Zafer Diper
Geçen ay, Sennur Sezer’le izlencesinde, Hayat TV çekimindeyiz. Bir ara geçmişe gidiyoruz, Bizim Tiyatro’nun kuruluş yıllarına. Yalnızca oyunlarla değil, dönemsel olarak ele alındığında önemi yadsınamaz üretimlerde bulunuyorduk kültür-sanat bağlamında.
Şükran Kurdakul şöyle söz etmişti o günlerden Cumhuriyet gazetesindeki köşe yazısında: “Zafer Diper’i kimi okuryazarlarımıza sonu gelmeyecekmiş gibi görünen 12 Eylül günlerinde tanıdım. Üsküdar’da Sunar Sineması’nın üst katındaki tiyatroya sığınmış, elinden geldiğince, darbecilerden darbe yiyen kültür savaşımının varlığını kanıtlamaya çalışıyordu. (…) Ayağım alıştı Bizim Tiyatro’ya… Açıkoturumlarda konuştum, tartışmalara katıldım, yaralı çağdaşlaşma savaşımızın ilginç evrelerini anlatmaya çalıştım… Toplantılara katılan 12 Eylülzedelerle birlikte direncimizi somutlamaya çalışarak, darbenin bizi köleleştirmediğini duymak yetiyordu bize…”
Sanırım daha önce de andım 80’lerdeki bu benzersiz etkinlikleri ama yinelemekte yarar var; Dinleti, Konuşma, Gösteri, Söyleşi, Toplugörüşme, Atölye, Sergi derken bakın şu düzenlediğimiz etkinliklerde sahnede yer alan kimi katılımcılara: Ezginin Günlüğü, Bulutsuzluk Özlemi, Kopenhag Caz Orkestrası, Erol Pekşen, Çağdaş Bale, Vecihi Ofluoğlu, Şahap Balcıoğlu, Tan Oral, Oben Güney, Kemal Özer, Doğan Hızlan, Afif Yesari, Refik Durbaş, Ayla Algan, Beklan Algan, Erol Keskin, Haluk Şevket, Orhan Alkaya, Hayati Asılyazıcı, Tahir Özçelik, Işıl Özgentürk, Seçkin Selvi, Asım Bezirci, Atilla Özkırımlı, Cahit Tanyol, Mahmut Dikerdem, Emre Kongar, Yaşar Kemal, Kemal Nebioğlu, İlhan Selçuk, Öner Yağcı, Melike Demirağ, Candan Sabuncu ve Sennur Sezer ile birlikte 24 Kasım’da yitirdiğimiz Melisa Gürpınar…
Bu ikilinin yer aldığı “Sennur Sezer-Melisa Gürpınar Şiirinde İnsan”dı şiir-gösterisinin adı. Zorluk ötesi koşullarda yaşadığımız için o dondurucu kış günlerinde bile her zaman ısıtmayı çalıştıramıyorduk öyle. Sennur ile Melisa gıkları çıkmadan salonda o soğuklarda az prova yapmadılar birlikte. Şairliği, yazarlığı, eleştirmenliği yanı sıra tiyatrocuydu Melisa. Bir süre, çeşitli tiyatro oluşumlarında, oyuncu ve yönetmen olarak yer almış, konservatuarı bitirdikten sonra tiyatro öğrenimini 1965-1967 yılları arasında Londra’da sürdürmüştü. BBC Türkçe Servisi’nde kültür programları yapmıştı. Bu özellikleriyle, bizde katıldığı bir diğer etkinlik de “Tiyatroda Eleştiri” konulu toplugörüşmeydi.
Melisa, Türkiye Yazarlar Sendikası’nda 1991-1993 arasında genel sekreterlik görevini de üstlenmişti. PEN üyesiydi…
Ve daha sonra, kırk yılda bir görüşebildiğimiz yıllarda da, o güzelim şiirlerini yazadurdu hep Melisa:
“gözyaşıyla söner mi yangın ey ölüm ben ne aptalım okunur mu yolladığım mektup tutuşmuş bir kalemle yazdığım”