[Raffi A. Hermonn’un T24’te yayınlanan; Anahit-Hermon Variş Tiyatro Topluluğu’ndan, Krikor Dinçkayıkçı’nın yönettiği, Şaşkın Baba’sını Osmanlı – Türkiye Ermeni Tiyatrosunun gelişimiyle beraber ele aldığı yazıyı paylaşıyoruz.] Bilmeyenler için hatırlatmakta yarar var; hayır temcit pilavı gibi aynı şeyi öne sürüyor gibi olmaktan imtina etsek de; bazen hatırlatmayı âdet haline getirmek gerekiyor sanki. Bilenler bağışlasın, hoş bu kadar bilenlerin olduğunu zannetmiyoruz ya, yine de özrümüzü dileyelim…
Efendim meddah, orta oyunu gibi Anadolu’ya İran, Balkan ve Kafkasya’dan gelen tarzını değil; batı tarzında tiyatro geleneğinin, Ermeni Osmanlılarca ülkemizde başlatıldığını duymuşuz ama kime sorsak, eminiz çoğu kem-kümden öteye gitmez söyleyecekleri…
Onun için, bugün size tavsiye edeceğim bir tiyatrodan bahsetmeden önce gelin şöyle bir göz atalım geçmişe… Sultan III. Ahmet devrinde, yabancı oyuncuların Fransız konsolosluğu salonlarında, yabancı uyruklu Osmanlı seyircilerine (sakın ‘yabancı’ deyince Ermeni, Rum, Yahudi’yi zannetmeyin, zira onlar asıl yerlileridir bu toprakların, Osmanlı uyruğundaydılar tabii ama bir de Osmanlı coğrafyasında yaşayan ama yabancı uyruklular vardı, onlardan söz ediyoruz) verdikleri temsiller başlar. Sonra, 1820’lerde, yeni oluşan, burjuva sınıfın hakkını kültürüyle de vermeye çalışan, Düzyan ailesinin Kuruçeşme’deki yalısında Ermeni gençler ilk temsillerini verirler. Onları, Ortaköy’deki aynı, yeni sınıflarının hakkını kültürel alanda öncülükler yaparak yapmaya başlayan, Şahinyan ailesi takip eder, evlerinde tiyatro oynanır. Bu arada, Bebek’teki Fransız okulunun öğrencileri, Ermeni öğretmenleri Kapriyel Anuşyan gözetiminde trajediler oynarlar. Der Saadet’in Asya ayağındaki, Ermeni şair ve yazarlarıyla meşhur Üsküdar’ı geri kalır mı? Boğos Efendi Odyan, paralarıyla hovardalık yapıp, kumar oynamak veya dünyayı dolaşmak yerine, evinin çatı katında bir sahne oluşturur ve Karekin Papazyan, İlyas Çayyan, Dikran Peştemalcıyan gibi gençlere, tiyatro yapmaları için tahsis eder… O gençler mi? Şaka değil, Racine, Voltaire ve Molière”den eserler sahnelerler. Bunu duyan, Hasköy’deki Ermeni gençler, geri kalmak istemezler ve Ermeni okullarında bir grup genç, yönetmenleri Ermeni hastanesi hekimlerinden Karekin Çaprazyan ile kadrolarına aynı okulun öğretmenlerinden Mınakyan, Fasulyacıyan ve Tülbentçiyan’ı da alarak oynarlar… Tabi, Modern Türkiye Tiyatrosu’nu kurduklarının farkına bile varmadan…
Kuzguncuk’taki Ermeni gençleri Ermeni Dostları adlı bir grup kurarak (Aziz Aydınlatıcı) Surp Lusavoriç okulunda oyunlar sahnelerler. Hasköy ve Kuzguncukla birlikte Ortaköy’de de tiyatro faaliyetleri gittikçe gelişir zamanla ve Ortaköy Katolik okulunun öğrencileri aynı okulda Mıgırdiç Beşiktaşlıyan tarafından Ermenice ’ye çevrilen Alfierie’nin Savol oyununu oynarlar. Bu ekip 1867’de Gregoryen Okulu grubuyla birleşerek Ortaköy Tiyatro Sevenler Derneği’ni kururlar. İşte bu dernek sonradan Modern Türkiye Tiyatrosu’nun kurucu adları olacak birçok sanatçının ilk burada seyirciyle tanışması ve ilk Türkiyeli telif eserimiz olan Tovmas Berents’in Aldatılan Eğinli adlı oyununun sahnelenmesi açısından, Osmanlı – Türkiye Ermeni Tiyatrosu’nda önemli bir yere sahip olmuştur.
Yazının devamı için tıklayınız.