[Akşam gazetesinden Seray Şahinler’in İstanbul Tiyatro Festivali direktörü Leman Yılmaz ile yaptığı söyleşiyi yayınlıyoruz] 1989 yılında başlayan ve İstanbul’daki tiyatro atmosferini hareketlendiren Tiyatro Festivali bu yıl 19. yaşını kutluyor. İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından 2001’den itibaren iki yılda bir yapılan festival bu yıl da dopdolu programıyla tiyatroseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Cuma günü başlayacak ve 5 Haziran’a dek sürecek olan festivalde ilkler de yaşanacak. Gerisini festivalin çiçeği burnunda direktörü Leman Yılmaz’dan dinleyelim….
Neler bekliyor seyirciyi?
Tiyatro festivalinin her zaman çok yoğun bir programı oluyor. Bu yıl iki önemli başlık var: ‘Polonya ve Shakespeare. ‘Bir Halk Düşmanı’ oyununu izleyicilerimizin dikkatini çekecek. Propeller Theatre Shakespeare’den ‘Bir Yaz Gecesi Rüyası’nı sahneleyecek. Shakespeare’den ‘Yanlışlıklar Komedyası’, ‘Kral(Soytarım) Lear’ gibi oyunlar da olacak. Baltık Dans projemiz var. O da Goran Bregoviç müziklerini kullanıyor. Bregoviç hepimizin tanıdığı ve sevdiği bir isim fakat bu sefer farklı bir sahne gözüyle izleyeceğiz. Okan Üniversitesi desteğiyle hazırladığımız Milonga projesi var. Çok sayıda yepyeni prodüksiyonu ağırlayacağız. Yerli topluluklarımız olacak. Diyarbakır Şehir Tiyatrosu ‘Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ ile, Eskişehir Şehir Tiyatrosu ‘Özgürlüğün Bedeli’ ile sahnede olacak. Bu oyunlar İstanbul prömiyerini yapacak. 33 yerli topluluğun oyunu festivale çıkmaya hazırlanıyor.
19. kez perdeler açılıyor. Bu festivali öncekilerden ayıran ne olacak?
Daha önce çok önemli sanatçılar geldi. Bu çıtayı ileri götürmek gerekiyor. Sonuçta uluslararası bir festival. Bu boyutunu geliştirmeye devam edecek. Bu yıl bir ‘show case’ düzenliyoruz. Belli tarihler arasında uluslararası festivallerin yönetmenlerini ya da bu alanda program yapan kişileri davet ettik. Onlara yönelik açılmış bir program oldu. Yabancı oyunları her yerde izliyorlar. Onlar için önemli olan buradaki oyunlar. Türk tiyatrosunu, yeni metinleri ve yönetmenleri merak ediyorlar. Onlar için 15-19 Mayıs tarihleri arasında bir program hazırladık. Fransa’dan konuklarımız var. Onlar burada oyunları seyretme fırsatı bulacak. Sadece festival kapsamında da değil İstanbul’daki oyunları da izleyebilecekler.
PROGRAMDA YER ALANLARI YURTDIŞINDA DA TANITIYOR
600. yıldönüm Polonya Tiyatrosu’nu izlemek için bir vesile oldu…
İki ülke arasındaki kültürel işbirliği uzun zamandır kopmuş olan bir bağı yeniden canlandırmamıza neden oldu. Birlikte yeni projelere imza atacağız. Sadece bu yılla sınırlı kalmayacak. Kültür yılları bir tür kapıdır. O kapı açıldıktan sonra ilişkileri geliştirmek hepimizin elinde.
Festivalin Türkiye açısından yurt dışındaki farkındalığı nasıl oluyor?
Her şeyden önce festivalin programında yer almak buradaki sanatçılar ve topluluklar için itici güç oluyor. Sonrasında kurulan ilişkilerde de önemli oluyor. Kendi tanıtımlarını sürdürüyor. Programda yer alanları yurt dışında da tanıtıyoruz. Avrupa’daki festivallerden önereceğiniz kim var diye bize ulaşırlar. Bir anlamda İKSV İstanbul Festivali olarak bir danışman ve aracı kurumuz. Sürekli sanatçılarımızı ararız ve bize dosyalarınızı verin deriz. Bu ilişkiler sürer.
Sizinle yola devam ediyor festival. Heyecanınız ne durumda?
Öğrencilik yıllarımda ben bu festivalle tanışmıştım. Önce işin mutfağında, sonrasında da içinde olmak büyük sorumluluk. Festivalle ilgili kendi isteklerim ve ideallerim vardı. Önemli olan bunu küçük ama emin adımlarla daha da ileriye taşıyabilmek.
5 Haziran’a kadar yurt dışından 7, Türkiye’den 33 tiyatro, dans ve performanstan oluşan 100’e yakın gösterim izleyiciyle buluşacak. Detaylı bilgi tiyatro.iksv.org adresinde.