Mimesis Çeviri / Tiyatro zengin bir geçmişe sahiptir. Fakat fonların sıkıştırıldığı zamanlarda sadece koruyucu mirasa değil, daha sonra ne olacağına da vurgu yapmalıyız.
Guardian. 5 Mart 2014, Çeviri: Elif Karaman
Sınırları zorlamak… Martı’nın 2013 Headlong versiyonunda, Yakov rolünde Eddie Eyre ve Masha rolünde Jenny Reinsford. Fotoğraf: Guardian’dan Tristram Kenton.
Dance Gazette kısa zaman önce dans dünyasının uluslar arası yönetmenlerinden “Klasik baleyi koruyacak olan havaya oksijen eklemenin” yollarını düşünmelerini istedi. Fındıkkıran ve Uyuyan Güzel’in borçları ertelenmeli mi? Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, tıpkı Shakespeare’e moratoryum önerildiğinde olduğu gibi, bu konuda da bale severlerden acı çığlıklar yükseldi.
İlginç bir blogda, David Jays tiyatro yönetmenlerinin (bunların arasına yazarlar da eklenebilir) Shakespeare ya da diğer oyunlara yeniden şekil vermek için buldukları pek çok yola dikkat çekti. Klasik dansın kendini yenileyebileceği yollar bulmak için tiyatroyu örnek aldı. Tabii ki, muhtemelen yeni oyun kültürüne olan vurgumuz yüzünden ya da son yıllarda en ilginç tiyatro yapımcılarımızdan bazıları kullandıkları araçları genişlettikleri ve kendileri ve seyirci arasındaki ilişkiyi yeniden şekillendirme yolları aradıkları için tiyatro baleye ya da operaya nazaran çok daha az mumyalanmıştır.
Eski ile yeni arasındaki gerilim bazen yararlı olabilir. Birbirlerine karşıt olmak zorunda değiller. Bir şeyin yeni olması, onu eski olandan daha ilginç hale getirmez. Tiyatro kültürümüzde bazı şeyler bir sebeple hayatta kalır: genelde çok iyi oldukları ya da plastik oldukları için; ya da her iki sebepten dolayı. Büyük bir yeniden canlanma bize neden bu gösterileri beğendiğimizi neden repertuarda yer aldıklarını hatırlatır ve bize kendilerini yeniden izletirler. Headlong’un son Martı’sı bunun mükemmel bir örneği. Yanımda oturan adama gösteri arasında, izlediğimiz oyunun 100 yaşını geçkin olduğunu söylediğimde oldukça şaşırmıştı.
Fakat – tiyatrodaki gibi – oldukça zengin bir repertuvara sahip olduğunuzda bu; canlı performanslar, sirkler, sokak sanatları, sınır ötesi işler ve dijital sanatın da içinde bulunduğu az metinli ya da metinsiz tiyatro gibi diğer çalışmaların mekan ve fon konusunda sıkıştırıldığı anlamına gelir.
Geçenlerde No Boundaries’de, Ruth Mackenzie dijital sanatın şu an Eisenstein gelmeden önceki filmlerin konumuna benzer bir konumda olduğunu ileri sürdü. Bu heyecan verici bir şey. Sirk, potansiyel bir patlamanın eşiğindeymiş gibi görünen bir başka sanat dalı. Tiyatro yapımcıları sürekli formu test ediyor ve hikaye anlatmak ve seyirciyi angaje etme için yeni yollar arıyorlar. Tiyatro son on yılda, önceki 50 yıldan çok daha fazla gelişim gösterdi. Heyecan verici bir zamanda yaşıyoruz.
Bu aynı zamanda büyük bir probleme işaret ediyor: Bir çok formuyla tiyatro tam da fonların sıkıştığı zamanda gelişiyor. Üçlü tehdit hükümet yatırımındaki düşüşten, bazı yerel otoritelerin yatırımlarını sanattan kaydırmasından (Nottingham Playhouse’un tüm yatırımını kaybetmesiyle, Nottingham il meclisi bunun son örneği) ve piyango ücretlerinin düşürülmesinden kaynaklanıyor. Bu zorlu zamanlarda soru, mirası koruyup aynı zamanda tabandakileri ve yaratıcı riskler alanları destekleyerek geleceğe bir şans verecek misiniz? Sadece seyirci ya da sanatçılar için değil aynı zamanda gelecek kuşaklar için paranın en iyi faydayı getirmesini nasıl sağlayacaksınız?
Fonun arttığı iyi dönemlerde fon sistemini değiştirmek için çok az çaba harcadığımızı göz önüne alırsak, şu an fon azalırken tehlike, geçmişe ve kökümüze sabitlenmiş hale gelmiş olmamız. Hali hazırda işleyeni, kurulu olanı ve kültürel yapımızın bir parçası olanı koruma isteği güçlü bir istek. Aynı zamanda anlaşılabilir bir istek. Bu en güvenli seçenek hissi veriyor.
Ben bir an için bile zengin tiyatro kültürümüzü kutlamayı, beslemeyi ve aslında desteklemeyi kesmemiz gerektiğini – bu daha önce yok olanları da içerir- öne sürmüyorum. Fakat riske girmezsek, oturup yatırımları tabana, yeni formlara ve risk alan özgün prodüksiyonlara yöneltmezsek, tiyatronun pek çok olası ve henüz hayal bile edilmemiş geleceğini yıkacak gerçek bir olasılık ortaya çıkacaktır. Ayrıca, eğer sürdürülebilir bir gelecek yoksa, geçmişimizin zenginliğini düşünüp durmanın pek bir yardımı olmaz.