Anabilim Eğitim Kurumları’nın, Öğretimde Yaratıcı Drama Uygulamalı Semineri Sanat Eğitimcileri Derneği Başkanı Prof. Dr. İnci San, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Tülay Üstündağ ve aynı zamanda organizasyonun moderatörü olan Sizdrama Kurucusu ve Anabilim Eğitim Kurumları Öğretimde Yaratıcı Drama Danışmanı Suat Güneş’in ve çok sayıda eğitimcinin katılımıyla gerçekleşti.
Sunumda öğrenme, etkili öğrenme, yaratıcı drama yöntemi, etkili öğrenme ve yaratıcı drama gibi konu başlıkları çerçevesinde katılımcılara bilgiler veren Dr. Tülay Üstündağ, “Öğrenme, kalıcı ve izli davranış değişikliğidir, yapıp ederek, gözleyerek yani yaşantılarla edinilir. Kendimizle ve başkalarıyla olan etkileşimle elde edinilir. Yaşantı ürünüdür” dedi.
Etkili öğrenmenin öğretenin yaşantı alanı ile öğrenenin yaşantı alanının ortak yaşantı alanı oluşturması sonucu kazanılacağını belirten Dr. Üstündağ, “Etkili öğrenmenin olmazsa olmazları teknik, yöntem, yaklaşım, duyulardır. Bunların öğrenmede etkisiyle ilgili yüzlerce çalışma sonucuyla karşılaşabilirsiniz. Yüzde 83 görerek öğreniyoruz. Yapıp etmek ise yüzde 90’larda unutmamayı hatırlamayı ve kalıcılığı sağlıyor” şeklinde konuştu.
Bireysel gelişime katkı
Yaratıcı drama eğitim programlarında sık duyulan ve bireysel gelişime büyük katkıda bulunan bir yöntem diyen Dr. Üstündağ, yaratıcı dramayı şu sözlerle anlattı: “Yaratıcı drama disiplin olarak bilgi üretmesiyle, ürettiği bilgiyi sınamasıyla ve yeniden o bilgiyi düzenlemesiyle karşımıza çıkan bir kavramdır. Bugün alan yazında hangi kaynağı açarsanız açın önce Sayın İnci San’ın tanımıyla karşılaşırsınız. Yani yaratıcı drama doğaçlama rol oynamadır, tiyatro ya da drama tekniklerinden yararlanarak bir olaya değinir ve oyunsu süreçlerle anlamlandırır ve canlandırır. Yaratıcı drama yöntemi, ise eğitimcinin yoğurt yiyişidir. Yaratıcı drama yöntemi dediğimde tıpkı program geçiştirme sürecindeki gibi planlama, uygulama ve değerlendirme süreci vardır. Tıpkı bir yaşam döngüsü gibi birbirini bütünleyen bir çemberdir başlangıç, geliştirme ve sondan oluşur.”
5n 1k’nın (ne, ne zaman, nerede nasıl, neden, kim) hayatımızın birçok yerinde yer aldığını söyleyen Üstündağ, “Sorunun odak noktasında kim kimler var ve bu kişiler niçin buradalar, ne yapacaklar, bunlara nasıl bir öğretme süreci uygulayalım da herkes çok etkilensin ve sonunda ne oldu en başta düşündüğümüze ulaştık mı? Baştaki hedef ve amaçlarımıza ne kadar yakın düştük. Eğer gerçekleştiremediysek nasıl, nerede, ne oldu dönüp bakmalıyız. Amacımız yaratıcı, sosyal, eleştirel düşünen, kendine güvenen, işbirliğine dayalı çalışan ve bağımsız karar verebilen bireyler yetiştirmekse yaratıcı drama işimize yarayabilir. Amacımız iletişim becerilerini geliştirmek, sözcük daracığını geliştirmek, hayal gücünü geliştirmek, başkalarını anlama ve hissetme becerileri gelişsin farklılıklara hoşgörü ile bakmak ve problem çözmek ise yaratıcı drama etkili bir yöntem olacaktır” ifadelerini kullandı.
Öğrenci merkezli öğrenme modeli
Yaratıcı drama eğitimlerinin genellikle hayata dönüşmediğini ve eğitim öğretimde bir yöntem olarak kullanılmadığını söyleyen, Sizdrama Kurucusu ve Anabilim Eğitim Kurumları Öğretimde Yaratıcı Drama Danışmanı Suat Güneş, öncelikle özel ve devlet okullarında müdür ve kurucu yönetici gibi kişilerin yaratıcı drama eğitimine sıcak bakması ve bu yönteme ortam hazırlaması gerekli dedi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2005-2006 yıllarında öğrenci merkezli yeni bir modelin hazırlandığını söyleyen Güneş, şunları söyledi: “Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen yeni model artık öğrenci merkezli biz de Anabilim Eğitim Kurumları olarak 5 yıldır bu modeli uyguluyoruz. Burada da yaratıcı dramanın uygulandığı derslerde çağdaş eğitime uygun bireyin kendini kendi düşüncelerini kendi yaratıcılığını ön plana alarak bir öğrenme gerçekleştiriyoruz.”
İlk oturum sonrasında katılımcılardan oluşan gruplar sahnede doğaçlama bir oyun sergiledi. Ardından Prof. Dr. İnci San’a onur konuğu ve Dr. Tülay Üstündağ’a katılımlarından dolayı Anabilim Eğitim Kurumları İlkokul Müdürü Ayşe Peker tarafından plaketleri takdim edildi.
Plaketini alan Prof. Dr. İnci Say, “Hepimizin bir yaşam yolculuğumuz var. Yaşam yolculuğumuzun başladığı bir nokta var. Bu yolculukta çok değişik sınavlardan geçiyoruz. Yaşamın önümüze getirdiği sınavlar bunları bazen geçiyoruz bazen ise başarısız olabiliyoruz. Ama elinde sonunda bir sonuç var. Sonuçların bir kısmı bir ödül olabiliyor” dedi.
Seminerin ikinci oturumu ise atölye çalışmalarıyla tamamlandı.