Vahap Halat
Taksimde, Atlas pasajının içerisinde olan ”Küçük Sahne” İstanbul Devlet Tiyatrolarının güzide sahnelerinden yalnızca biridir. Baştan aşağı geçmiş kokuyor bu duvarlar, parkeler ve buraya ait her şey. Küçük Sahneyi, her zaman dedeme benzetmişimdir; Dedem bastonunu kaldırır ve öğütlerini sıralar idi, o yüzden çok sıcak geliyor burası bana. Seyircilerin seslerinin fuaye de dans ettiğine ve parkelerden Do ve Re notasının yükseldiğine şahit oldum. Seyirciler yerlerini alırken tweetler de atılmaya başlandı, sosyal medyanın o korkunç esaretini iliklerimde hissettim. Anlaşılan, insanlar anı sosyal medya da yaşıyor olmuş, oysa bir tarihin içerisinde yüzdüklerinin farkında bile değiller. Bu sahneye nice ustalar çıkıp nice karakterlere can verdi, nice karakterler parkelerin altına saklanmış bizleri izliyor. İlk sahne Samuel Beckett’in ”Godot’u Beklerken” oyununun provası ile başlıyor, Roise karakterine can veren Gamze Yapar Şendil Estragon rolünde, Dilo karakterini canlandıran Cengiz Baykal ise Vladimir rolünde; Ağacın altında öylece oturup Godot’u diğer bir değişle özgürlüğü bekliyorlardır. Günümüzde sanatçıların sanat icra etmeleri ”Anormal” ama kurumların tiyatroya rol biçmeleri ”Normal” karşılanır olmuş. Bakan rolünü canlandıran Selçuk Kıpçak, Devletin sanat üzerine baskısını, sansürünü, damarlarınıza kadar hissettiriyor. Baskıya boyun eğer mi tiyatro? Eğmez, lakin bağıl nem misali doyma noktasına kadar sabreder. Kosova’nın bağımsızlığı ilan edilecektir ve bunun için bir oyun hazırlamaları istenir oysa daha maaşları bile yatmamıştır.
Kosova 17 Şubat 2008 tarihin de Sırbistan’dan ayrılmış bağımsızlığını ilan etmiştir. Kosova’yı ilk tanıyan ülke Afganistan’dır. Dönemin ABD Başbakanı George BUSH yaptığı açıklamada Kosova’nın bağımsız olduğunu belirtmiş ve ardından resmi açıklama gelmiştir. Sırbistan ve Rusya kararı yasadışı olarak nitelendirmiştir. Kosova’yı tanıyan ülkeler arasında; Afganistan, Kosta Rika, Birleşik Krallık, Senegal, Türkiye, Tayvan olmak üzere 109 ülke tanımıştır. Türkiye yöneticilerinden şu demeç ile destek gelmiştir; Son yıllar da büyük acılar yaşamış, Balkanlar da kalıcı barış anlayışının hakim olmasına önem vermektedir. Kosova’nın bağımsızlığının bölge ülkeleri arasındaki istikrara ve güven teşkil etmesini temenni etmekteyiz.
Geçtim ama Tiyatrodan oyunun yazarı Yeton Neziray, bu oyunu Kosova Devlet Tiyatrosunda sanat yönetmenliği yaptığı sırada kişisel tecrübelerine dayanarak kaleme almıştır ve birçok olay gerçektir bu oyunda. Neziray’ın özgeçmişine kısa bir göz atalım; Kosovalı bir oyun yazarı olan Yeton Neziray, Kosova Ulusal Tiyatrosunun sanat yönetmenliğini yapmıştır, halihazır da ise modern tiyatro ve dramaturji alanlarında odaklanan ”Qendra Multimedia” isimli tiyatro topluluğunun yönetmenliğini yapmaktadır. Oyunları ve yazıları; Almanca, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Slovakça, Makedonca, Slovence, Hırvatça, Romence, Boşnakça, İspanyolca, Türkçe, Lehçe, Bulgarca ve Sırpça olmak üzere 15’ten fazla dile çevrilmiştir… Yönetmen rolünü canlandıran Şahin Çeliğin, Spor Bakanı ile olan bir sahnesinde şu repliğe hayat veriyordu; Eserlerime dokunmayın, gerekirse kolumu bacağımı kesin” Devlet tiyatrosunda işittiğimiz bu cümleler özgürlüğün zindanlardan çıkışına mı haberci yoksa. Bu replik tüylerimi diken diken etti. Sanat özgürleşecek ise emin olun özgürleşir, kimse set çekemez önüne. Oyunun cast seçimi çok başarılı, James karakteri ile Ozan Dağara performansı ile göz doldururken, olay örgüsünü de geniş bir yelpazeye yayılmasını sağlıyor. Aklınız da ”sanat özgür mü” veya ” nasıl özgürleşir” gibi soru işaretleri varsa bu oyunu takip edin.