Yaşam Kaya
Münibe Millet, dansçı kimliğinin yanında oyunculuğundan sıklıkla söz ettiren bir isim. Kendisini Alternatif Tiyatro Sahneleri’nde tanıdım. Geçtiğimiz günlerde tek kişilik performansı olan ‘Hayatımın Bilgisi’ oyunuyla seyircilerin karşısında, harikulade bir iş çıkardığına şahit oldum. Oyuncunun geçmişiyle ilgili fazlaca detay yok. Çok genç, yetenekli, bir o kadar da başarılı bir kişi kendisi. Yaptığı proje tek kişilik ilk deneyimi, ama yakın tarihimize not düşen önemli bir adım. 1980 kuşağı çocukların hayalinde bir yerde kalan bazı ayrıntıları, mizahi bir dille anlatan ‘Hayatımın Bilgisi’, Özgür Akarsu’nun yönetiminde sahne yolculuğunu sürdürüyor.
Oyundan kısaca bahsedersek… Sahneye önce bir beyaz yakalı kadın geliyor. Seyircilere sunum yapacak. Elindeki kumandayla video görüntüleri gösterip, bazı olaylar hakkında insanlara bilgi verecek. Hani malum ‘Yaşam Lideri’ denilen kavramın hayatımızın içinde yer edinmeye başladığı son on yıldır, böylesi sunumlar pek yaygınlaştı. Sunumun bir noktasından sonra sahnedeki kişide ipler kopmaya başlar. Çünkü geçmişle gelecek arasında bir yere sıkışan insan prototipi ile karşılaşırız. İplerin koptuğu andan itibaren geçmişe, yani çocukluğa, ilk gençlik yıllarına doğru bir yolculuk gerçekleşir. İşte seyircileri de içine alan bu yolculuk öyle kolay kolay bitecek gibi gözükmüyor. Sahnedeki oyuncunun psikolojik problemleri yüzümüze doğru yakın bir mesafeden salvo yapıp, ruhsal açıdan hepimizi kendisine bağlıyor. Çünkü aynı çizginin, aynı doğrunun yakın bileşenleriyiz hepimiz. Tek kanal döneminde aynı programların hayalinde yaşayıp, çocukluk yıllarımızda aynı oyunları oynayıp, aynı arabalara binen bir kuşağın çocuklarıyız.
Oyunun yazarı Özgür Akarsu, metnini yazarken olabildiğine derin analizlerden kaçınmış. Yaşanmışlık olgusuna ‘ironi’ denilen ince alayla yaklaşmış. Münibe Millet’e sahnede o kadar çok geniş alan sunmuş ki, oyuncunun seyirciyle kurduğu bağ konuyu interaktif bir pozisyona çeviriyor. Münibe Millet’ in ‘karakter oyuncu’ özelliğine ilk kez şahit oluyorum. Bir insanın tek başına uzun bir metni kırk çeşit ruh haline girerek oynaması kolay değil. Mesela oyunda ‘Şirinler’, ‘Susam Sokağı’, ‘Adile Naşit’ çıkıyor karşımıza. Ya da çıkmasa dahi bizler o günlere doğru rahatlıkla uzayabiliyoruz. Kendi psikolojimizin içine, sahnedeki oyuncunun ‘karakter’ psikolojisini ekleyip geçmişle gelecek arasındaki köprüde çatışmalarla yer alıyoruz.
Münibe Millet’in rol yetisi her açıdan dört dörtlük. ‘Sezonun İzlenmesi Gereken 25 Performansı’ listesine kendisini dahil ettim. Oyuncu, ‘Hayatımın Bilgisi’ derken aslında hepimizin hayatının bilgisini aktarıyor. Dönemsel kurgularda psikolojik çözümlemeler yapmak zordur. Ya olanı olduğu gibi aktarırsınız ya da elinizdeki metni yaşayarak oynarsınız. Bizler sahnede ikinci söylediğimi an be an hissettik. Yaşanmışlık içinde yakın tarihimize ironi dolu, politik yolculuklar yaptık. Politik diyorum, çünkü sadece çocukluktan kalan bir metin yok önümüzde. 1990’lı yıllardaki acıların, umutların, hayallerin bütünleştiği bir aykırılık var.
‘Hayatımın Bilgisi’ kusursuz bir proje olmasının yanında, Münibe Millet’le beni bir kez daha tanıştırması açısından muhteşem bir gösteri olmuş. Popüler kültür merakından vazgeçen tiyatro seyircisinin artık ‘kaliteli’ oyunları takip ettiğini biliyoruz. İşte ‘Hayatımın Bilgisi’ popüler kültürü elinin tersi ile bir kenara iten kaliteli bir komedi. ‘Komedi’ diyorum, çünkü yakın geçmişinizle yüzleşirken emin olun hepiniz kahkahalar atacaksınız.