Restorasyonu yeni tamamlanan Diyarbakır’daki Cemil Paşa Konağı bir ilke sahne oldu. Kürt şair ve mutasavvıf Ehmedê Xanî’nin bir aşk hikâyesini anlattığı eseri Mem û Zîn ilk kez mekân tiyatrosu olarak sahnelendi.
Mem û Zîn eseri, birbirine aşık olan ancak kavuşamayan Mem ve Zin adındaki iki gencin trajik öyküsünü anlatır. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, bu eseri farklı bir üslupla farklı bir mekânda sahneledi. Yer Cemil Paşa Konağı’ydı. Ekip üyeleri burada ilk defa oyunun tiyatro dışındaki bir mekanda sahnelenmesi anlamına gelen ‘mekân tiyatrosu’nu denedi. İlk temsili de konak civarındaki mahalleliye verdiler.
Müzikal form, dans ve anlatıcının kullanıldığı Kürtçe oyunda yaklaşık 60 kişilik bir ekip görev aldı. Mekan tiyatrosu kavramına uygun olarak konağın neredeyse bütün odaları, avlusu hatta damı bile kulanılarak oyuna dahil edildi. Pencerede, odalarda ya da seyircilerin arasına girerek mekanı kullannan oyuncular bir yandan da aynı mekanı paylaştıkları izleyicileri oyuna dahil ettiler.
Yazar Kawa Nemir, Ehmedê Xanî’nin eseri Mem û Zîn üzerinde yaklaşık 25 yıl çalışmış. Oyunu sahneye ve günümüz Kürtçesine uyarlamak için de bir yıla yakın masa başında oturmuş. Nemir, Kürt edebiyatındaki tüm eserlerin Mem û Zîn etkisi altında kalarak çıktığını söylüyor:
“Mem û Zîn bizim ulusal ve kaynak metnimizdir. Form olarak mesnevi tarzında yazıldığı için tiyatroya da uyarlamak zor. Ama hikâye örgüsü açısından kusursuz bir metin. Kürt edebiyatında Mem û Zîn belli başlı metinlerden bir tanesi hatta en büyüğü. Mem û Zîn üzerine bir kaç oyun uyarlaması var ancak biz yeni ve özgün bir çalışma yürüttük.”
İlk Mekân Tiyatrosu
Tiyatroyu sahnenin dışına taşımak için orijinal bir yöntem olan ‘Mekân Tiyatrosu’nun da kullanılması Kürt tiyatrosu için bir ilk. Oyunun yönetmeni Rüknettin Gün, yöntemin daha önce performans açısından kullanıldığını ancak Mem û Zîn gibi büyük bir hikayenin mekansal tiyatro olarak temsil edilmesinin Türkiye için de ilk sayılabileceğini belirtti:
“Kaynak bizim için ve bu mekân için biçilmiş bir kaftandı. Hikayede geçen Cizre’deki Burca Belek mekanı bizim mekanla örtüşüyor.Bu nedenle alanın tamamını kullanarak orijinal hikâyenin örgülerini mekânın gücüyle verebildik. Bizim için tiyatronun sahne dışına çıkarılması açısından ilk. Ancak Türkiye ölçeğinde de perpormatif deneyler dışında bu büyüklükte bir prodüksiyon yok. Yani oyunların bir bölümünün sokakta veya mekanlarda temsil edilmesi daha önce denenmiş. Ancak bizim oyunumuz başı ve sonu olan komple bir hikaye ve o hikayenin tüm örgülerini mekan içinde, mekanı kullanarak yansıttık.”
Ses sanatçıları Ali Tekbaş ve Zelal Gökçe’nin başrollerini paylaştıkları Mem û Zîn oyunu turneye de çıkabilecek. Yönetmen Rüknettin Gün, bölgede Cemil Paşa Konağı formunda başka konakların da olduğunu ayrıca Avrupa’daki şatoların da kullanılabileceğini belirterek geniş bir turne organizasyonu için çalışma yürüttüklerini söyledi.