Mimesis Haber / Kültürel Çoğulcu Tiyatro Günleri 4 Mayıs Pazar günü Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi’nde düzenlenen 3 etkinlikle devam etti. Ana teması Kürtçe tiyatro olan etkinliklerde ilk olarak Deneysel Sahne, Moliere’in Nexweşê Nexweşîyê adlı oyununu deneme gösterimi olarak sergiledi. Ardından Sovyet Kürt tiyatrosunun önemli isimlerinden oyun yazarı, yönetmen ve oyuncu Şalîko Bêkes ile sohbet gerçekleştirildi. Günün son etkinliğinde ise Teatra Sî tarafından Şalîko Bêkes’in Kurd û Tûtû adlı iki perdelik oyunu sahnelendi.
Günün ilk etkinliği olan Deneysel Sahne’nin Nexweşê Nexweşîyê oyunun ardından gerçekleştirilen söyleşide grup üyeleri; Deneysel Sahne içerisinde 3 arkadaşın ortaya koyduğu inisiyatifle Kürtçe tiyatro serüvenlerinin başladığını bu süreçte karşılarına çıkan en önemli sorunun dil sorunu olduğunu ve oyunculuktan çok dil üzerine çalışmak zorunda kaldıkları için estetik olarak oyunda özellikle stilize oyunculuk bağlamında eksik noktalar olduğunu düşündüklerini belirttiler. Söyleşinin bir diğer önemli vurgu noktası ise Kürtçe tiyatro ve üstyazı kullanımı üzerineydi, seyircilerden bu konu ile ilgili olarak gelen bir soru üzerine grup, üstyazı kullanımını bilinçli olarak tercih etmediklerini, temel dertlerinin Kürt diline hizmet etmek olduğunu bir diğer yandan da Türkiye kamuoyunda sıklıkla gündem gelen kardeşlik vurgusunun gerçek bir kardeşliğe dönüşebilmesi için, birbirinin dilini anlamak gerektiğini düşündüklerini belirtti. Grup son olarak oyunun önümüzdeki yıl sergilenmek üzere çalışılmaya devam edileceği bilgisini verdi.
Oyunun ardından Şalîko Bêkes ile söyleşiye geçildi. Söyleşinin ilk bölümünde Bêkes kendi deneyiminden de hareketle Sovyetlerde Kürt tiyatrosu üzerine bilgilendirici bir konuşma gerçekleştirdi. Bêkes konuşmasında Sovyet Kürtleri’nde düzenli tiyatro çalışmalarının 50’lerden sonra ancak başlayabildiğini bundan önceki dönemde öncelikle Rus Devrimi ve ardından 2. Dünya savaşı sebebiyle dağınık bir yapıda olduklarını belirtti. 50’li yıllarda ise öncelikli olarak gazete ve dergi gibi yayınlarla kültürel çalışmaların başlatıldığını ve Kürtlerin kültürel anlamda nefes almaya başladığını vurguladı. 70’li yıllarda tiyatral anlamda ciddi bir hareketlenme yaşanmakla birlikte 89’da yalnızca Kürtlerin değil Gürcü ve Ermenilerin de kültürel örgütlenmelerinin Gorbaçov tarafından dağıtıldığını ardından Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte devletlerin kendi kültürlerini geliştirme adına çalışmaya devam ettiklerini ifade eden Bêkes bu dönemden sonra kendisinin de Moskova’da tiyatro yapmaya devam ettiğini ve parasal zorluklar nedeniyle açılıp kapanan birçok tiyatro grubu kurduğunu ifade etti.
Tiyatro hayatında temel olarak nasıl bir dramaturjiyi sahiplendiği nasıl bir tiyatro anlayışına sahip olduğuna dair sorulan bir soru karşılığında Bêkes; en temel motivasyonunun Kürt diline sahip çıkmak ve korumak olduğunu, dil yok olduğunda kültürün de yok olacağına inandığı için bu konuya çok büyük önem verdiğini belirtti.
Günün son etkinliğinde ise Teatra Sî, Şalîko Bêkes tarafından kaleme alınan Diaspora Kürtlerinin dernek konfederasyonu merkezine Tûtû adlı biz uzaylının gelmesi ve bu metafor çevresinde Kürtlerin birlik oluşturamaması ve devlet kuramamasını konu alan Kurd û Tûtû oyununu sergiledi.
Volkan Mantu/ Mimesis