Mimesis Çeviri/ The Lyric Theatre’ın Gizli Tiyatro projesi sonlarına yaklaşıyor. İngiliz tiyatrosunu görünüş itibariyle değiştirmese de projenin geliştirdiği yeni çalışma biçimleri heyecan verici.
Guardian, 18 Şubat 2015, Çeviri: Mesadet Sözmen
Steven Webb, Edinburgh Fringe festivalinde Summerhall’de sahnelenen Show 6’da. Fotoğraf: Murdo Macleod
The Lyric’ten Sean Holmes Haziran 2013’te yaptığı bir konuşmada “Belki de bu ülkedeki tiyatronun yapısı henüz yozlaşmış olmasa da, yozlaşma aşamasındadır. Belki de bizlerin dünyanın en iyisi diye ilan ettiğimiz tiyatromuz, aslında öyle değildir. Belki de daha iyi, daha kapsamlı ve daha cesur olabiliriz” diye belirtiyor.
O konuşmadan çıkan sonuç gösterilerin isimlerinin önceden açıklanmadığı ve tiyatro yapma biçimimizi yeniden hayal etmemiz için geniş kapsamlı bir girişimde bulunan Gizli Tiyatro sezonu oldu. Holmes ve diğer yönetmenler başlangıç olarak sekiz aylık bir sezon boyunca iş yapmaya niyetlendikleri 20 kişilik güçlü bir yazar, yönetmen ve tasarımcı kadrosuyla çalıştı.
Gizli Tiyatro pragmatik bir sebepten doğdu: the Lyric’tki büyük inşaat çalışmaları olağan programlarını aksattığı için tiyatro ya bir süreliğine prodüksiyonlara ara verecekti ya da çalışabilecekleri ve bu çalışmaları sergileyebilecekleri yeni yollar bulacaktı. Ayrıca İngiliz tiyatrosunu oyuncu seçiminden prova sürecine kadar hala domine etmekte olan geleneksel yapının dışına çıkma hevesi de bu fikrin doğmasına sebep olan etkenlerdendi.
Holmes’un engelli aktris Nadia Albina’yı A Streetcar Named Desire oyunundaki Blanche karakteri olarak oyuncu kadrosuna dahil ettiği sıralarda mücadeleci bir tavırla belirttiği gibi “ Öyle sanıyorum ki Streetcar insanları çileden çıkaracak. David Hare ne yapıyorsa yapar, buna izni vardır. Sizin yapamayacağınız şey ise şu: Blanche’ın tek bir lanet kolu olamaz.”
Nadia Albina Gizli Tiyatro’da Show 4’te. Fotoğraf: Helen Maybanks
Neredeyse iki yıldan sonra- Gizli Tiyatro projesi bir yıl daha uzatıldı ve İngiltere’de turneye çıktı- bu proje Joel Horwood’un A Stab in the Dark ve diğer 6 oyunu da final haftasonunda görme imkanı sağlayarak [şubat ayında] büyük finalini yap[tı].
Bu kadarla bitmiyor: A Stab in the Dark sonbaharda the Lyric’te tekrar sahnelenecek ve 2016 da ise topluluk Alman yönetmen Sebastian Nübling ile çalışacak.
Peki tüm bu süreç fevkalede başarılı mıydı? Bu başarıyı nasıl ölçtüğümüze göre değişir ki başarıyı çoğu zaman oldukça dar bir çerçevede beş yıldızlı yorum yazıları ya da kesilen bilet sayısına göre ölçüyoruz. Gizlilik teması da muhtemelen artıdan çok eksi getirdi, özellikle açılış gösterisinde bir eleştirmenin ara sırasında oyunun ismini twitlemesi bazılarının oldukça tepkisini çekti.
Gizli Tiyatro çeşitliliğe dair bitmeyen, daimi konuşmalar yapmaya gerek olmadığını ve bu meselelerin basit bir şekilde çözülebileceğini kadrosuna farklı arka planlardan, kültürlerden ve ırklardan gelen engelli, engelsiz beş kadın ve beş erkeği alarak kanıtlamış oldu.
Gizli Tiyatro’nun en heyecan verici yanlarından biri farklılığı her şekilde kucaklıyor olması: şovu nasıl yarattığınızdan, nerede icra edeceğinize ya da şovu eleştiriye nasıl açacağına kadar.
Peki bu proje İngiliz tiyatrosunu değiştirdi mi? Elbette, hayır. Ancak bir oyuncu topluluğunu uzun bir süre boyunca birlikte çalıştırmanın olanaklarını ve bunun faydalarını gösterdi mi? Kesinlikle.
Farklı bir topluluk…Gizli Tiyatro: A Series of Increasingly Impossible Acts
Bence keyifli ve etkileyici bir şov olan A Series of Increasingly Impossible Acts, Gizli Tiyatro projesinin başlangıç aşamasında yapılamayacak bir şeydi; zira bu gösterinin gerektirdiği güven ve risk seviyesine topluluk o esnada sahip değildi. Seyircilerden biri olarak, aynı oyuncuları belli bir süre boyunca farklı rollerde görebilme şansına eriştiğim için oldukça keyif aldım. Holmes’un kendisi de işin eğlenceli yanlarından birinin oyuncuların bireysel ve kolektif potansiyellerini serbest bırakmak olduğunu söylüyor.
İngiliz tiyatrosunun çuvallama hakkına sahip olduğuna dair çokça konuşuyoruz. Ancak gerçek şu ki, projelerin bir çoğu başarısızlık ihtimali azaltılarak kurgulanıyor. Bu süreçte, beklenmeyen ve hem seyirciyi hem de projenin içindekileri yaratıcı bir şekilde heyecanlandıracak bir şey üretme ihtimalini azaltıyorlar.
Gizli Tiyatro’nun hem çuvalladığı hem de harika olduğu zamanlar oldu. Ve biri olmadan diğerine de sahip olamazsınız.