Şinasi ve Akün Sahneleri satıldı ve yeni sahibi tarafindan binanın otele dönüştürüleceği haberi yapıldı, halbuki bundan bir sene önce Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, bu sahnelerle ilgili şu sözleri sarf etmişti: “Akün Sahnesi ile Şinasi Sahnesi, başkentin en önemli sanat merkezleridir. Her iki sahnede uzun yıllardır Ankara’ya gelen ulusal ve uluslararası sanat gruplarının, sivil toplum kuruluşlarının gerçekleştirdiği festival ve sanatsal etkinliklere her zaman ev sahipliği yapmakta ve ücretsiz olarak tahsis edilmektedir. 14 Mart 2013’te yapılan ihale iptal olmuş, şu an itibariyle satışı söz konusu değildir. Satımı halinde ise, halihazırdaki sözleşmeler yeni malik ile devam edecektir.” Emek İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yazıcı geçtiğimiz günlerde “Ancak tapu devir işleminin gerçekleşmesinin ardından içindeki kurum ve kuruluşlar 1 yıl daha kalacaklar. Sonrasında binanın yeni sahibiyle anlaşırlarsa, kiracılık devam edebilir” dedi. Kent merkezlerindeki gayr-ı menkul fiyatlarının astronomik rakamlara ulaşması, merkezlerde numune olarak korunan yeşil alanlara göz dikilmesinin yanı sıra dişe dokunur gelir oluşturamayan kültür sanat faaliyetinin de kentin saçaklarına sürülmesine ya da AVM’lerin alt katlarına sıkıştırılmasına neden oluyor. Kent merkezleri ise AVM ve yıldızlı otel furyasına teslim ediliyor. Gidişat bu yöndeyken Şinasi ve Akün Sahnelerinin bu trende karşı durup duramayacaklarını ve tiyatrocular tarafından ne ölçüde sahiplenileceklerini önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Devlet Tiyatroları’nın başına TÜSAK tasarısına destek vermesiyle dikkatleri üzerine çeken Nejat Birecik’in getirilmesiyle birlikte tepki istifaları devam ediyor. Son olarak Trabzon DT Müdürü Birkan Görgün sert bir açıklama ile istifa etti. Diğer taraftan DT Macbeth’i sansürlediği iddialarını kesin bir dille reddetti ve bu iddiaların art niyetli olduğunu ve DT üzerinde yanlış bir algı oluşturulmaya çalışıldığını belirten bir açıklama yaptı. Devlet tiyatrosu belli ki ciddi bir gündem oluşturmaya devam edecek.
Kobani’deki savaş gündemi sahne sanatlarının da gündeminde. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu oyuncuları, Pîre û Luye adlı çocuk oyununu bu kez IŞİD’in saldırıları nedeniyle Kobani’den aileleri ile kaçan çocuklar için oynadı. Diğer taraftan Kobani ile dayanışmak amacıyla sınırda nöbet tutan halka destek için çok sayıda sinemacı, tiyatrocu, müzisyen, dansçı sınıra gelerek nöbet eylemine katıldı. Bu eylemde güvenlik güçleri tarafından yapılan saldırı sonucunda 2’si sanatçı 4 kişi yaralandı ve sınırın Kobane tarafında bulunan Kader Ortakaya başından vurularak yaşamını yitirdi. Rojava, Suriye ve Ortadoğu’daki savaş kısa zamanda biteceğe benzemiyor ve bu savaş hakkında Türkiye’nin sanat dünyasında belli cılız tepkiler dışında yeterli ve gerekli duyarlılığın oluşturulmadığı görünüyor.