Zafer Diper
Ali Poyrazoğlu, Behzat Uygur, Kemal Kocatürk, Levent Özdilek, Nilgün Belgün ve benim de aralarında bulunduğum, ödül derdi ve hevesi olmayan tiyatrocular, geçenlerde düzenlenen ortak basın toplantısıyla şu dingili kopmuş Afife Tiyatro Ödüllerinin içi boşaltılmış, çarpıtılmış noktalarına değinmek adına bir araya geldiler…
Kimilerinin adını duyurarak kurumsallaşma, ama genelde reklamdan yararlanma amacıyla, böylelikle sanatçıları da aracı konumuna düşüren; halkın ne bilgisinin ne de ilgisinin olmadığı şu tiyatro ödülleri konusu, gerçekte ne yönüyle ele alınırsa alınsın, girdisini çıktısını bildiğim için “sorunsal” değil artık açıkçası. Çünkü yaklaşık dört yıl önce gazetemizdeki bir yazımda bu konuyu nedenleri gerekçeleriyle irdelemeye çalışmış ve tiyatromuzun Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri’ne katılmayacağını da belirtmiştim. Ne var ki, ben sanki böyle dememişim gibi yakın bir geçmişte adımıza gönderilen bir yazıda “Bizim Tiyatro Yönetim Ekibi” gibi abuk sabuk bir başlıkla, “bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz Tiyatro Ödülleri’ne verdiğiniz desteğe teşekkür ederiz” denmesi de gerçekten “pes” dedirtecek nitelikteydi. Benim seninle ne işim var?! Söylemişim işim olmadığını! Evet, ilginç! Biz böyle bir “ödül”e karşı olalım, onu yadsıyalım, onlar “teşekkür” etsin. “Kibar çocuklar” dense yeridir hani neredeyse, eğer bilmesek bu pişkin umursamazlığı: Kim karşı durmuş kim neyi neden eleştirmiş gibi bir bakışları görüşleri olmayanlar, bankanın mı nedir, o yönetim ekibi(!)…
Ali (Poyrazoğlu) çağırdığı için gittiğim bu toplantı, diğer sanatçı dostlarla buluşmak adına güzel bir nedendi benim için, o kadar. Ali ve diğer arkadaşların “kepazelikler diz boyu” dedirten örnekler ve saptamalarla ele aldığı konuşmalara ekleyecek pek bir şey de yoktu zaten…
Biz gelelim daha önemli bir konuya, 1 Mayıs’a…
Nasıl kutlanacak acaba “1 Mayıs İşçi Bayramı” bu ülkede? Nerelerde, ne koşullarda?..
Ya hükümet?..
1 Mayıs’ın Taksim’de engellenmesinin AİHM ve Anayasa’ya aykırılığı yazıla çizile dursun, onlar da kendi kutlama (!) hazırlıkları içinde: Taksim Meydanı’na kamyonlarla polis bariyerleri… Dubaları hedef alınarak su sıkma, olası manevralar… TOMA tatbikatı vd… Çalışmalara (!) tam gaz devam…
Başta ana muhalefet, DİSK, “Emek ve Dayanışma Günü”nden yana kitleler, coşku ve görkemle kutlanası bu günü nasıl yaşayacaklar acaba?!