Yaşam Kaya
Bilindik düşüncelerinizi bir kenara koyun. Hayatın akışı içinde yaşadıklarınızı tekrar tekrar gözden geçirin. Her an her dakika yabancılaştığınız ülkenizle yaşamaya gayret edin. Arsızlığın, hırsızlığın kol gezdiği topraklarınızda ‘erdem’ kavramını kendinizle tartışın. Geceler boyunca uyumadan ‘acaba nasıl değiştirebilirim’ sorusuyla beyninizi meşgul edin. Susun. Konuşmayın. Sabitlendiğiniz küçük ekranın içine başka dünyalar eklemeye çalışın. Küfredin. Sabredin. Şiiiiştttt!… Şimdi Uyku Vakti!
Tiyatro Hal’in yeni oyunu “Soytarılar” yukarıda giriş yaptığım cümlelerin bütününü tiyatro sahnesine aktarıyor. Üç insanın bilinmez bir ülkede ‘soytarılık’ yaparak hayatlarını sürdürmelerini anlatan oyun, günümüz politik dünyasının önemli bir yansıması olarak sahnelerdeki yolculuğunu sürdürüyor. Tiyatro Hal’in duruşu Alternatif Sahneler içerisinde, diğer gruplar gibi çok sağlam. Politik eleştiri olgusunu düz mantık algıyla sunmak yerine, seyircisini çeşitli kurgularla düşündüren topluluk, realist olayları çarpıcı şölene çevirmeye başarmış.
Sahne Hal, tiyatroyu Beyoğlu bölgesinden alarak yeniden Şişli bölgesine taşıyan bir mekan. Yıllar önce Gazanfer Özcan ile Gönül Ülkü’nün sürdürdüğü misyonu günümüze taşımak önemli bir uğraş. Aslında Sahne Hal’in cesaretinden etkilenen birçok tiyatro topluluğu Şişli’ye yepyeni sahneler kazandırmayı başardı. Kültür Bakanlığı’nın ayrımcı politikasına rağmen ayakta kalmayı başaran, fikirlerinden asla taviz vermeyen tiyatro grupları ortaya koyduklarıyla ‘biz buradayız’ mesajı veriyor. Sadece paraya tahakküm eden zihniyetlere, toplum için yapılan sanatta paranın birinci sırada gelmediğini belirtmek en büyük karşı duruş. Fakat bu sahnelerin yaşaması için maddi sorunlarının çözülmesi şart. Seyircilerin mutlaka ama mutlaka oyunları desteklemesi gerekiyor. Yönetenlerin değil, seyircinin vereceği karar tiyatroyu ayakta tutacak. Sahne Hal’in seyircisiyle kurduğu bağ, ortaya konulan eserlerin kalitesini yükseltiyor. ‘Soytarılar’ yazdıklarımı doğrulayan önemli bir örnek!
R.Ppavelkıç’ın yazdığı, Sabahattin Yakut’un yönettiği oyunda sahnede inanılmaz performans ortaya koyan Onur Şenol, Onur Soyal, Musab Ekici yer alıyor. Performanslara neden ‘inanılmaz’ dediğimi birazdan açıklayacağım, ama önce konudan bahsedelim. Hayatını soytarılık yaparak kazanan üç arkadaşın öyküsü, yaşamın değişmez koşullarına karşı direnen bir algıyı sahneye yansıtıyor. Yaşam kavgası, doğruluk-dürüstlük temelinde, insanların gerçeklerini belirlemiş. Şehirden şehire koşturan, kapitalist düzene rağmen bildikleri gerçekleri söylemekten çekinmeyen insanlar, günümüz aydınlarını resmetmiş. Gerçeğin peşinde olmak ya da düşünceleri düzene teslim etmek! Gösterinin temel algısı bu söylem üzerinden ilerliyor.
Sahnede bedensel yetenekleriyle adeta görsel şölen sunan oyuncular, yönetmenin anlatmak istediği dünyayı çok iyi kavramış. Yani konuda ‘soytarı’ kavramı tamamen bir metafor. Görünenin arkasında, günümüz soytarılarının sistem tarafından nasıl kullanıldığı, konudaki ‘doğru neyse onu söylemekten çekinmeyen’ soytarının bölümünde anlaşılıyor. Oyuncular öylesine aktif öylesine hareketli bir performans sergiliyor ki, insan bir saniye gözünü kırpmadan sahneye bağlı kalıyor. Show mantığının yanına doğal oyunculuk yeteneğini ekleyen üç isim harikulade bir tempoyla oyunu bitiriyor. Yönetmenin ekip üzerinde başarılı oluşu, metnin dramatik yapısındaki eksiklikleri arka plana itmiş. Son bölümlere doğru fazlaca didaktik kalan öğelerde sadeleştirmeye gidilse fena olmaz.
Tiyatro Hal, Sahne Hal’de derinlemesine eleştirel düşüncelerle ‘Soytarılar’ı sunuyor seyircisine. Giriş cümlesinde bahsettiklerimi oyun boyunca düşünün. Yüksek tempoda hem görsel hem de bedensel şölen sürerken bir anda kendi toplumunuza nasıl yabancılaştığınızı göreceksiniz. Doğal oyunculuk yeteneğinin bu denli mükemmel biçimde işlendiği başka bir gösteri izlememiştim.
Oyun Sahne Hal’de izlenebilir.
Büyükdere Cad./eski Osmanlı Sk 3/A, Mecidiyeköy/İstanbul – Avrupa (0212) 274 7478