Volkan Taha Şeker
Son günlerde alternatif tiyatro sözü kulaklara daha fazla çalınır oldu. Margarin markasının belirli aralıklarla, marka adının başına “yeni” kelimesini ekleyerek piyasada tutunma uğraşı gibi bir durum…
“Tiyatro sinemaya yenildi, şimdi alternatif tiyatro zamanı” gibi düşünceler de yok değil.
Her yerde bir alternatiftir gidiyor… Alışılagelmiş konu ve kalıpların dışında deney ve araştırmaya yönelik olan yeni oluşumların sahneledikleri, alternatif tiyatrodur. Alternatif olma nedeni; mevcut olana rakip olması değil, ona yeni ufuklar kazandırma isteği olmalıdır.
Avrupa’da alternatif tiyatro denince özellikle doğaçlamanın ön planda olduğu, tiyatroyu ezber kalıplarından kurtarmayı hedefleyip özgürleştiren, seyirciyi oyunun değil yaşamın bir parçası haline getiren anlayış görülmekte.
Bizde ise alternatif ağırlıklı olarak sokakta başladı. Oysa geleneksel tiyatromuzun belirsiz uzaklıktaki tarihinin kökeninde sokak zaten hep vardı. Şimdilerde de geçmişe özenen kesimler, yani asil sahnede kendine yer bulamayanlar sokaklarda oyunlar oynuyor.
Ülkemizde sayısız alternatif tiyatro türedi. Gerçek anlamda gerek metin gerekse biçim açısından kaliteli oluşumlar var. Onları bir kenara ayıralım. Onlar azınlık. Kumbaracı 50, Garaj İstanbul, Seyyar Sahne vb. oluşumlar şimdilik aklıma gelen gerçek alternatiftir, kalitedir. Öyle de kalsınlar.
Bir de şu açıdan bakmak gerekli; Yöreselliği yaşamadan evrensele ulaşmak imkânsız… Klasik tiyatro anlayışımız gibi alternatif anlayışımız da yöreselden tamamen kopuk, ithal…
Türkiye’de genelde sokak tiyatro eksenli oluşumlarda sanatı görmek zor. Sokaktan sahneye çıkıp kendini alternatif olarak tanımlayan bazı gruplarda sanatın adı bile yok. Bu gibi yerlerde sanatın anlamı, sadece uyduruk siyasi oluşumların, yıkıcı militan güçlerin propagandası halini alıyor. Sonrasında da sergilenen sözde oyun, o siyasi partinin basın açıklamasına dönüyor. Adına her daim sanat deniyor.
Bu mudur alternatif?
Kaliteli sanat üreten kurumlarda yer bulamayan kişilerin oluşturduğu o toplulukçuklar… Hâlbuki Amatör ruh esin verir, amatör ruh profesyonelliğin ön kaydıdır ama gelişmek isteyene… Oysa amatör kalmak isteyen, cahilliğe karşı bilgeliği yadsır. Bunu göremezler. Dışlananlar, farklı oluşumlarla yaptıkları amatörlüklere sanat diyor.
Bu mudur alternatif?
Sahnede çirkin bir perde ve tavana dönük özensiz yerleştirilmiş iki projektör… Çirkin sesi ile sahnede bağıran alt’ernatifler. Oyunda tema yok. Dahası oyun yok. Sadece girdabına delice kapıldıkları siyasi saplantıların basın açıklaması var. Oyunda çikletleri ile ağızlarını çiğneyip mısır yiyen seyircinin bu halini, “özgür seyirci anlayışındayız” diye yorumlayan tiyatro anlayışı. Anlayışsızlığı da denebilir.
Bu mudur alternatif?
Modernize etmek modernizeye kalkışmadan önceki aşamaya tamamen hâkim olmayı gerektirir. Ancak tarihi bilmeden geleceğe yön vermek acizliktir. Tiyatro tarihinde de bu böyledir. Modernize deyip tiyatroya yeni ufuklar açma adı altında tiyatronun 90 yıl öncesini bilmeyip kendini demonize edenler var. Bu kişiler sanata değil kendilerine dahi yön veremeyenlerdir.
Geç de olsa kapalı mekânlarda sigara içilmesinin yasaklandığı ülkemizde sahnede her oyunda sigara yaktırmak mıdır muhalefet? Ya da kendi özel tiyatrosunda tüm bilindik kalıpları yıkarak rakı festivali ortasında arsızca ortada gezinen konsomatrislere sanatçı yaftasını yapıştırmak latif?
Bu mudur alternatif?
Alternatif, kişinin karakterindedir.
Kişi ise sanatın hammaddesidir.
Öyleyse alternatif olan beceridir, araştırmadır, hayâdır.
Alternatif olan zekâdır; ileri zekâdır.
Geri olanından değil…
1 Yorum
yazarımız uzun süre sonraki ilk yazısıyla manşetten bi çıkış yapmış…..yazınızı çok begendik bizde alternatif üzerine çalışıyoruz.yukardaki kaliteli listeizde zamanla bizde yer almak ve etkinlikleirmizi duyurmanızı temenni ederiz. ankara edebiyat sanat platformu