” diye sahneye bağırması, oyunun başında “cep telefonlarınız kapatmanız ve hatta unutmamanız” şeklinde bir anons yapılmasına rağmen öten cep telefonları, çekilen fotoğraf sesleri, patlayan flaşlar; oyunun tam ortasında defalarca bütün salondan duyulmasına rağmen bir seyircinin sürekli foşur foşur ve hınkırarak sildiği burnu, kesilmeyen öksürükler oyunun ve oyunculuğun sihrini bozamadı.
Fakat ben Kadıköy seyircisinden esef duydum.
HAYAL-İ TEMSİL
Yazan : AHMET SAMİ ÖZBUDAK
Yöneten : YİĞİT SERTDEMİR
Dramaturgi : SİNEM ÖZLEK
Kostüm Tasarımı : NİHAL KAPLANGI
Işık Tasarımı : CEM YILMAZER
Müzik : TULUĞ TIRPAN
Koreografi : CİHAN YÖNTEM
Efekt : KADİR ARLI
Kukla Uygulama : CANDAN SEDA BALABAN
OYUNCULAR
HÜMAY GÜLDAĞ, ŞEBNEM KÖSTEM, YİĞİT SERTDEMİR