Yaşam Kaya
Tiyatro YanEtki, 1973 doğumlu Amerikalı Yazar Chad Beckim imzalı ‘After / Sonra’ oyunuyla 2014 tiyatro sezonuna son noktayı koydu. Grubun önemli bir ismi olan Elif Baş’ın yönettiği oyunda çarpıcı bir hayat öyküsü gözler önüne getiriliyor. Konuya girmeden önce psikolojik açıdan zor metni büyük uğraşlarla sahnelemeyi başaran yönetmeni ve tiyatro ekibini kutlamalıyız. Günümüz modern dünyasının en önemli sorunu olan ‘tecavüz’ olgusuna bilindik algıların dışından bakan Beckim, masum bir insanın karşılaştığı ‘iftira’ sonrası yok olan hayatları kıskaca almış. Tabi metnini yazarken dünyada sadece ‘kötü’ insanların olmadığı vurgusu yerli yerinde. Her neyse, kritiği dağıtmadan söyleyeyim, Deniz Karaoğlu, Barış Kıralioğlu, Tayfun Yılmaz, Sinem Burcu Kalaycı, Hakan Güner, Gülce Oral gösteride karşımıza çıkan başarılı kadro!
Konuya şimdi değinebiliriz. 17 yaşındayken bir kıza tecavüz etmediği halde, ‘tecavüz’ suçlamasıyla hayatının büyük çoğunluğunu cezaevinde geçiren Monty, 30’lu yaşlarında ‘suçsuz’ olduğu anlaşılıp dışarı salıverilir. Monty’nin kız kardeşi Liz, ailesiyle birlikte derin acılar çeker, fakat anne-baba ölümü sonrası Liz’in bu hayatta tutunduğu tek kişi kalmıştır; Monty! İçerdeyken köpek bakım işleriyle ilgilenen, dışarı çıktıktan sonra kendisini adeta ‘çıplak’ gören Monty’i zor bir süreç bekler. Hayatında hiçbir kızla beraber olmamış, çevresinde kullanılan teknolojilerden bi’haber, dünyadaki yaşamsal enerjiyi keşfedememiş karakterin çatışmaları konunun ana hatlarını oluşturur. Öyle ki Susie adlı kızla arkadaşlık kurmaya başlar, fakat bir kadına nasıl yaklaşması gerektiğini bilmez. Warren’ ın babasının işlettiği ‘köpek rehabilitasyon-bakım’ merkezinde iş bulur, dört elle hayata asılmaya çalışır. Tabi ara ara ‘sosyal hizmetlerden’ gelen Chap, Monty’nin asla görüşmek istemediği kişidir; çünkü tecavüz suçlamasını yapan kadınla, yani kendi geçmişiyle yüzleşmekten inatla kaçınır.
Oyunun tamamını anlatıp seyirciyi ters köşeye yatıran sondan bahsetmek istemiyorum. Aşağı yukarı yazarın bizlere ne anlatmak istediği aşikar. Ama konuyu sahnede izlediğinizde sizleri büyüleyen oyuncularla, zekice yönetilmiş bir metinle karşılaşacaksınız. Elif Baş oyununu yönetirken başkarakter Monty’i merkeze oturtup tüm olayları o’nun yaşam kavgası üzerinden işlemiş. Deniz Karaoğlu’nun muhteşem ‘karakter oyuncusu’ özelliğini etkili kullanan Baş, Liz’in duygusal girdaba sürükleyen telaşını konunun içine öylesine ‘naif’ katmış ki, Sinem Burcu Kalaycı’nın ‘saf’, ‘doğal’ oyunculuğu billur gibi sahne üstüne çıkmış. İki kardeş arasındaki tartışmalar, sevgi yaklaşımları ‘Sonra’nın anlatmak istediği mesajı içerisinde barındırıyor. Warren ile Monty arasındaki ‘dostluk’; Susie ile Monty arasındaki ‘aşk’ bir yüzleşme serüveninin başladığı nokta. Barış Kıralioğlu, Warren karakterine esprili dille yaklaşıp trajediye boğulan seyirciyi rahatlatırken, Susie rolünde Güce Oral, günümüz kadın bakış açısının etkili bir dili olmuş. Ama oyunun tamamını baştan sona sırtlayan Deniz Karaoğlu’nu kutlamak lazım. YanEtki’nin ilk oyunu ‘Yalnız Batı’dan bu yana ilgiyle takip ettiğim oyuncu, her geçen yıl kendisini bir adım öne çıkarıyor. ‘Sonra’daki muhteşem psikolojik analizleri beni tek kelime ile büyüledi. Sinem Burcu Kalaycı ismine de dikkat etmeli. Oyunu doğru yerden okumak her oyuncunun yapabileceği iş değil.
Elif Baş entelektüel birikimini, Chad Beckim’in ‘After-Sonra’ oyununa öylesine etkili aktarmış ki, konu bittiğinde yaşamınızı sorgulamaya, Monty’nin yaşadıklarına yolculuk yapmaya başlıyorsunuz. Sahne kullanımında milimetrik çalışan yönetmen her anlamda dört dörtlük bir iş çıkarmayı başarmış. Tiyatro YanEtki’nin ‘modern tiyatro yolculuğu’ sürerken, yeni sezonda Asmalı Sahne’de gösterimlerine devam edecek olan ‘Sonra’yı şimdiden takviminize ekleyin, pişman olmayacaksınız.