Mimesis Çeviri/ Dans gençliğe tapar. Fakat yeni bir gösteri, yaşlı dansçılara tekrar yıldızlarını parlatma şansı sağlıyor.
Guardian, 9 Eylül 2014, Çeviri: Levent Soy
‘Dansçı olmayı hiç bırakmıyorlar’ … Betsy Gregory Elixir Festivali için provada. Fotoğraf: Tony Nandi
“Sadler’s Wells’de en son sahneye çıktığım zaman”, diye gülümseyerek söze başladı Namron Yarrum, “kulis hala gaz sobasıyla ısıtılıyordu.” Namron, her zaman için İngiltere’nin önde gelen dansçılarından biri olmuştur. Çok uzun bir süre için İngiltere’nin en ünlü siyah dansçısı ve London Contemporary Dance Theatre’ın kurucu üyelerinden biri olan Namron, olağanüstü performanslarıyla 1970’lere ve 80’lerin ilk yıllarına damgasını vurmuştu.
Geçen yıllar, fiziksel yeteneklerini elinden alınca Namron kendini eğitime verdi ve sahneye dönmek gibi bir niyeti yoktu. Ancak bugün, 70 yaşın olgunluğunda ve kırçıllığında emeklilik köşesinden kalkmayı, ve sekiz eski kurtla birlikte, yaşlı dansçıların becerilerini anan kısa bir program kapsamında, Sadler’s Wells’deki yeni bir çalışmaya katılmayı kabul etti.
Elixir festivali, uzun süredir dansçıların yaşlandıkça izledikleri yolu büyük bir hayranlıkla takip eden, Sadler’s’ın yaratıcı öğrenme direktörü Jane Hackett’in projesi. Pek çok dansçı 30’larının sonlarında ya da 40’larının başında icracılığı bıraksa da, Hackett bu insanların asla dansçı olmayı bırakmadığına inanıyor. “Bence, kariyerleri boyunca içlerinde bir şey gelişiyor,” diyor. “Ve hep onlarla birlikte kalıyor, kaslarının belleklerinde ve kim olduklarına dair algılarında kalan bir şey bu.”
İşte Hackett’ı yaşları 54 ila 70 arasında değişen bir grup kurup, koreograf Jonathan Burrows ile yeni bir işe sokmaya iten şey, bu içsel “şey” idi. Namron, Linda Gibbs ve Christopher Bannerman gibi bir kaç eski LDCT [Londra Çağdaş Dans Tiyatrosu] dansçısıyla birlikte, Hackett’ın listesinde üst sıralarda yerini almıştı. Namron, ne akranlarıyla biraraya gelmeye, ne de tekrar Sadler’s’da dans etmeye karşı koyamadı. Fakat hem figürleri hatırlama hem de genç dansçıların önüne çıkma konusunda duyduğu heyecanı ifade etmekten de geri durmadı. “Jane’e söyledim, ‘emekli pasolarını gösteremezlerse, salona bile sokma’ dedim, aksi taktirde onlarla baş edemem.”
İşin doğrusu, ben de grupla bir araya geldiğimde, herkesin değişik düzeylerde de olsa endişeli olduğunu gördüm. İstisnasız, kendi geçmişlerinin daha kırışık, daha sarkık halleri oldukları ortadaydı, ve ne zaman çalışma notlarına göz atmak isteseler, okuma gözlükleri çıkıyordu ortaya. Etkileyici derecede zinde bir Pilates eğitmeni olan Gibbs bile, Hackett’in gelen teklif karşısında ilk tepki olarak “Aman Allahım, ben artık çok yaşlıyım” demişti.