[Ceren Çıplak’ın Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan İBBŞT’nin kuruluşunun 100. yıldönümüne dair ilgisizliği ele aldığı haberini yayınlıyoruz.] İBBŞT’nin, kurumun kuruluşunun 100. yıldönümüne ilgisizliği sürüyor. Kulislerde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tiyatronun 100. yılı için büyük bir bütçe ayırdığı, ancak bu paranın belediyeye bağlı Kültür İşleri Daire Başkanlığı tarafından Türk Sineması’nın 100. yılı nedeniyle sinema ile ilgili etkinliklerde harcandığı konuşuluyor.
25 Haziran 1914’te Darülbedayi adıyla kurulan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın (İBBŞT) 100. yıldönümünün bugüne kadar kutlanmaması tiyatro dünyasınca tepkiyle karşılandı.
İBBŞT yetkilileri, 2013-14 sezonu toplantısında 100. yılı çeşitli etkinliklerle kutlayacaklarını açıklamışlardı. Peki, sezon boyunca İBBŞT’nin 100. yılı neden kutlanmadı?
İBBŞT eski Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya 100. yılın kutlanmayışını son derece üzücü bir durum olarak niteliyor:
“Dünya üzerinde bir asrı deviren çok az tiyatro kurumundan bir tanesi İBBŞT… Ne yazık ki bürokratik vesayetle ve bu vesayeti kayıt altına alan bir yönetmelikle ne hale geleceğimizi yıllar öncesinde söylemiştik. Haklı olmanın bu kadar iç acıtıcı sonuçlarını yaşadığımız için başta büyük ustamız Muhsin Ertuğrul olmak üzere bütün ustalarımıza karşı boynumuz eğik. Geleceğe doğru ‘Tiyatroyu tiyatrocular yönetir’ prensibini bir kez daha tekrarlıyorum.”
İŞTİSAN (İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği) Başkanı Levent Üzümcü ise 100. yılda yapılması gereken en önemli ve en büyük projenin, kurumu sanatçıların elinden alıp bürokratlara teslim eden yönetmeliğin değişmesi olacağı kanısında. Üzümcü, siyasiler ile kurum içindeki yöneticiler için tiyatronun bir önemi olmadığını vurguluyor:
“Dünyada 100 yıllık kaç tiyatro kurumu var? Bu soruyu sormuyorlar ki… Dertleri rant ve inşaat. 100 yıllık sanat kurumu pamuklar içinde korunmalı, üzerine titrenmeli diye düşünmeleri gerekirken ‘Kurumun neresini değiştirmeli?’, ‘Kurumu nasıl çığırtkanımız haline getiririz?’ diye bakıyorlar. Tiyatro böyle yönetilmez, bu kurum kimsenin babasının malı değil, halkın malı. Anlatamadık bunu siyasilere.”
100. yıl bütçesi nereye gitti?
Bu arada, kurumun Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin, sorumuzu, “Çalışmalarımıza devam ediyoruz” diye yanıtlıyor.
Kulislerde ise, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tiyatronun 100. yılı için büyük bir bütçe ayırdığı, ancak bu paranın belediyeye bağlı Kültür İşleri Daire Başkanlığı tarafından Türk Sineması’nın 100. yılı nedeniyle sinema ile ilgili etkinliklerde harcandığı konuşuluyor.
Ama yine de, İBBŞT’ye haksızlık etmeyelim! 100. yılda “Alnında Işığı İlk Hissedenler Darülbedayi’den Şehir Tiyatroları’na 100 Yıl” başlıklı bir fotoğraf sergisi açtılar. Bununla da yetinmediler! Agop Baronyan’ın 1842-91 yıllarında çıkardığı 86 sayılık Tiyatro dergisini Osmanlıca ve günümüz Türkçesiyle kitaplaştırdılar! Az şey mi!
‘Diren Gezi’ diyen yasaklı
İBBŞT rejisörü Ragıp Yavuz, en büyük baskı ve yaptırımların yaşandığı darbe süreçlerinde bile, İBBŞT’nin bir sanatçısı olduğu için kendini değerli hissettiğini vurguluyor. Yavuz, bir gece baskınıyla tanıştıkları ve ilk andan itibaren benimsemeyi reddettikleri yeni yönetmelik işleyişinden bu yana, kurumun rejisör kadrolu üç sanatçısından biri olduğu halde geçmiş dönemden repertuvarda kalan oyunlarının engelli, yönetmeye talip olduğu projelerinin de yasaklı olduğunu belirtiyor:
“Bir yönetmen olarak Şehir tiyatrosu’nun 100. yıl yönetimiyle ilişkim soruşturma tebliğleri ve savunma yazılarından ibaret… Sanatsal üretimime tahammül edilemeyen bu anlayış karşısında ise Şehir Tiyatrosu’nun 100. yıl yapımlarını arıyor, bulamıyorum… İçim acıyor…
Kısa bir süre önce, yaşadığım soruşturmalardan birinin kararında, bir gösterim sonrası ‘Diren Gezi’ diyerek seyirciyi selamlamamın ‘sanatçıya yakışmadığı’ bildirilmiş ve ceza verilmişti. Tiyatromun 100. yılında yinelemekten onur duyuyorum ve eminim, yaşasaydı Muhsin Ertuğrul ustam da aynı şeyi söylerdi: ‘Diren Gezi!’… Şehir Tiyatrosu’nun 100. yılına saygıyla…”